İREM CEYLİN DEMİCAN/İZMİR
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, incir, üzüm, pamuk gibi Ege Bölgesi’nin stratejik öneme sahip tarımsal ürünlerinde ciddi risklerle karşı karşıya kaldıklarını ve zorlu bir sezonu geride bıraktıklarını söyledi. Kestelli, “İklim değişikliği, maliyet baskısı ve yetersiz desteklemeler üreticiyi zorluyor, ihracatta da rekabet gücümüzü tehdit ediyor.” dedi.
Türkiye’nin dünya kuru incir ticaretinin yaklaşık yarısını karşıladığını ve bu sezon 350 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını hatırlatan Kestelli, “İncirin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. İklim değişikliği üretimde ve depolamada ciddi sıkıntılar yaratıyor, aflatoksin ve okratoksin riskini arttırıyor. Avrupa’dan geri dönen her ürün, sadece firmalarımızı değil, ülkemizin prestijini de etkiliyor. Bu nedenle, bu sezon aynı sıkıntıları yaşamamak için üreticiden tüccara, ihracatçıya kadar herkesin aynı hassasiyetle hareket etmesi şart.” diye konuştu.
Nisan ayında yaşanan zirai donun üzüm sezonun kaderini değiştirdiğini söyleyen Kestelli, “Bazı bölgelerde kayıplar yüzde 100’e kadar çıktı. Eğer o don yaşanmamış olsaydı, belki rekor seviyede bir üretim yılı konuşuyor olacaktık. Ama maalesef geçtiğimiz seneye göre yaklaşık yüzde 20’lik bir rekolte düşüşü söz konusu. Umarım hem üretici için kazançlı hem ihracatçı için rekabet edilebilir bir sezon olur. Pamukta da durum farklı değil. Bu yıl ekim alanlarımızın yaklaşık yüzde 20 daralması öngörülüyor. Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, ama fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor. Arz problemi yaşanınca da ithalat kaçınılmaz hale geliyor.
Unutmayalım ki, kendi toprağımızda güçlü olduğumuz ürünleri kaybetmek sadece ekonomik bir kayıp değil, stratejik bir risk. Pamuk, incir ve üzüm sadece tarımsal bir ürün değil, bölgemizin ve ülkemizin geleceği.” ifadelerini kullandı.
Üreticilerin uzun süredir girdi maliyetleri ile kur arasındaki dengesizlikten dolayı sıkıntılı günler yaşadığını vurgulayan Kestelli, “Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin haziran ayı verilerine göre, bireysel ve ticari kredilerin toplam tutarı 20 trilyon lirayı aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı. Tarım sektörünün kredi hacmi yüzde 1,81 artarak 1 trilyon 65 milyar lirayı geçti, tahsil edilemeyen alacaklar ise 6,7 milyar lirayı buldu. Takipteki alacak miktarının bir yıl içinde yüzde 166 artması, çiftçimizin borç yükünü ve kur şokları ile artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskıyı net biçimde ortaya koyuyor.” dedi.