YEREN KARADENİZ/İSTANBUL
Son dönemde artan konkordato haberleri ve istihdam çıkışlarına rağmen yetersiz destekler nedeni ile gözden çıkarıldığı yönünde değerlendirmelerin hedefi olan tekstil ve hazır giyim sektörlerinin, Türkiye için çok önemli, vazgeçilemeyecek sektörler olduğunu vurgulayan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, “Hiçbir devlet kendi sektörün gözden çıkarmaz. Sektör hassas, ekonomik gelişmelerden de çok hızlı etkileniyor. Yarın bir düzelmede de en hızlı toparlanacak sektörlerin başında da yine hazır giyim sektörü geliyor. Artık dibi gördük, daha kötü olamaz. 2026’da toparlanma başlayacak” dedi. Paşahan, son dönemde yaşanan sektörel gelişmeleri değerlendirmek amacı ile bir grup basın mensubu ile bir araya gelerek, açıklamalarda bulundu.
2026 daha iyi olacak
Hazır giyim sektörü 2022’deki rekor ihracatın ardından başta işçilik olmak üzere düşük kur ve finansman gibi maliyetler nedeni ile sıkıntılı bir sürece girmişti. Bu süreç, sektörün ihracatının 3,3 milyar dolar düşüş ile geçen yıl yıl ihracatın 17,9 milyar dolara gerilemesine, tekstil ile birlikte istihdam kaybının da temmuz ayı itibari ile 350 bine yaklaşmasına yol açmıştı. Paşahan, 2026’nın bu yıldan çok daha iyi olacağını anlattı. Bu kapsamda alım grupları, ticari heyetler ve fuarlara kafa yorduklarını belirten Paşahan, “Sektördeki kötü gidişatı durdurmak için ciddi çalışıyoruz. Maalesef ihracat rakamları düştü. Bunlar arzu etmediğimiz rakamlar. 2026 bir başlangıç olur ve eski özlediğimiz rakamlara geliriz. Biz fabrikaları kapatmamak için mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Paşahan, “Sürdürülebilirlik ve sosyal uygunluk konusunda Avrupa standartlarında üretim yapıyoruz. Ancak enflasyonla mücadele kapsamında iki yılı aşkın süredir uygulanan “düşük kur yüksek faiz” politikası nedeniyle dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline geldik. Üretim maliyetlerinde dolar bazında Asyalı rakiplerimize göre yüzde 60- 65, Avrupa’daki birçok ülkeye göre ise yüzde 15-20 daha pahalıyız. Bu durum bize müşteri ve pazar kaybı şeklinde yansıdı. İhracatta kan kaybı bu yıl da devam ediyor. Ocak-Eylül döneminde yüzde 6,5 gerileyen hazır giyim ihracatımız 12,7 milyar dolarda kaldı. İhracat daralırken ithalat artıyor. Bu yılın yedi aylık döneminde hazır giyim ithalatı yaklaşık yüzde 21 artışla 2,5 milyar dolara ulaştı. İhracatta daralma ve ithalattaki artış, üretim ve istihdamda kayıp anlamına geliyor. 2022’de 66 bin 637 olan hazır giyim üretimindeki imalatçı firma sayısı 2024’te 61 bin 298’e, 738 bin 436 olan istihdamımız Temmuz 2025’te 540 bin 332’ye geriledi” ifadelerini kullandı.
Mısır’a gidenler çok mutlu değil
Yurtdışına yönelen üreticilerle ilgili Paşahan, “Tedariği azaltan, başka ülkeye yönelen elbette oldu ama yüzde 100 çıkıyorum diyen sayısı çok az. Üretimi Mısır’a taşıyanlar da çok mutlu değil. Mısır’ın bir tehdit oluşturması mümkündür evet ama bu 3-5 sene mümkün değil. Bitti, kapatıyoruz gidiyoruz gibi bir durum yok. Zarar ediyoruz doğru, kimse kar edemiyor. Zaten dibi gördük, daha kötüsü olmaz. Önümüzdeki süreçte Türkiye nitelikli ürünlerde daha aktif olacak. Adetsel olarak düşeceğiz ama cirolarda artış göreceğiz. Birçok firmada dönüşüm başladı” diye konuştu.
15 milyar dolar cirolu markalar Türkiye’de nabız tuttu
Önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde İHKİB Başkanlığı için de aday olan Mustafa Paşahan, hemen hemen her kategoride alım gerçekleştiren markaların Türkiye’ye ilgisinin sürdüğünü aktardı. İHKİB’in düzenlediği özel nitelikli alım heyetleri programı kapsamında toplam 15 milyar dolarlık ciroya sahip Avrupa ve ABD merkezli altı markayı hazır giyim firmaları ile bir araya geldiğini söyleyen Paşahan, “Türkiye’den tedariklerini artırmayı arzu ediyorlar. Ancak maliyetler nedeniyle fiyatlarımızın yüksek kalması elimizi zayıflatıyor. Dolayısıyla bizim daha fazla zaman kaybetmeden rekabetçilikle ilgili sorunumuzu çözmemiz gerekiyor. Bunun da yolu kurla enflasyon arasındaki dengenin sağlanmasından, girdi maliyetlerinin düşürülmesinden, istihdam desteklerinin koşulları esnetilerek ayrım yapılmaksızın tüm firmalara verilmesinden, emek yoğun sektörlere prim desteğinden ve firmalara en az iki yılı geri ödemesiz uygun koşullarda finansman desteği sağlanmasından geçiyor” ifadelerini kullandı.