MERVE YİĞİTCAN
Türkiye’nin net ihracatçı sektörlerinden mobilya, enflasyon-kur arasındaki korelasyonun kaybolması nedeniyle dış pazarlarda zorlu dönemden geçiyor. Bu yılın ocak-ağustos döneminde 5,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör, tutar bazında geçen yılın aynı dönemiyle benzer bir performans sergiledi. Geçen hafta düzenlenen Furnishings & Design Istanbul fuarında görüşme imkanı bulduğumuz sektör temsilcileri de, sektörün zorlu bir dönemden geçtiğini anlatırken, önümüzdeki yılın zorlu geçeceğine işaret etti. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, ihracatın adet bazında 10 puan gerilediğini, ancak buna rağmen tutar bazında geçen yılki seviyeleri koruduğunu, bunu da katma değere yoğunlaşarak sağladığını söylerken, “Ancak enflasyon ile kur arasındaki dengesizlikten dolayı özellikle ekonomik ürün sattığımız pazar müşterilerimizi kaybetmeye başladık. Yüzde 10’luk bir pazar kaybı yaşadık” dedi.
Güleç: Neden pahalıyız, anlatamıyoruz
2019-2020 yıllarında Türk mobilya sektörünün, ihracat artış hızıyla Çin’i ve Vietnam’ı geçerek birinci olduğunu hatırlatan Güleç, bu performansın yeniden yakalanması için öncelikle fiyatların aşağı çekilmesi gerektiğini, bunun da arzı destekleyen politikalarla mümkün olabileceğini belirtti. Enflasyon-kur ilişkisinin birçok sektörde olduğu gibi mobilyada da firmaları zorladığını dile getiren Güleç, “Sürekli dünyanın çeşitli bölgelerindeki müşterilerimizle bir araya geliyoruz, şunu çok duyuyoruz, ‘Türk ürünleri yüzde 20 daha pahalı. Bu nasıl mantık.’ Buradaki yüksek enflasyonu anlatmak çok zor. Biz asla TL’nin ezilmesini istemiyoruz. Ancak kurda da bir denge olması lazım. Yine bunu da arzı artırarak sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
Bu noktada mobilya alışverişlerinde kredi kartına taksit sayısının da artırılması gerektiğini savunan Güleç, Türkiye’de 45 bin mobilya üreticisi olduğunu, taksit sayısının 9 aydan 18 aya çıkarılmasının sektöre rahat bir nefes aldıracağını ifade etti. Taksit sayısının artırılması halinde vade farkını fiyatlara yansıtmama taahhüdü de verdiklerini söyleyen Güleç, bu yönüyle de taksit sayısının artmasının enflasyona yukarı yönlü etki yapmayacağını, aksine rahatlatabileceğini sözlerine ekledi.
Karaçak: Sektör yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor
Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak da, şu anda sektörün yüzde 50 kapasite ile çalıştığını, istihdamı korumanın güçleştiğini vurgularken, sektörde konkordatoların artmasının bir tehlike olduğunu, firmaların mevcut koşullarla ancak 2026’nın ilk çeyreğine kadar kendini götürebileceğini savundu. İhracatta da işlerin istendiği gibi gitmediğini dile getiren Karaçak, “Çin ile rekabette geride kaldık. Çin’e kısa bir süre önce fuara gittik. Gördük ki Çin, hangi segment olursa olsun yüzde 55 bizden daha ucuz. Yıllarca emek verdiğimiz Ortadoğu pazarını da kaptırıyoruz” dedi. Enflasyon ve yüksek faizlerden kaynaklı büyük bir sıkıntı yaşandığını anlatan Karaçak, “İhracata yüklenmek için güçlü rekabet koşulları gerekli. Ancak içerde paraya ulaşımda sıkıntı var, her şey çok pahalı. İnsanlar sadece günlük ihtiyaçlarına odaklandı” diye konuştu. Enflasyonun olumsuz etkilerine işaret eden Karaçak, “Kötü bir türbülansa girdik. İnşallah buradan çıkacağız. Umudumuzu kaybetmiyoruz. Durmuyoruz ama önümüzü de göremiyoruz. Faiz-enflasyon kıskacından çıkılmadığı sürece hiçbir sektör önünü göremez” ifadelerini kullandı. Firmaların en büyük gider kaleminin şu anda finansman maliyeti olduğunu vurgulayan Karaçak, “Durum o kadar içler acısı ki, şirketler bir sonraki adımlarını mı, insan kaynağını mı, parayı mı yönetsin? Bilemiyor. Türk işletmecisi adına çok sıkıntılı bir dönemdeyiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Özkan: Fiyatlarımız İtalyan mobilyası ile kafa kafaya
İstanbul İhracatçılar Birliği Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçı Birliği Başkanı Erkan Özkan, sektörünün en büyük sorununun fiyat rekabetini kaybetmek olduğunu vurgularken, "Enflasyonu durdurmak adına uygulanan döviz kurlarını baskılama politikası ihracatçının rekabet gücünü bitirdi” dedi. İhracatta miktar bazında önemli ölçüde düşüşler olduğunun altını çizen Özkan, bunun en önemli sebebinin de Türk ürünlerin yurt dışı pazarda pahalı kalması olduğunu dile getirdi. Özkan, “Doların bugün 41 lira değil, 50-55 bandında olması çok daha avantajlı. Finansmana ulaşım neredeyse imkansız hale geldi” ifadelerini kullandı. Sektörün özellikle Afrika ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki pazarlarında önemli kayıplar yaşadığına işaret eden Özkan, buralardaki müşterilerin daha ucuz fiyatlar nedeniyle Çin ve Vietnam gibi Uzakdoğu ülkelerine kaydığını kaydetti. Özkan, Türk mobilyasının fiyatta İtalyanlarla neredeyse kafa kafaya geldiğini vurguladı.