YENER KARADENİZ/İSTANBUL
Avrupa ve dünya pazarlarında uzun yıllar boyunca güçlü konumunu koruyan Türkiye hazır giyim sektörü, son dönemde tarihî bir gerileme yaşıyor. 2022’den bu yana ihracatta ivme kaybeden sektörün dünya ticaretindeki payı 35 yıl sonra ilk kez yüzde 3’ün, AB’deki payı ise 30 yıl aradan sonra yüzde 5’in altına indi. Sektördeki bu dramatik düşüşün altını çizen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, taleplerinin karşılanmaması halinde üretimlerin yurt dışına kayacağı uyarısında bulunarak, “Kaybeden ülkemiz olacak” dedi.
Hazır giyim sektörünün içinde bulunduğu mevcut durumu ve önümüzdeki döneme dair öngörülerin paylaşıldığı basın toplantısı, TGSD Başkanları Toygar Narbay, Dr. Ümit Özüren ile Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel’in katılımıyla düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan TGSD Başkanı Narbay, dünya hazır giyim ihracatının 2023 yılında yaşanan sert düşüşün ardından geçtiğimiz yıl itibarıyla toparlanma sürecine girdiğini, Türkiye’de ise bu durumun tam tersinin yaşandığını hatırlattı. Narbay, “Özellikle enfl asyonla mücadele için uygulanan yüksek faiz-baskılanmış kur politikası sonucu artan maliyetlerimiz, rekabetçiliğimizi kaybetmemize yol açtı. Buna bir de savaş bölgelerindeki yüksek kaybımız eklenince Türk hazır giyim sektörünün ihracatı giderek düşmeye başladı. Bu yılın ilk yarısında da dünya hazır giyim ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarken; Çin mevcut pazarını korudu, Bangladeş, Vietnam gibi rekabet ettiğimiz ülkelerin payı da yüzde 10’un üzerinde yükseldi. Bizim ihracatımız ise aynı dönemde yüzde 6,5 azaldı. Hatta ihracatı düşen tek ülke biz olduk. Türk hazır giyim sektörünün dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay, ilk kez 1990 yılında yüzde 3’ün üzerine çıkmıştı. Tam 35 yıl sonra, Haziran 2025 itibarıyla bu oranın altına düşerek 2,96’ya geriledik. Halbuki son 15 yılda aldığımız payın ortalaması yüzde 3,67 idi. Geleneksel ve en büyük pazarımız olan AB’deki payımız da 30 yıl sonra yüzde 5’in altına inerek yüzde 4,65’e düştü. Diğer taraftan dezenflasyon programı, hazır giyim yurt içi harcamalarını da vurdu. Azalan iç satışlar ve bunun yanında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artan hazır giyim ithalatı da üretim kapasitemizi hızla kaybetmemize neden oluyor” dedi.
Dünya hazır giyim ticareti toparlandı
Toplantıda verilen bilgiye göre dünya hazır giyim ihracatı, pandemi sonrası hızla artış gösterse de 2023’te gerileme yaşadı, 2024’te ise sınırlı bir toparlanma ile 545 milyar dolara ulaştı. Sektör son 14 yılda ortalama yüzde 3,01 büyüme kaydetti. 2022’de 578 milyar dolara çıkan ihracat, 2023’te 535 milyar dolara gerilese de geçen yıl 545 milyar dolara yükseldi. Bu yılın ilk yarısında ise dünya ihracatı yüzde 5,76 artışla 275 milyar dolara yükselirken, Türkiye’nin ihracatı yüzde 6,5 düştü. Mevcut büyüme hızının korunması halinde, dünya hazır giyim ihracatında 2021’de ulaşılan zirvenin öngörülen 2029 yılından önce 2027’de aşılması öngörülüyor. Bu dönemde Türkiye’nin hazır giyim ihracatındaki küresel payı tarihi düşüş yaşadı. 2022’de yüzde 3,67 olan pay, 2024’te yüzde 3,29’a, 2025’in ilk yarısında ise yüzde 2,96’ya geriledi.
Yıllık istihdam kaybı 100 bini bulacak
Peki bu tablonun olumsuz etkileri ne oldu? Narbay, hazır giyim ihracatında bu yıl da 1 milyar dolarlık kayıp bekliyor. Yılın 16,9 milyar dolar ihracatla kapanacağı öngörüsünü paylaşan TGSD Başkanı, “Bununla birlikte ithalattaki artışın da 1 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Çünkü ithalat, içeride üretmekten daha ucuz hale geldi. İhracattaki düşüş ve ithalattaki artış, 2025 yıl sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık üretim kaybı anlamına geliyor. Her 1 milyar dolarlık kayıp, 31 bin 500 kişinin işini kaybetmesine neden oluyor. Yılın ilk yarısında hazır giyimde 33 bin 724 kişi, tekstilde 22 bin 116 kişi olmak üzere toplamda 55 bin 840 kişilik istihdam kaybı yaşadık. Yine aynı dönemde hazır giyimde 2 bin 527, tekstilde 496 olmak üzere toplamda 3 bin 23 şirket kapandı. Bu yılın başında, devlet destekleri verilmediği takdirde 63 bini hazır giyimden olmak üzere tekstil ile beraber toplamda 100 bin kişilik istihdam kaybı yaşanacağına dair öngörümüzü paylaşmıştık. İlk yarı rakamları, maalesef bu öngörümüzü teyit ediyor. Yıl sonunda hazır giyim istihdamının 520 binli seviyelere kadar düşeceğini tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı. Narbay ayrıca, cari işlemler dengesine en net katkı sağlayan sektörlerden biriyken bu katkılarının giderek azaldığını belirterek, 2022’de 18,1 milyar dolar seviyesinde olan net ihracat gelirlerinin 2024’te 13,9 milyar dolara gerilediğini, bu yılın ilk yarısındaki 5,9 milyar dolarlık net ihracat gelirlerinin de kaybın devam ettiğini gösterdiğini söyledi. TGSD Başkanı Toygar Narbay, sektörün iki yıldır zararına üretim yaptığını belirtti. 2022-2025 arasında maliyetlerin yüzde 25,8 artarken fiyatların yalnızca yüzde 9,6 yükseltildiğini kaydeden Narbay, istihdamın yüzde 28,3 azaldığını, buna rağmen sektörün üst üste iki yıl öz sermayesini kaybederek kadar zarar ettiğini söyledi.
Müşterilerden yurtdışında üretim yapın baskısı
Türk hazır giyim sektörünün yeniden toparlanması için Şubat ayında önerdikleri 10 maddelik çözüm önerilerinde bir sonuca ulaşılamadığını dile getiren Narbay, “Bu kırılma neticesinde üretimi yurtdışına taşımak daha çok sektör oyuncusunun gündeminde yer almaya başladı. Sektörde yurt dışı yatırımları yaygınlaşıyor ve böyle giderse daha da yaygınlaşacak. Müşteriler de yurtdışında görmek istiyorlar, üreticileri yönlendiriyorlar. Kendiniz yatırım yapmasanız da orada fason üretim yaptırın, ihracat oradan olsun gibi teklifler ile geliyorlar. Umarız bu iş Türkiye’de kalır. Yoksa kaybeden ülkemiz olacak” şeklinde konuştu. Önümüzdeki yılda bu yıla paralel geçeceğine ilişkin öngörüsünü paylaşan Narbay, “Beklentimiz 2027’den itibaren büyümenin başlayacağı yönünde. Oraya varmak için sektörde sermayesini tüketen firmaların o tarafa taşınması gerekiyor. Enflasyona paralel gitmeyen kur herkese zarar verdi” dedi.
■ İlaç olması gereken politika, zehre dönüştü
Toplantıda konuşan bir diğer TGSD Başkanı Dr. Ümit Özüren, sektör için görüntünün çok iç açıcı olmadığını belirterek, “Sanayileşme yolculuğunda hazır giyim sektörünün yeri çok büyük. Bulunduğu durumu iyi analiz etmek lazım. Ancak son iki yıldır dünyadan negatif ayrıştık. Çin ve İtalya ile birlikte dikey entegrasyona sahip üç ülkeden biriyiz. İtalya bu azardan çekilirken bizim bu fırsatı iyi kullanıp onun yerini almamız lazım. Geçişleri iyi değerlendirmemiz lazım. Sektör ile ilgili mutlaka bir yol haritası belirlenmeli” dedi. Uygulanan enflasyon programının her yıl uzadığına yönelik eleştirisini de dile getiren Özüren, “Kısa vadede destekler gelmezse her sene 2-3 milyar dolarlık kayıp yaşanacak. Bir şeyin zehirli mi faydalı mı olacağını belirleyen şey onun dozudur. Faizin enflasyonun üstünde yükseldiği ve süresinin de uzadığı bu dönemde bu politika zehir fonksiyonu göstermeye başladı. İlaç olacak faiz politikası zehre döndü, sanayici içim yıkıcı süreç devam ediyor. Bu anlamda bu politikanın hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi şart” dedi. TGSD Başkanı Dr. Ümit Özüren, toplantıda 7-8 Ekim tarihlerinde düzenleyecekleri 18. İstanbul Hazır Giyim Konferansı hakkında da bilgi verdi. Hazır giyim sektörünün yaşadığı sorunların üstesinden gelmek ve sektörün rekabet gücünü artırmak için kapsamlı bir eylem planı üzerinde çalıştıklarını söyleyen Özüren, “Bu doğrultuda hazırladığımız ‘Türk Hazır Giyim Sektörü Strateji Belgesi’ni bu yılın son çeyreğinde, sektörün yol haritasını oluşturacak ‘UFUK 2040 Stratejik Planı’nı ise 2026’nın ilk çeyreğinde yayımlayacağız” dedi. Konferansın teması bu yıl “Yeni Düzenin Pusulası” olarak belirlendi. Özüren, “Bu pusula; yeni düzen, uzak pazarlar, inovasyon ve markalaşmayı gösteriyor. İlk gün paneller yapılacak, ikinci gün 1.500’ün üzerinde B2B görüşme gerçekleşecek” dedi.
■ Sektörü kurtaracak 10 destek talebi:
1. Kur enflasyonla uyumlu olmalı. Net ihracatın yüzde 10’u kadar destek verilmeli.
2. Sermaye açığı, düşük faizli uzun vadeli krediyle kapatılmalı.
3. 2.500 TL işçi desteği tüm firmalara verilmeli. Asgari ücret desteği bölgesel artırılmalı.
4. Eximbank destekleri yüzde 16’ya çıkarılmalı, vadeler uzatılmalı, KGF teminat sağlamalı.
5. GES yatırımlarındaki ruhsat sorunları çözülmeli.
6. Ölçek büyütme teşvik edilmeli, büyük firmalar desteklenmeli.
7. Mikro ihracat, KDV iade ve lojistik maliyetleri kolaylaştırılmalı.
8. EYT sonrası iş gücü geri kazanılmalı, emekli çalışanlardan SGK primi alınmamalı.
9. Ev kadınlarının SGK primi 3 yıl alınmamalı.
10. Kreş yatırımları yaygınlaştırılmalı.