ABD ekonomisinden gelen çelişkili sinyaller sonrası hisse senetleri sınırlı satış ile haftayı bitirdi. Güçlü perakende satış verileri ve beklenmedik şekilde düşen tüketici güveni, bugünün iyimserliğine karşı, tüketicinin gelecek konusunda karamsar olduğunu göstererek moralleri bozdu.
Trump-Putin görüşmeleri öncesinde temkinli iyimser bir hava hakimdi. Yatırımcılar petrol ve savaş hisselerini satarken, barış temasını satın aldı. Üç saati aşan görüşmeden bir anlaşma çıkmadı. Ama zaten kimsenin öyle bir beklentisi yoktu. Taraflar ilerleme sağlandığını ancak üzerinde anlaşılmayan konular olduğunu açıkladı.
Bugün yapılacak Trump-Zelensky görüşmesi barışın ne kadar gerçekçi olduğu konusunda fikir verecek. Putin dört yıla yaklaşan savaşta elde ettiği toprakları koruyan ve Ukrayna’nın NATO’ya girmemesini garantileyecek bir anlaşma istiyor.
Zelensky’nin böyle bir anlaşmayı kabul etmesi ancak ABD’nin güvence vermesi ve desteği kesme tehdidi ile mümkün olur. Umarız geçen defaki gibi bir rezalet yaşanmadan bu süreç iki tarafın da kabul edeceği bir çözümle sonuçlanır.
Türkiye piyasaları geçen haftayı çelişkili sinyaller ile kapattı. Sistemik riski ölçtüğüne inandığımız 5 yıllık CDS ve 10 yıllık tahvil getirisi gerileyerek moral verirken, Borsa İstanbul ve özellikle banka hisseleri satıcılı bir seyir izledi.
Sektör bazlı bakıldığında banka, GYO gibi sistemik riske duyarlı sektörler ve savunma hisseleri değer kaybederken, beyaz eşya, otomotiv hisselerinin dipten döndüğü, seçici barış hisselerinin değer kazandığı görülüyor.
Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsünü başlattığı bir ortamda hisse senedi piyasasında yaşanan kayıpları açıklanan finansal sonuçların zayıflığı ve şirketlerin paylaştığı sene sonu görünümünün yatırımcıları heyecanlandırmaması ile açıklıyoruz.
Politik şok sonrası sert yükselen ülke risk priminin ve devlet tahvili faizlerinin gerilemeye başlaması, beklentimize uygun olumlu bir gelişme. Ekonomik programın başarıya ulaşması ile Türkiye ekonomisinin ve risk göstergelerinin politik şoktan bağımsız normalleşme yolunda ilerleyeceğine inanıyoruz.
Borsa İstanbul bu süreçte dalgalı ama yukarı yönlü bir seyir izleyecek. Ekonominin yavaşladığı, karların artmadığı bir ortamda, çarpanların artışı ile bir yükseliş yaşanacak. Ancak yurtiçi kurumsal yatırımcı tabanının zayıflığı ve yurtdışı yatırımcının nazlı davranması nedeniyle bu süreç sancılı olacak. Piyasalar geleceği satın alırken, güncel gelişmelere duyarlı olacaklar. İçinde bulunduğumuz döngüsel konjonktür ve kaygan jeopolitik zemin nedeniyle her iki yöne de oynaklık yüksek olacak.