FİKRİ CİNOKUR/ANTALYA
Yörük Sanayici ve İş İnsanları Derneği (YÖRSİAD) üye toplantısında Antalya ve ülke ekonomisi tartışıldı.
YÖRSİAD Başkanı Mustafa Alper Oral, toplantının açılışında, yüksek enflasyon ile mücadelenin halen istenilen seviyede olmadığını söyledi. Ekonomi yönetiminin iyi niyetli çabalarına rağmen enflasyonda kısmi bir düşüş yaşanmasına rağmen, bu düşüşün piyasaya ve sofraya şimdilik yansımadığını vurgulayan Oral, şunları kaydetti:
‘’Yüksek enflasyonla mücadelenin panzehri olarak görülen faiz artışı iş insanlarının krediye ulaşımını zorlaştırmış, yakın zamanda yapılmaya başlanan nispi faiz indirimleri ise soruna çözüm bulmakta şimdilik uzak görünmektedir. Konut kredisi faiz oranlarının yüksekliği ekonominin lokomotifi inşaat sektörünü durma noktasına getirmiş, bir yandan da vatandaşın konuta erişimini engelleyip derin ve yakıcı bir barınma krizine neden olmuştur.”
İş dünyasının nitelikli işgücü bulamadığına dikkat çeken Oral, şöyle devam etti: ‘’Bir yandan da ihracatla uğraşan sanayicilerimiz, turizmcilerimiz kurun yeterince yüksek olmadığı yönünde taleplerini dile getirmektedir. Piyasanın daraldığı bu dönemde yapılan mali denetimlerin yoğunluğu iş insanlarını tedirgin etmektedir. Meslek lisesi meselesini iş dünyası açısından memleket meselesi olarak görülmeli. Eğitim ve adalet sisteminde reform beklentisi güncelliğini korumaktadır.’’
Açılış konuşmalarının ardından YÖRSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Semih Beken moderatörlüğünde, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Başkanı Hasanali Gönen ve Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Kaan Kavaloğlu’nun yer aldığı söyleşi düzenlendi.
"Enflasyon rakamları arasında uyuşmazlık var"
ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya ekonomisinin Türkiye ekonomisinden farklı gittiğine dikkat çekerek, kentin ana lokomotifinin turizm ve tarım olduğunu anımsattı. Hacısüleyman, şöyle konuştu.
‘’Sanayi ürünlerinin gelişmesinin de önünün açılması gerekiyor. En büyük sorunlarımızdan birisi finansa erişimin zor olması ve finansa erişimin engellenmesidir. Faizlerin yüksekliği tüm ülkeyi etkiliyor. Zaten parayı bulamıyoruz. Bulsak da geriye ödeyecek bir karlılığımız yok. Faizlerin yüzde 43’ten 40,5’e düşmesi bir şey ifade etmedi. Enflasyonda açıklanan rakamla sahadaki rakam arasında uyuşmazlık var. İyi değiliz ama tekrar daha iyi olma yoluna girmiş olduğunu görüyoruz. Bu sıkıntıların 2026 yılının ortasına kadar süreceğini düşünüyoruz. Bizi sıkı bir 8-9 ay bekliyor. OVP’nin gerçekçi olduğunu düşünebiliriz. Her şey yolunda giderse OVP’nin uygulanabilir olduğunu düşünüyoruz. Antalya Türkiye’nin altıncı büyük ekonomisi. Turizmde 17,5 milyar dolar, tarımda 2 milyar dolar, sanayide 500 milyon dolarlık bir ihracat var.”
"Krizler kronik haline geldi"
AOSB Başkanı Hasanali Gönen de, Antalya OSB’nin turizm ve tarıma odaklı olduğunu, OSB’de 314 sanayi tesisinde 18 bin çalışanın istihdam edildiğine söyledi. Antalya OSB’nin kent ekonomisine yüzde 5-6 katkı sağladığını anlatan Gönen, şöyle devam etti:
‘’Sanayicinin ekonomisi kriz ortamlarından kurtulmuş olması gerekiyor. Krizler kronik hale geldi. Geçmiş krizlerden çok farklı yaşıyoruz. Zamanlaması ve süresi ile çok uzun bir kriz oldu. Sürdürülebilir olmaktan çıktı artık. Sanayici, maliyet, faiz ve enflasyon üçgeninde inanılmaz sıkışmıştır. Sanayici üretimini hala sürdürüyorsa alnından öpülmelidir. Sanayici yüzde 43-50 bandında kredi kullanıyor. Bunun sürdürülebilir tarafı yok. Enflasyondaki köpüğü ortadan kaldıramadık. Sanayicinin hala yüksek faiz ödeyerek üretim yapması mümkün görülmüyor.’’
Ekonomik krizin böyle devam etmesi halinde yeni yılda çok fazla işçi kaybı yaşanacağın anlatan Hasan Ali Gönen, sözlerini şöyle bitirdi:
‘’Antalya OSB 5. tevsi alanında yüzde 50 tahsis yapabildik. Bu krizde yatırımcı bulamıyoruz. 162 milyar dolar döviz açık pozisyonu var. Kurda her 1 TL’lik artış 162 milyar TL, 4 milyar dolarlık ek bir yük getiriyor. Ranta dayalı ekonomiden kurtulmamız lazım. Kenti yeniden yapılandırmak için bir akil topluluk gerekiyor. Bunu yapamazsak bir gelişme sağlayamayacağız. Yeşil dönüşümle ilgili tüm hazırlıklarımız yıllardır yapıyoruz. Antalya OSB’nin büyük çoğunluğu kısmı teknoloji kullanıyor. Döviz kurundaki artış bizi kurtarmıyor. 55 - 60 TL dolar beklentisi olabilir. Organizede 30 bin TL altında ücretle çalışan yok. Eğer asgari ücrette yüzde 30’luk artış olursa bizim maliyetlerimiz 45 bin TL’ye çıkar.”
"Turizmde en kötü kış"
AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu ise Avrupa'daki rakiplerle Türk turizmciler arasında finansa ulaşımda çok büyük farklar olduğunu bildirdi. Turizmde tarihin en kötü kışını beklediklerini anlatan Kavaloğlu, ‘’Sezon kasım ayının üçüncü haftasına kadar iyi gidecek. 2026 yılının ilk üç ayı çok zor geçecek. 2 milyon 800 bin kişinin yaşadığı şehirde 24 milyon insanı ağırlıyoruz. Turizmde bizim gerçek rakibimiz, İspanya ve Yunanistan. İtalya ve Fransa daha sonra geliyor.’’ dedi.
"Otel yatırımlarında renevasyon yapılmalı"
Turizm yatırımlarının eskidiğini ve renevasyon gerektiğini vurgulayan Kaan Kavaloğlu, şöyle devam etti:
‘’Yenilemeler için rekabeti diri tutabilmek için uygun faizli kredi imkanı olmalı. Euro kurunun bu derece düşük olması turizmci için çok kötü. Maliyetler yüzde 50 artarken döviz kuru yüzde 15 artıyor. Çok zor koşullardan geçiyoruz. Dirayetle kuyruğu dik tuttuğumuz söyleyebilirim. Kurun 70-80 TL arasında olması gerekir. Enflasyonun bu şeklide ve Euro’nun 48 TL olması yüzünden fiyatlarımızı artıramıyoruz. Artık fiyatları artırma şansımız kalmadı. 2025 zor ama 2026 yılı tam anlamıyla bir geçiş yılı olacak. 2026 yılı ile çok fazla beklentiye girmemek lazım.”