YZ çağında dikiz aynasına değil, ön camdan geleceğe bak! Zekâyı görmezden gelen, sistemin dışına düşer. Eğer gözün dikiz aynasında ise ya otoparktasındır ya da geri geri gidiyorsun demektir.
Eğer yapay zekâya hâlâ “birkaç yazılım aracı” gözüyle bakıyorsan, ya dijital otoparktasın ya da teknolojik olarak geri geri gidiyorsundur. YZ artık “gelmekte olan” değil, çoktan gelip sistemin merkezine oturmuş bir zekâ türü. Ama biz hâlâ ön cama değil, gafilce dikiz aynasına odaklıyız.
Geçmiş başarılar, eski yöntemler ve analog reflekslerle dijital gelecek yönetilmiyor. Yeni kavramımız şu: “Dijital Retrosentrizm” Yani geçmişten öğrendiklerini bugünün zekâsına olduğu gibi uygulama yanılgısı… YZ konuşuyoruz ama hâlâ “kullanan değil”, “seyreden” konumdayız.
İLERİ GÖRÜNEN AMA GERİYE BAKAN SİSTEMLER
Teknolojiyi ithal ettik ama onun arkasındaki zihniyetin farkına varamadık. YZ'yi satın aldık ama veri kültürünü benimseyemedik. Hatalı bakış: “ChatGPT varsa biz bu işi hallettik.” Oysa mesele yazılım değil; mesele okuryazarlık ve entegrasyon zekâsı. Ben buna “Prompt İllüzyonu” diyorum.
YZ ile konuşmak başka, YZ ile düşünmek bambaşka. Bugün birçok kurumda dijital dönüşüm konuşuluyor ama hâlâ “otomasyon 2.0” mantığı var. YZ’nin karar aldığı bir çağda, hâlâ kararları e-tablolarla veriyoruz. Süreçler kâğıttan alınıp ekrana taşındı ama zihin ve feraset ekran dışı kaldı.
2 SORU 2 CEVAP / YZ vizyonsuzluğuna dair…
YZ'de neden ilerlemiyor, sadece izliyoruz?
Çünkü hâlâ geçmişin başarı modelleriyle bugünün teknolojisini ölçüyoruz. YZ, geçmişin dijitalleşmesi değil; geleceğin yeniden tanımıdır. Ama biz dijitalleşmeyi “arşiv taraması” zannediyoruz. Teknolojiyi dünün emrine verirsen, bugünü belki kurtarırsın ama asla yarını inşa edemezsin.
Peki, bunu nasıl aşacağız?
İlk şart: Dikiz aynasını küçült, ön camı genişlet. Yani; geçmiş başarılarını bırak, yeni öğrenme modelleri kur. YZ sadece bir departmanın değil, kurumun zihniyet meselesidir. Eski yolda yeni ayakkabıyla yürüme. Yeni yolda yeni ayakkabı ile koş. Bu da ancak YZ entegrasyonuyla mümkün.
NOT
VERİYİ OKUMADAN, GELECEĞİ KONUŞAMAZSIN
YZ çağında hâlâ PowerPoint tabanlı strateji sunuyorsak… YZ ile yönlendirilmiş kararları, insan hissiyatıyla bastırıyorsak… O zaman sadece teknoloji değil, zihinsel egemenlik de başkalarının eline geçer. Veriyi işleyenler değil, veriyi anlayanlar kazanır.
“Kod varsa karar vardır, Ama yön yoksa o karar sadece bir işlem kalır.” Yeni kelimemiz: Kod Körlüğü. Sistem var ama sorgulama yok. YZ karar veriyor ama kimse nedenini bilmiyor. İşte bu yüzden algoritmaya teslim olduk ama zekâyı geliştirmedik.
Bu kavramı ezberleyin, ileride lâzım olacak; Dijital Retrosentrizm: Geçmiş deneyimleri bugünün zekâ sistemine sorgusuz aktarma yanılgısı… Kısacası, günün çamaşırını dünün güneşiyle kurutamazsınız.