VEYSEL AĞDAR/ANTALYA
Deri ve deri mamulleri sektörü, 2024 yılını yüzde 18 ihracat kaybı ile kapatacak. Rakiplerle fiyat makası neredeyse 2 katına ulaşan sektör, kapasitelerini düşürerek kendini korumaya alırken, işlerin açılması için 2026 yılına odaklandı. Sektörün rekabet gücünü kıran en temel problemlerden biri de işçilik maliyeti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Deri ve Deri Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca, üretimde işçilik maliyetlerinin yüzde 70’i aştığını söyledi.
[caption id="attachment_44618" align="aligncenter" width="640"] Güven Karaca[/caption]
Asgari ücrette oran ne olursa olsun ne işveren ne de işçi tarafının memnun kalmayacağını kaydeden Karaca, “Enflasyonun bu kadar canavarlaştığı bir ortamda kimse mutlu olmayacak. Zam oranı yüzde 1 bile olsa üreticinin maliyeti kaldıracak gücü kalmadı” dedi. Ürünün hammaddesinin işçilikten daha ucuz olduğunu söyleyen Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Cengiz Sarıgül de, “Maliyetlerin yüzde 30’u hammadde ise yüzde 70’ini işçilik oluşturuyor” dedi.
Fiyat makası iki katına çıktı
Deri ve deri mamulleri sektörünün maliyetler nedeniyle rakiplerine göre ‘en pahalı’ ülke haline geldiğini söyleyen Güven Karaca, “Sadece Uzak Doğulu rakiplerimiz değil İspanya ve Portekiz’den bile pahalıyız. Eskiden yüzde 20-30 olan fiyat makası bugün yüzde 100’e çıktı” dedi. Cengiz Sarıgül ise, “Üst gelir grubu markalarda belirli bir oranda satışımız devam ediyor ama orta gelir grubunu kaybettik. İtalyan kalitesini Çin fiyatına satarken bugün fiyat tutturamıyoruz. Ana pazarlarımız Rusya ve Türki Cumhuriyetlerdeki devalüasyon da sıkıntılı bir süreç başlattı” dedi.
Ayakkabıda ithalat baskısının çok arttığını söyleyen Karaca, “İki yıl içerisinde 2 milyar dolar gibi bir dış ticaret açığı verdik” dedi. Türkiye’de ürünün pahalı olması nedeniyle hem iç hem de dış perakendede tercihin Uzakdoğu’ya kaydığını ifade eden Karaca, şunları söyledi: “Ayakkabı sektörünün ihracatı ithalatından fazlayken 2 yılda 600 milyon dolar eksi veriyorsa bu sektörün suçu olamaz. Bu uygulanan politikanın suçudur. İthalat rejimi OVP’nin bir enstrümanı mı? Ucuz ithalatla enflasyon düşürülmeye çalışılıyor. Bu ülkenin lokomotifi sanayi, ihracat değil mi?”
Sıkıntı bir yıl daha yaşanacağını belirten Karaca, "Ekonomi yönetimine ‘gerekiyorsa işveren payını kaldır’ diyoruz. Bize bir nefes ver, bu sektörler hızlansın. Sonra normale döner. Belli ki 2025 sıkıntılı devam edecek. Biz 1 yıl sürecek bir ortam istiyoruz. Çünkü dünyada 350 milyar dolarlık bir pazar var. Biz fiyatı yakaladığımız noktada bu pazarda yükselişe geçeceğiz” dedi.
Deri konfeksiyon sektörünün Avrupa satışlarındaki düşüşün de Rusya kaynaklı olduğunu söyleyen Cengiz Sarıgül, “Avrupa’da sattığımız markalar millileştirdikten sonra Rusya’ya satıyor.
[caption id="attachment_44617" align="aligncenter" width="533"] Cengiz Sarıgül[/caption]
Rusya herkesin pazarı ama savaş nedeniyle Avrupa’ya giden Rus sayısı azalınca satışlarımız düştü” dedi. Sektörün dünyadaki payını yüzde 5 olarak açıklayan Sarıgül, Amerika satışlarında düşüş olmadığını ama Avrupa’da ciddi kayıplar yaşandığını aktardı.
Kümelenme için yer arayışı
Deri ve deri mamulleri sektörünün kümelenme modeliyle bir üretim merkezine ihtiyacı olduğunu söyleyen İDMİB Başkanı Güven Karaca, “Ayakkabı, deri konfeksiyon ve saraciye sektörlerimizin taşınması gerekiyor” dedi. Lokasyondan çok yapının önemine işaret eden Karaca, önerisini şöyle anlattı: “Bize Ar-Ge merkezlerimizi kurabileceğimiz İstanbul’a yakın bir alan verilsin. Bir de Anadolu’da OSB alanı verilsin. Anadolu’dan yer almayana İstanbul’da yer verilmesin” dedi.