Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Ocak–Ekim 2025 döneminde alternatif yakıtlı araçlarda dikkat çekici bir büyüme kaydedildi. Geçen yılın ilk 10 ayında toplam satışlardan yüzde 26,2 pay alan elektrikli ve hibrit araçlar, bu yıl aynı dönemde yüzde 44,2’ye yükseldi. Böylece paydaki artış 18 puanı buldu. Elektrikli araç satışları yılın ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 112,6 artarak 69.744’ten 148.304 adede çıktı. Hibrit araç satışları ise yüzde 73 artışla 219.729 adede yükseldi. Bu dönemde benzinli araçların payı ise 15,6 puan azalarak 47,2’ye geriledi. Elektrikli araç satışlarının yıl sonunda 190 bin adede ulaşacağı öngörülüyor.
“Teşvikler çok kritik”
ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, motor tipi dağılımında geleneksel yakıtların belirgin şekilde gerilediğini vurgulayarak, “Dizelin payı yüzde 7’lere kadar indi. Benzinli araçlar yüzde 47 seviyesine geriledi. Elektrifikasyon yönelimi çok belirgin. Elektrikli araçların payı bir ara yüzde 20’nin üzerine çıkmıştı; ancak ÖTV düzenlemesi sonrası bir miktar geriledi. Buna rağmen yıl genelinde yüzde 17’lik payını koruyor” diye konuştu.
Bozkurt, elektrikli araçlarda halen önemli bir ÖTV avantajı bulunduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “Yeni teknolojili araçların tercih edilmesinde vergi avantajı belirleyici. Ortalama olarak yüzde 25 ile yüzde 70–80 arasında değişen fark tüketicinin kararını etkiliyor. Bu nedenle teşvikler çok önemli. Bu tür avantajlar sürdüğü sürece elektrifikasyon dönüşümü de devam edecek. Şarj altyapısında Avrupa ortalamasının gerisinde değiliz. İtalya, İspanya, Polonya gibi ülkelere göre daha iyi durumdayız. Altyapı yaygınlaşıyor ancak talebin sürdürülebilirliği için teşvikler kritik önem taşıyor” dedi.
Talebi artıran 5 faktör
1- ÖTV avantajı
2- Yakıt maliyeti tasarrufu
3- Artan çevreci farkındalık
ve karbon emisyonu hedefleri
4- Markaların sunduğu geniş model çeşitliliği
5- Filo yatırımlarında alternatif yakıtlı araçlara ilginin artması
“Üretimde yerli payının artması için destek şart"
Togg’un ardından diğer markalar da Türkiye’de elektrikli otomobil üretmek için hazırlıklarını sürdürüyor. Bu konuda en somut adımı atan Hyundai, Ağustos 2026’da İzmit’te ilk elektrikli aracını banttan indirecek. Ancak üretilecek araçlarda yerlilik oranı hâlâ soru işareti. Sektör temsilcileri, elektrikli araçlarda tedarik sanayinin henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını belirtiyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, elektrikli araçlarda yerli parça oranının hâlâ düşük olduğunu belirterek, “Batarya Türkiye’de üretilmediği için yerlilik oranı düşük kalıyor. Dijital sistemler arttıkça bu oran daha da düşüyor. Ancak sensör, kamera, şarj ekipmanı gibi alanlarda yeni girişimler umut veriyor” diye konuştu. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) yetkilileri, Türk tedarik sanayisi konvansiyonel araçlarda küresel pazarda kendisini kanıtlamış durumda olduğunu, ancak elektrikli araç ekosistemi farklı bir teknoloji ve yatırım dinamiği gerektirdiğini söyledi. Bu dönüşümün sağlıklı gerçekleşebilmesi için birkaç unsurun bir araya gelmesi gerektiğini vurgulayan yetkililer, “Birincisi, öngörülebilir bir talep. Ana sanayilerle tedarik sanayisi arasında uzun vadeli iş birliği ve sipariş görünürlüğü olmadan yatırım planlaması yapmak pek gerçekçi bir yaklaşım değil. İkincisi, politika tutarlılığı. Elektrikli araç dönüşümünün desteklenmesi kadar, Türkiye'nin uluslararası ticaretteki konumunun korunması da kritik. Bugünlerde Avrupa’da tartışılan ‘Made in Europe’ konusu gelecek için büyük riskler barındırıyor. Bu konunun yakından takip edilmesi, Türkiye’nin kapsam içinde tutulması çok önemli. Üçüncüsü, ekosistem yaklaşımı. Bu dönüşüm sadece tedarikçilerin sorumluluğunda değil; ana sanayi, kamu ve finans sektörünün birlikte hareket etmesi gereken stratejik bir süreç. Bu noktada, TAYSAD olarak biz de dönüşüme öncülük etmek adına Mobilite Teknoloji Fonu’nu hayata geçirdik. Bu fonla, mobilite alanındaki yatırımların güçlenmesine katkı sunacağız. Amacımız, Türk tedarik sanayisinin rekabet gücünü geleceğin mobilite ekosisteminde de korumasını sağlamak. Sonuç olarak, dönüşümün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için tüm paydaşları ortak bir vizyonda buluşturacağız.”
Kiralamada çevreci araçların payı %8’i aştı
Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2025 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Kısa Dönem Araç Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, kısa dönem (günlük) araç kiralama sektörünün 2025 yılının üçüncü çeyreğinde filosunda bulunan araç adedi 155 bin 900 adede ulaştı. 2024 yılı sonunda sektörün araç parkı 151 bin adet seviyesindeydi. TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Özarslan A. Tangün, “Elektrikli ve hibrit araçların kiralamada toplam payının yüzde 8,4’e ulaştığını belirterek, “Sektörün çevreci dönüşümüne dair umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor" dedi.