ŞEBNEM TURHAN
Bankacılık sektörü 2025’i yüzde 51 seviyesinde bir kar artışıyla kapatmaya hazırlanırken 2026’ya ilişkin tahminler oluşmaya başladı. Sektörün yüzde 55 seviyesinde bir net kar artışı yaşaması beklenen 2026’da ise tahsili gecikmiş alacak artışından kaynaklı kredi risk primindeki yükseliş öne çıkıyor. 2026 yılında sektörün ana teması tarihi en yüksek seviyelerinin altında seyretse de tahsili gecikmiş alacaklar oluşturacak gibi görünüyor.
Merkez Bankası’nın finansal istikrar raporunda dikkat çektiği kredi risk primi artışı aracı kurumların 2026 tahminlerinde de öne çıkıyor. ÜNLÜ&Co’nun bankacılık sektörü raporunda da kredi risk beklentilerindeki yukarı yönlü revizyon dikkat çekerken nedeni olarak ise tahsili gecikmiş alacak girişleri, tahsilat performansındaki yavaş süreç ve portföyün yaşlanma etkisi sıralandı.
Marjlarda zirve seviyesi üçüncü çeyrekte
ÜNLÜ&Co araştırmacıları bankacılık raporlarında 2025 ve 2026 yılı için kar tahminlerini bir önceki rapora göre sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 11 aşağı yönlü revize ettiğini belirtirken net kar artışıyla ilgili daha temkinli yaklaşımlarının faaliyet giderlerinde yukarı yönlü baskıları, aktif kalitesindeki süregelen seyri ve makro varsayımlardaki güncellemeleri yansıttığını vurguladı. Daha ölçülü faiz indirimi beklentileri doğrultusunda, marjlarda çeyreksel bazda güçlü bir sıçramadan ziyade daha ölçülü bir toparlanma patikası öngörüldüğü kaydedilen raporda revize tahminler doğrultusunda, swap maliyetlerine göre düzeltilmiş net faiz marjlarında 2025 yılında 155 baz puan, 2026 yılında ise 120 baz puan iyileşme beklendiği yer aldı. Marjların zirve seviyelerine önceki beklenti olan 1Ç26–2Ç26 yerine 3Ç26 civarında ulaşabileceği tahmin edildi.
Rapora göre 2025 yılı için komisyon gelirleri artış beklentisi yüzde 55, faaliyet giderleri artış tahmini ise yüzde 48 oldu. Kredi riski maliyeti beklentisi 1,8 seviyesinde korundu, 2025 kâr artışı tahmini yüzde 63’ten yüzde 51’e, özkaynak karlılığı beklentisi ise yüzde 26,6’dan yüzde 24,4 seviyesine indirildi.
Kredi risk maliyeti tahminine yukarı yönlü revizyon
2026 yılı için marjlarda iyileşme beklentisi 80 baz puandan 120 baz puana yükseltirken, komisyon gelirleri artış tahmini yüzde 32’den yüzde 29’a geriledi. Buna karşın, faaliyet gideri büyümesinin yüzde 31’den yüzde 33’e çıkması karlılıkta baskı oluştururken kredi riski maliyeti beklentisinin yüzde 1,2’den yüzde 1,8’e belirgin şekilde yukarı yönlü revize edilmesi dikkat çekti. Araştırmacılar bu artışın TGA girişleri, tahsilat performansındaki yavaş süreç ve portföyün yaşlanma etkisinden kaynaklandığına işaret etti. Bu güncellemeler doğrultusunda, 2026 yılı için kar artışı tahmini yüzde 61’den yüzde 55’e, özkaynak karlılığı beklentisi ise yüzde 32,7’den yüzde 28,6’ya indirildi.
TGA satışlarına rağmen üçüncü çeyrekte 30 baz puan arttı
Araştırma kapsamlarındaki bankaların TGA oranı, güçlü kredi büyümesi ve TGA satışlarına rağmen, çeyreksel bazda 30 baz puan artarak üçüncü çeyrek 2025’te yüzde 3,2 seviyesine ulaştığına dikkat çekilen raporda TGA stoku çeyreklik yüzde 20 artış gösterdiği vurgulandı.
Yakın izlemedeki kredilerin yani Grup 2 kredilerin toplam kredilerin yaklaşık yüzde 9–10’u civarında stabil seyrederken, 2024 seviyelerinin üzerinde kalmaya devam ettiği vurgulanan raporda 2026’da kredi riski maliyetinin yüksek seyredeceğini öngörüldüğü belirtildi. Bu beklentinin, devam eden TGA girişleri, KOBİ’lerdeki devam eden stres ve tahsilatlardaki yavaş süreci yansıtmakta ve bankaların daha yüksek karşılık ayırma ihtiyacıyla karşı karşıya olduğuna işaret ettiği yer aldı raporda.
■ Keskin bir iyileşme değil kademeli bir toparlanma
ÜNLÜ&Co araştırmacıları ölçülü bir faiz indirim patikası öngörüsüyle, politika faizinin 2026’da yüzde 30 seviyesine gerilemesini tahmin etti. Bu varsayım seti, 2026’da marjlarda keskin bir iyileşmeden ziyade kademeli bir çeyreksel toparlanma sürecine işaret ediyor. Enflasyon tarafında, manşet TÜFE’nin 2024’teki yüzde 44,4 seviyesinden 2025’te yüzde 31’e, 2026 yıl sonunda ise yüzde 23,2’ye gerilemesi öngörüldü. 2024 yılındaki belirgin marj daralmasından sonra, 2025–26 dönemindeki marjlarda iyileşmenin hala banka karları için güçlü bir katalist olmaya devam ettiğine işaret edilen raporda faiz indirim dögüsünün daha ılımlı gerçekleşmesi nedeniyle, çeyreksel bazda belirgin bir marj toparlanması yerine daha kademeli bir iyileşme öngörüldüğü dile getirildi. Bununla birlikte, marj toparlanmasının hızı ölçülü kalsa da, 2026 boyunca sürdürülebilir göründüğü belirtildi.
■ Makroihtiyati gevşeme son çeyrekten önce zor görünüyor
ÜNLÜ&Co’nun raporunda 2026’nın ilk çeyreğinden itibaren TL fonlama maliyetlerinin normalleşmeye başlamasıyla marjların kademeli olarak iyileşmesi beklenirken TL tarafında makroihtiyati gevşemenin dördüncü çeyrek 2026’dan önce gerçekleşmesinin de olası görünmediğine işaret edildi. Para piyasası maliyetlerinin hızlı biçimde gerilemesi, buna karşın mevduat fiyatlamasının daha gecikmeli tepki verebilmesi, marj gelişimi açısından önemli bir faktör olduğuna dikkat çekilen raporda “TL para piyasası fonlamasını daha yüksek oranda kullanan bankalar, mevduat faizlerinin daha gecikmeli yeniden fiyatlanabilmesi nedeniyle marj toparlanması açısından 2026’ya nispeten daha avantajlı bir konumda giriyor” denildi.