YENER KARADENİZ / İSTANBUL
Yüksek üretim maliyetleri, azalan alım gücü ve düşük karlılık, başta fast fashion markaları olmak üzere hazır giyim ürünlerinin kalitesinde bozulmayı had safhaya ulaştırdı. Üretimde pamuk ve yün gibi doğal elyafların oranı yüksek maliyetler nedeni ile düşerken polyester, naylon, akrilik, elastan gibi sağlığa ve doğaya negatif etkisi yüksek ancak üretim maliyetleri düşük petrol bazlı sentetik elyafların oranı ise zirveye çıktı.
Büyük fast fashion markalarının ürünlerinde sentetik oranı ortalamada yüzde 70’e yakın seviyede. Bu durum küresel elyaf üretiminde de kendini gösterdi. Textile Exchange tarafından hazırlanan ‘2024 yılı malzeme raporuna’ göre 2023’te Küresel elyaf üretimi, yüzde 7 artışla 124 milyon tona çıkarken söz konusu rakam içinde sentetik elyafların payı 67 milyon tondan 75 milyon tona yükseldi.
Üretim maliyeti yüzde 50 daha ucuz
TOBB Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, doğal elyaf yerine sentetik elyaf kullanımının uzun zamandır artarak devam ettiğini söyledi. Bunun iki nedeni olduğunu belirten Fayat, “Sentetik elyafa çok daha uygun fiyata ulaşılabiliyor. İkincisi de teknolojik gelişmeler ile neredeyse doğal elyaf özellikleri taşıyan ürünler geliştirilebiliyor. Hızlı modanın sürekli ucuzu ve hızı önceliklendirmesi de bu durumu tetikliyor” dedi.
Fayat’ın verdiği bilgilere göre, sentetik ürün ile doğal elyaf ürünün maliyeti arasında en az yüzde 50 fiyat farkı bulunuyor. Bu fark mağazada da basic ürünlerde elyafın oranına göre değişmekle birlikte benzer oranda fiyata yansıyor. Ancak bu dönüşüm, içinde önemli riskleri de barındırıyor. Sentetik elyafl arın yaygınlaşması, çevresel anlamda ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Bu kumaşlar, her yıkamada suya mikrofiber plastik salıyor ve denizleri kirletiyor.
Yüzde 100 yün ürün bulmak zor
Pahalı markaların ağırlıklı olarak doğal elyaf kullandığını dile getiren Şeref Fayat, şöyle devam etti: “Marka değeri ve hangi segment müşteri kitlesine hitap ettiği ile ilgili. Şu an takım elbiselerin bile çok büyük bir kısmı polyester, viskon ya da polyester pamuk gibi farklı bileşimler ile üretiliyor. Yüzde 100 yün takım elbise orta segment birçok markada dahi nerdeyse kullanılmıyor. Hepsinin sebebi daha sağlıklı değil daha ucuz olduğu için. Türkiye’de de enflasyonist baskı bu durumu daha da artırdı. Tüketicinin alım gücü düştükçe bu alım gücüne uygun fiyat oluşturan hammaddelere geçiş de o derece hızlanıyor” diye konuştu.
■ Sentetik elyafların payı artmaya devam edecek
Textile Exchange’in yıllık Malzeme Piyasası Raporu’na göre küresel elyaf üretimi, 2000 yılında 58 milyon ton iken 2022’de iki kat artarak 116 milyon dona çıktı. Oysa aynı sürede bunu tüketen dünya nüfusu 6,1 milyardan 7,9 milyara yükseldi.
2023’e gelindiğinde ise elyaf üretimi yüzde 7 daha artarak 124 milyon tona yükseldi. Bu rakamın 2030 yılına kadar 160 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Tekstil sektörü 1,5°C’lik sıcaklık artışı hedefiyle uyum sağlama taahhüdünde bulunsa da, fosil bazlı sentetik malzemelere olan bağımlılık artarken, geri dönüştürülmüş ürünler ile elde edilen elyafların payı yüzde 7,9’dan yüzde 7,7’ye geriledi.
Fosil bazlı sentetik elyafların üretimi, 2022’de 67 milyon ton iken 2023’te 75 milyon tona yükseldi. Küresel elyaf üretiminde pamuğun payı da 25,1 milyon tondan 24,4 milyon tona gerileyerek yüzde 20’lik oran ile ikinci en yüksek elyaf çeşidini oluşturdu.