FİKRİ CİNOKUR/ANTALYA
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya Valisi Hulusi Şahin’in de katıldığı temmuz ayı meclis toplantısında, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılması kararlaştırılan ve tepkilere yol açan Antalya Arkeoloji Müzesi hakkında ortak akıl oluşturulması gerektiğini söyledi.
Hacısüleyman, şunları kaydetti:
‘’Antalya’daki STK’ların çoğu, (Acaba müzeyi yıkmasak da güçlendirme yapılsa mı?) sorusunu gündeme getiriyor. Elbette farklı görüşler olabilir. Bu konuda toplumsal bir uzlaşı sağlanması için bir adım atılabilir. Bazen, gerçekten onarılamayacak haldeki binaları değiştirmek gerekebiliyor. Antalya Müzesinin, güçlendirme ve konsolidasyon yapılmak suretiyle ayakta kalabilir mi sorusu bir kez daha değerlendirilmeli. Tarihsel kısmı koruyup yanına kapasiteyi artıracak yeni bir bina yapılabilir mi? O kadar çok seçenek var ki. Burası korunup, yepyeni bir müze başka bir yere de yapılabilir. Antalya Müzesi dediğimizde 640 kilometrelik bir arkeolojik banttan bahsediyoruz. Dolayısıyla tek bir müzeye sahip olmak zorunda değiliz düşüncesi de belki tekrar masaya yatırılabilir. Belki batı ve doğuya birer müze yapılabilir, Mevcut bina da olduğu gibi korunabilir. Ortak bir akılda, ortak bir noktada buluşulmasını öneriyorum.’’
Kaleiçi’ne acil düzenleme yapılmalı
Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi medeniyetlere ev sahipliği yapan tarihi Kaleiçi’nde metruk binaların tehlike saçtığını anlatan Hacısüleyman, şöyle devam etti:
‘’Sorunumuz Kaleiçi’ndeki metruk binalar. Sahipleri nerede, bilmiyoruz. Özel mülkiyete çok büyük saygımız var. Ancak bu binalar Kaleiçi için bir tehlike oluşturuyor. Bu tehlike, orada işini düzgün yapan, işletmesini açık tutan ve iş yapan insanlar için bir tehdit. Sadece onlar için mi? Herkes için bir tehlike. Bu binaları mülk sahipleri ya satacak ya da bundan vazgeçecekler ve yeniden yapacaklar. Yeniden yapma şansları yoksa bu binaların bu şekilde herkes için tehlike oluşturmasına kamu vicdanı ve hepimizin vicdanı razı gelmiyor. Bununla ilgili muhakkak bir düzenleme yapmamız gerekiyor.’’
Gümrük tarifeleri
ABD’nin gümrük tarifeleri uygulamalarının 1Ağustos tarihinden itibaren uygulanacğını anımsatan Hacısüleyman, ‘’Biz Türkiye olarak yüzde 10’luk dilimde kaldık. Çin yüzde 30’a çıktı. AB yüzde 20’den yüzde 30’a yükseldi. Birleşik Krallık yine yüzde 10’da kalırken, Meksika sıfırdan yüzde 30’a çıktı. Adeta bir cezalandırma veya ödüllendirme mekanizması gibi bir gümrük tarifesi ile karşı karşıyayız. Ancak bu tarih 1 Ağustos. Yarın ne olur bilemiyoruz. 31 Temmuz akşamı ne olur, 2 Ağustos’ta ne yaşanır, şimdiden kestiremiyoruz.’’ dedi.
Gümrük tarifelerinin dünyayı etkilediğine dikkat çeken Hacısüleyman, ‘’Bizim mallarımız yüzde 10 tarifeye tabi ama AB’ne ihracat yapıyoruz. Avrupa Birliği yüzde 20’den 30’a çıktığı zaman, bizim mallarımızın Amerika’ya giderken fiyatı artabilir. İhracat ettiğimiz ürünü Almanya, Amerika’ya ihraç edecekse, bizden aldığı mal yüzde 20 daha pahalı olacağı için sıkıntı yaşanabilir. Bu nedenle konu sadece ticaret değil, aynı zamanda ihracat, turizm ve moral açısından da çok önemli." ifadelerini kullandı.
"Eğitim sistemi değişmeli"
Eğitim sisteminin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, şöyle konuştu:
‘’Neden bu sistemi hâlâ değiştirmiyoruz? Almanya’da öğrenciler, ilkokulun 4. ve 5. sınıflarından itibaren not ortalamalarına ve yeteneklerine göre yönlendiriliyor. Uygulanan bu sistemde üniversite sınavı yok. O hâlde biz niçin hâlâ bu sınav sisteminde ısrar ediyoruz. TOBB ile YÖK arasında protokol imzalandı. Üniversitelerdeki bazı bölümler iş dünyasıyla eşleştirildi. Ders müfredatları yeniden şekillendirilecek. İş dünyasının ihtiyaç duyduğu bilgiler, ders programlarına eklenecek. Böylece mezunlar iş hayatına daha hazır hale gelecek.’’
Meslek yüksekokullarında, 2 yıllık öğretimin bir yılı okulda, bir yılını iş yerinde uygulamalı olarak yapmayı önerdiklerini ifade eden Hacısüleyman, ‘’Bu sistem sayesinde öğrenciler, okurken tam zamanlı olarak sahada çalışabilecekler. Biz, iş dünyası olarak bu sürecin gereklerini üstlenmeye hazırız. Bu eşleştirme çalışmasına Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Bilim Üniversitesi de dâhil edildi. YÖK yönetimine sağlık meslek yüksekokullarının da bu sisteme dâhil edilmesini önerdim. Çünkü Antalya, sağlık turizmi açısından ülkemizin lokomotif şehirlerinden biri. Bu alanda yetişmiş eleman ihtiyacı çok fazla." diye konuştu.
"Yangın güvenliği önlemleri tamamlanmalı"
Antalya Valisi Hulusi Şahin de otellerde yangın güvenliği denetimlerinin sıklaştırıldığını ve birçok eksiklik görüldüğünü söyledi. Yangına dayanıklı kapı ve yangın güvenliğindeki eksikliklerin tamamlanması amacıyla 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildiğini anımsatan Vali Şahin, şöyle konuştu:
‘’Otellerimizde yangın güvenliği konusunda ne kadar tedbirli olursak o kadar güvenli turizm uygulaması yaparız. Bu konuda mevzuatta bir takım çelişkiler vardı. Süre 31 Aralık tarihine kadar uzatıldı. 31 Aralık hemen gelir. (Nasıl olsa sezonu kurtardık) denilmesin. Eksiklikler 31 Aralık tarihine kadar tamamlansın. Türkiye’nin milli hasılası turizm.‘’
Kaleiçi’nde 60’dan fazla metruk bina olduğunu, bu binaların sahipleri arasında miras sorunu yaşandığını anlatan Vali Şahin, iş insanlarına bu binaları satın alıp aslına uygun düzenleyerek kullanmalarını istedi.
"Müze ile ilgili talepleri ileteceğiz"
Vali Şahin, tepkilere yol açan Antalya Müzesi konusunda da taraflarla konuştuğunu belirterek, ‘’Müzenin yıkılmasına karşı çıkanların da kendi açıları bakımından haklı oldukları taraflar da var. Konuyu Kültür ve Turizm Bakanımıza ileteceğiz. Ancak, müzeyi kullananların da sıkıntıları var. Dünyanın en büyük hazinelerini korumakta güçlük çekiliyor. Zaman zaman akıyor, rutubet yaşanıyor. Tuvaletler kullanışlı değil. Müze bu haliyle hizmet vermekte yeterli değil. Ancak müzenin mimari değeri iyi incelenmeli.’’ dedi.
Vali Şahin, konuşmasının ardından ATSO Meclis üyelerinin sorularını yanıtladı. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman ve Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Vali Şahin’e günün anısına plaket verdi.