EKONOMİ/DENİZLİ
İstanbul Sanayi Odası tarafından mayıs ayında yapılan ankette tekstil sektörünün PMI rakamının 41.2’ye gerilediğinin görüldüğünü belirten Güney Ege Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (GESİFED) Başkanı Hakan Urhan, kırmızı alarm veren sektörün desteklenmemesi halinde hem ekonomik hem de sosyal anlamda ciddi sıkıntılar yaşanacağını ifade etti.
Türkiye ekonomisi açısından stratejik öneme sahip imalata dayalı sanayinin ve özellikle tekstil ve hazır giyim sanayinin, Denizli başta olmak üzere ülke genelinde ciddi bir krizle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Urhan, “Son iki yılda yaşanan kur baskısı, maliyet enflasyonu, finansman sıkıntısı ve talep daralması sektörlerimizi ciddi biçimde zayıflatmış; kârsızlık, üretim kayıpları, işten çıkarmalar ve konkordato süreçleri endişe verici boyutlara ulaştı” diye konuştu.
“Artan maliyetler satış fiyatlarına yansıtılamıyor”
Kur baskısı nedeniyle ihracatçıların zararına üretim yaptığını, düşük döviz geliriyle yüksek maliyetleri karşılayamadığını vurgulayan Urhan, “Enerji, işçilik, hammadde ve kira gibi temel girdilerde yaşanan yüksek artışlara rağmen, firmalar bu maliyetleri satış fiyatlarına yansıtamıyor. Avrupa gibi ana ihracat pazarlarında yaşanan sipariş iptalleri ve fiyat kırımları ihracat sektörlerimizi rekabet gücünden mahrum bırakıyor. Bankacılık sektöründe artan risk algısı özellikle firmalarımızın finansmana erişimini ciddi ölçüde sınırlıyor. Pandemi sonrası yapılan kapasite artış yatırımları bugün atıl kalıyor, sabit maliyet baskısı firmalarımızı sürdürülemez bir noktaya getiriyor. Her geçen gün kan kaybeden imalat sanayimizde Haziran 2025 itibariyle kapasite kullanım oranları yüzde 74,6’ya geriledi. İstanbul Sanayi Odası tarafından yapılan Sektörel PMI Anketleri neticesinde Mayıs ayında da çoğu sektörümüzde yavaşlama ve daralma devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“Tekstil sanayi kırmızı alarm veriyor”
Birçok ana imalat sektörünün yavaşlamaya ve daralmaya devam ettiğini, tekstil sanayinin ise kırmızı alarm verdiğini dile getiren Urhan, “Ana imalat sektörlerinden; ana metal sanayi 48,7, ağaç ve kağıt ürünleri 47,7, gıda ürünleri 47,7, makine ve metal ürünler 47,5, kimyasal, plastik ve kauçuk ürünleri 47,2, elektrikli ve elektronik ürünler 47,1, kara ve deniz taşıtları 45,4, tekstil ürünleri 41,2 ile 50 baz puanın altında kalarak daralmayı gösteriyor.” dedi.
Urhan, kur politikasında öngörülebilirlik ve rekabetçi kur seviyesinin sağlanması gerektiğine dikkat çekerek, “Eximbank ve kamu bankaları aracılığıyla dövize endeksli, TL geri ödemeli özel kredi paketleri devreye alınmalı. KDV indirimi, sigorta prim destekleri ve benzeri tedbirlerle iç talep desteklenmeli, imalat ve perakende sektörü canlandırılmalı. Markalaşma, dijitalleşme, sürdürülebilir üretim alanlarında yatırım yapan firmalara ilave teşvikler sunulmalı. Konkordato ve iflas süreçlerinde rehabilitasyon modeli benimsenmeli, üretim gücünü koruyan firmalar desteklenmeli. Yeni ihracat pazarlarına açılım için ticaret heyetleri, fuar destekleri ve lojistik altyapı çalışmaları hızlandırılmalı.” şeklinde çözüm önerilerini sıraladı.
Özellikle Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdam dengesi için hayati öneme sahip imalat sanayisinin ve tekstil sanayisinin görmezden gelinmesi halinde, bunun ekonomik ve sosyal anlamda ülkemiz açısından ağır sonuçlar doğuracağını sözlerine ekledi.