GÜRAY GÜRDAL/MERSİN
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) 140’ıncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Mersin Ekonomi Zirvesi, iş ve ekonomi dünyasını Mersin’de bir araya getirdi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ile Meclis Başkanı Hamit İzol’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen zirveye, KKTC 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Mersin Valisi Atilla Toros da katıldı.
Zirvenin moderatörlüğünü Trakya Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu üstlenirken; Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal konuşmacı olarak yer aldı. Zirvede “2026 yılı ekonomik beklentileri ve işletmelere yansımaları” çok boyutlu olarak ele alındı.
Toros: Mersin, Türkiye’nin çok yönlü ekonomik merkezlerinden
MTSO’nun 140 yıllık birikiminin kentin ekonomik dönüşümünde önemli rol oynadığını vurgulayan Mersin Valisi Atilla Toros, Mersin’in ticaret, sanayi, tarım ve lojistikte Türkiye’nin en güçlü üretim ve ihracat merkezlerinden biri olduğunu belirterek, bu başarının tesadüf değil, istikrarlı bir vizyonun sonucu olduğunu ifade etti. Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan lojistiğe, tarımdan sanayi altyapısına kadar birçok alanda yapılan yatırımlar sayesinde Mersin’in yüksek potansiyelini hızla değerlendirebildiğini söyleyen Toros, “Devlet yatırım yapar ama o yatırımı değere dönüştüren güçlü şehir iradesidir. Mersin’de bu güçlü irade vardır” dedi. Öte yandan Toros, Mersin’in üretim gücünü, dış ticaret kapasitesini ve lojistik vizyonunu aynı anda taşıyabilen nadir şehirlerden biri olduğunu hatırlattı.
Tatar: Mersin–KKTC iş birliği Doğu Akdeniz için stratejik
Mersin ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki tarihi, manevi ve ekonomik bağlara dikkat çeken KKTC 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise 1974 sonrası dönemde KKTC’nin dünyaya açılan kapısının Mersin olduğunu hatırlatan Tatar, bugün de KKTC’nin ticaretinin büyük bölümünün Mersin Limanı üzerinden gerçekleştiğini ifade etti. Mersin’in lojistik altyapısı, limanı, üniversiteleri ve turizm potansiyeliyle KKTC ile birlikte düşünüldüğünde Doğu Akdeniz’in gelişen dengeleri açısından büyük bir stratejik değer oluşturduğunu belirten Tatar, iki taraf arasında geliştirilecek iş birliklerinin her iki ekonomiye de güçlü katkılar sunacağını ifade etti.
Uzunoğlu: Tarımın büyümedeki payı her yıl azalıyor
Açılış konuşmalarının ardından programı başlatan Sadi Uzunoğlu, Mersin’in tarımdaki yerine vurgu yaparak, programı tarımla başlatmak istedi. 2025 yılının 3. Çeyrek rakamlarının açıklandığını kaydeden Uzunoğlu, ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 20’sinin sanayiden oluştuğunu tarımdaki payın gün geçtikçe azaldığını kaydetti. Söz konusu payın tarımda yüzde 6 olduğunu ifade eden Uzunoğlu, geriye kalan devasa payın ise hizmet sektörünün oluştuğunu ifade etti.
Yıldırım: Kuru tarıma geçiş olmalı
Zirvede tarım başlığını ele alan Ali Ekber Yıldırım, 2025 yılının tarım açısından en zor yıllardan biri olduğunu söyledi. Kuraklık, iklim değişikliği, su sorunu ve zirai donun tarımsal üretimi ciddi biçimde etkilediğini vurgulayan Yıldırım, TÜİK verilerine göre tarımın 3. çeyrekte yüzde 12,7 küçüldüğünü ve GSYH içindeki payının yüzde 6’ya kadar gerilediğini hatırlattı. Türkiye’de tarımın kronik sorunlarının derinleştiğini belirten Yıldırım, özellikle su verimliliğine dikkat çekti. Tarımda kullanılan suyun yüzde 49’unun açık kanallar nedeniyle tarlaya ulaşmadan kaybedildiğini ifade eden Yıldırım, kapalı sulama sistemlerine geçişin zorunlu olduğunu söyledi. Hayvancılıkta ithalata dayalı politikanın sürdürülemez olduğunu, bu durumun fiyat ve üretim sarmalı yarattığını dile getirdi. Çukurova Havzası’nın tarım potansiyeline dikkat çeken Yıldırım, Mersin’in liman, havaalanı ve agropark avantajlarıyla tarım ve tarım teknolojilerinde öncü merkezlerden biri olabileceğini belirtti. Yıldırım, çözüm için havza bazlı planlama, işlenmiş ve markalı ürün ihracatı, maliyet düşürücü destekler ve uzun vadeli stratejik planlamanın şart olduğunu vurguladı.
Güldağ: Makro dengeler toparlanıyor ama üretimde kas kaybı var
Ekonominin genel görünümünü değerlendiren Hakan Güldağ, Türkiye’nin makro dengelerde önemli mesafe aldığını ancak sanayi ve üretim tarafında ciddi sorunlar yaşandığını söyledi. Enflasyonun 30’lu seviyelere gerilediğini, 2026’da da söz konusu düşüşün devam edebileceğini belirten Güldağ, buna karşın faizlerin yüksek kalmaya devam edeceğini ifade etti. 2025’in pazar ve işgücü kaybı yaşanan bir yıl olduğunu kaydeden Güldağ, “Hizmetler sektörü ile sanayi arasında makas açılıyor. Sipariş var ama kârlılık yok. Bu da yeni yatırımların önünü kesiyor” dedi. Küresel ölçekte ticaretin doğuya kaydığına, Çin’in artık sadece eşitlik değil liderlik istediğine dikkat çeken Güldağ, yapay zekanın önümüzdeki dönemde dünya ticaretine damga vuracağını söyledi. Avrupa’da canlanma beklentisine de değinen Güldağ, “Made in Europe” kriterlerinin Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirterek bu konuda mutlaka müzakere edilmesi gerektiğini anlatarak, “Bu ürünü üretiyorum, kim isterse alsın dönemi bitti. Avrupa’nın ihtiyacına uygun iş birlikleri geliştirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Güvenal: Ucuz işgücü ve düşük faiz modeli bitti
A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal ise işletmelerin mevcut ekonomik modelle devam edemeyeceğini söyleyerek, ucuz işgücüne, düşük faize ve kura dayalı sistemin çöktüğünü, konkordato ve karşılıksız çeklerdeki artışın bunun en net göstergesi olduğunu ifade etti. Faizler düşse bile kredi faizlerinin hızla gerilemeyeceğini kaydeden Güvenal, 2026’da da işletmeler için zor bir sürecin devam edeceğini öngördü. İşletmelerin rekabet avantajını net biçimde ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Güvenal, Mersin’in ulusal ve uluslararası yatırımcılar için büyük fırsatlar sunduğunu, kentin projelerini küresel yatırım platformlarında daha güçlü anlatması gerektiğini söyledi.
Çakır: Mersin’in geleceği bugünden daha parlak olacaktır
Mersin ekonomisinin 140 yıllık tarihini özetleyen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, kent ekonomisinin Cumhuriyetin ilk sanayi yatırımlarıyla güçlenen çok kimlikli başlayıp çok kimlikli devam eden bir yapıya sahip olduğunu anlattı. MTSO olarak 140 yıldır Akdeniz’in incisi Mersin için projeler ürettiklerini aktaran Çakır, “Üyelerimizle birlikte ekonomiye, istihdama, eğitimden kentin kültür-sanat yaşamına kadar tüm sosyal ihtiyaçlarına dokunduk. Çok özel bir kentte yaşadığımızı biliyoruz. Tarım, sanayi, lojistik ve turizm sektörlerindeki çok kimlikli ekonomik yapısıyla daha önemlisi, dinamik iş dünyasıyla Türkiye’nin çok özel bir kentiyiz. Bu özelliğin getirdiği sorumluluğu üzerimizde taşıyarak kentimizi her alanda ekonomisi güçlü, kültür- sanatıyla, yaşam kalitesiyle, bütünsel kalkınmayı yakalamış, kucaklayıcı yapısıyla, yaşanabilir bir kent yapmak, hepimizin sorumluluğudur. Mersin iş dünyası olarak, 35 bin Mersin sevdalısı üyemizle bu sözü sizlerin huzurunda veriyoruz; Bugün gösterilen çabalarla, Mersin’in geleceği bugünden daha parlak olacaktır” diye konuştu.
"Filyos – Mersin koridoru oluşmasını öneriyoruz"
Mersin’in bugün Türkiye’nin en büyük 7. ekonomisi olduğunu, dış ticarette yine yedinci büyük il haline geldiğini hatırlatan Çakır, “Mersin’i doğrudan küresel bir ağa bağlayan en büyük kritik göstergelerden biri ‘Yeni Sanayi Koridorları Projesi’dir. Planlanan dört sanayi koridorundan Mersin-Samsun, Mersin-Şırnak, Şırnak- Trabzon ve Sivas-Iğdır sanayi koridorları ve bizim önerdiğimiz araştırmaların en hazır koridor olarak gösterdiği; Avrupa’yı, Karadeniz’den-Akdeniz’e ve Basra’ya kadar bağlayacak olan Filyos – Mersin koridoru, tamamı Mersin’de birleşiyor. Mersin’e, sanayinin, ekonominin, Anadolu’ya yayılmasında kilit bir rol biçiliyor, bunu görmeli ve kentimizi buna göre planlamalıyız” ifadelerini kullandı.
"Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz"
Yapılan tüm makro planlamadaki en önemli konunun etkin bir ulaştırma ve dünya ile buluşma olduğunu hatırlatan Çakır, devletin de yatırımlarıyla Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti haline geldiğini söyledi. Açıklanan dört sanayi koridorunda ki konumuyla, Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti olduğunun tescillendiğini kaydeden Çakır, “Mademki başkentiz diyoruz, lojistiğin başkentine de güzel bir lojistik köy yakışır. Sayın valimizin önderliğinde, Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı. Mersin’i gelişmiş bir kent yapan etmenlerin arkasında ekonomi, iş dünyasının çabası ve birlikte hareket etmenin gücü olduğunu dile getiren Çakır, “Bunu görmeliyiz, birlikte beraber, Mersin’i parlak geleceğe hazırlamalıyız. 2050 yılında nasıl bir Mersin, 2075 yılında nasıl bir Mersin istediğimizi şimdiden planlamamalıyız” dedi.