BARIŞ SEDEF
Savunma sanayisinde faaliyet gösteren 3 bin 500’den fazla firma var. Bu firmaların önemli bir kısmının yurt dışına açılmasında kritik bir role sahip olan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF) 1993 yılından bu yana kesintisiz gerçekleştiriliyor. Bu yıl kapılarını 17’nci kez açan organizasyon 99 ülkeden 100 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlıyor. Öte yandan bu yılki fuarın süresi de 4 günden 6 güne çıkarılırken bu durumun ikili görüşmeleri artırması bekleniyor. Fuar döneminde yapılan ikili görüşmeler ve anlaşmalar savunma sanayi tarafındaki ihracat pastasının büyümesinde etkili oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2025’in ilk yarısına bakıldığında savunma sanayi alanında 3,6 milyar dolarlık ihracata imza atıldı. Geçen yılın ayını dönemi göre yüzde 10’un üzerinde bir artış var. Totale bakıldığında ise son 23 yılda savunma sanayi ihracatında yıllık büyüme oranı yüzde 20 dolayında seyrediyor. Alt kırılımlara bakıldığında ihracatta en büyük pay insansız hava araçlarına ait. Gövdeden yazılıma kadar yüzde 90’ın üzerinde yerlilik oranın sahip olan insansız hava araçlarımız, yeni ürünlerin de piyasaya sürülmesiyle globaldeki liderliğini daha da perçinleyecek. Savunma sanayisinde genel olarak yerlilik oranına bakıldığında ise yüzde 80’lere gelindiği görülüyor.
Elektronik harpte F35 ve balistik seyir füzelerini tespit eden sistemler var
Modern savaşın hızla gelişen ve giderek karmaşıklaşan doğası elektronik harbin önemini artırıyor. Teknolojinin yükselişiyle savaş alanı artık geleneksel fiziksel alanlar ve silah sistemleriyle sınırlı kalmıyor. Elektronik sistemler ve cihazlar, modern askeri operasyonlarda çok önemli rol oynuyor ve bu sistemleri bozma, koruma ve kullanma yeteneği bir çatışmanın sonucunu büyük ölçüde etkileyebiliyor. Aselsan tarafından geliştirilen PUH3 LT Elektronik Destek Sistemi, düşman askerinin konuşmalarını otomatik olarak çevirip kimlik tespiti yaparak, sinyal analiziyle de konumlarını tespit edebiliyor. F35 gibi yeni nesil savaş uçaklarını ve balistik seyir füzelerini tespit eden bir altyapıya sahip olan Türk elektronik harp sistemleri, gücüne güç katarak yoluna devam ediyor.
2028’de KAAN’ın envantere girmesi bekleniyor
Hava savunma ayağında kısa, orta ve uzun menzilli sistemler de yerli ve milli üretim olarak geliştirilip envantere kazandırıldı. Bu sistemlerin yapımında en büyük güç ise kolektif olarak hareket edilmesi. Sadece ‘Siper’de 750 firma çalışma yapıyor. Bu kapsamda savunma sanayi sektörü kolektif çalışma ve bunun senkronize edilmesini zorunlu kılıyor. 5 nesil savaş uçağı olan KAAN’ın geliştirme süreçleri devam ediyor. İlk aşamada 2028’e kadar 20 adet uçağın Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi ve 2030’dan itibaren TSK envanterinde bulunan F4 ve F-16 tipi eski uçakların yerini alması bekleniyor.
Savunma sanayisinde çalışanların yaş ortalaması 34
Ülkemizde çalışanların yaş ortalaması bakımından en genç sektörlerin başında savunma sanayi geliyor. Özellikle Y ve Z kuşağının çalışmak istediği endüstride yaş ortalaması ise 34. Bu alanda üretim yapan sektörünün öncü bir firmasının CV havuzunda 100 bini aşkın başvuru var. Bu durum sektörün orta ve uzun vadede daha etkin bir yapıda olacağına vurgu yapıyor. Diğer bir çarpıcı veri ise savunma sanayisindeki kadın çalışan oranı. Bu alanda beyaz yakalılarda kadın çalışan oranı savunma sanayisinde yüzde 50’lere geldi.