VODAFONE Türkiye CEO’su Engin Aksoy, bu yılın ilk aylarında yönetim ekibini toplayıp Türkiye’de sektörün geleceği ile ilgili durum değerlendirmesi yaptı:
- Bu yıl Türkiye’de sektörümüz için kritik bir yıl. Verilecek kararlar, atılacak adımlar önümüzdeki 15 yıl hem bizim sektörümüzü hem de kesişen sektörleri doğrudan etkileyecek. Türkiye’de dijitalleşmenin geleceğini çok etkileyecek.
Aksoy, TURKSAT’ın fiber altyapısını içeren bölümünün ayrıca satış gündemine oturması üzerine ekibiyle yeniden durumu değerlendirdi:
- Önümüzdeki 2-3 ay içinde beklediğimiz kritik kararlar netleşecek. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Ulaştırma Bakanımız başta olmak üzere yetkililere dünyadaki durumu ve görüşlerimizi ortaya koyan raporlar sunduk. Kamuoyu ile de paylaşmakta yarar görüyoruz.
Engin Aksoy, Yardımcısı Hasan Süel ile bir sohbet toplantısı düzenledi, söze şöyle girdi:
- Ülkemizin dijitalleşmesi için sabit internet altyapısı çok çok büyük önem taşıyor. Fiber altyapının hem haneler ve işyerlerine hem de mobil baz istasyonlarının birbirine bağlanmasına uzanması gerekiyor.
Türkiye’de fiber altyapı konusundaki imtiyazın “yerleşik operatör”e ait olduğuna işaret etti:
- Fiber altyapı, ülkenin dijitalleşmesi açısından çok kritik. Her ne kadar fiber altyapıyı kendisi döşeyen operatörler olsa da bugünkü mevzuata göre yapılmaması gerekiyor. Biz de bu mevzuata uyuyoruz.
Fiber altyapı yatırımı imtiyazının “yerleşik operatör”e verilmiş olmasının Türkiye’yi oldukça geri bıraktığını savundu:
- Bugün Türkiye’de 605 bin kilometre fiber var. İyi bir örnek olduğu için Güney Kore ile karşılaştırma yapılıyor. Türkiye’nin Kore ile aynı seviyeye ulaşabilmesi için 2 milyon kilometre fiber altyapı döşemesine ihtiyaç var.
Türkiye’de 600 bin kilometre fiber altyapıya ulaşmasının 10 yıllar sürdüğünün altını çizdi:
- Şimdi 3 katına çıkarmamız gerekiyor. Mevcut hızla gittiğimizde en azından orta vadede çok mümkün görünmüyor. Bu yüzden ülkemiz dijitalleşmede geri kalıyor. Bu da fırsatları kaçırmamıza sebep oluyor.
Bu konuda önerdikleri çözüme dikkat çekti:
- Önerdiğimiz çözüm, altyapı işletmesinin tamamen ayrılması, ayrı bir şirket olmasıydı. Bu öneriyi ortaya koyduğumuzda bize, “Altyapı şirketi kurulursa siz mi almak istiyorsunuz?” diye soranlar oldu. Biz de her türlü modele açık olduğumuzu söyledik.
Ortaya koydukları modelleri sıraladı:
- Fiber altyapı tarafı ayrı şirketleştirilip tümüyle devlete ait hale getirilebilir. Eğer altyapıyı devlet kontrol etmek istiyorsa. Yeter ki ayrı şirket olsun, operatörlerin fiber altyapıyı kullanması konusunda adil ortam sağlansın.
- Fiber altyapı için ayrı şirket kurulur. Bu şirkete yerli-yabancı fonlar ortak olabilir. Yani, illa operatörlerin ortak olması şart değil. Dünyada bu tür şirketlerle ilgilenen, yatırım yapan çok sayıda fon var.
- Üçüncü seçenek olarak da kurulacak şirkete operatörlerin ortaklığı. İsteyen kendi varlıklarını oraya devreder, isteyen sermaye koyar.
Ardından ekledi:
- Biz her modele açığız. Yeter ki ayrı şirket olsun. Bir yatırım kapasitesi yaratılsın. Tüm şirketlere eşit mesafede dursun. Böylelikle perakendede bir rekabet fırsatı yaratılsın. Tüketici de bundan yararlansın.
Numara taşıma uygulamasını anımsattı:
- 2008’de devreye giren numara taşıma, rekabeti artırdı. Müşteri daha iyi servisi çok daha ucuz fiyatlarla almaya başladı. Fiber altyapıda da aynı şeyin olabileceğini düşünüyoruz.
Bu önerilerine yönelen iki karşı yorumu irdeledi:
- “Yerleşik operatörün 2026’ya kadar devam eden imtiyazı var, bunu nasıl çözeceğiz?” deniyordu. Artık bunun sonuna gelmiş olduk. 1 Ocak 2026 itibariyle bu imtiyaz sona eriyor. Dolayısıyla burada çok önemli bir fırsat penceresi açılıyor.
- İmtiyazı olan “yerleşik operatör” için, “Burada çok ortaklı bir yapı söz konusu. İçeride bankalar da var. Tüm ortakları ikna etmek kolay değil” deniyordu. O durum da değişti. Şirket Varlık Fonu bünyesine geçti.
Karşı yorumların dayanaklarının ortadan kalktığına dikkat çekti:
- Şimdi “yerleşik operatör”de karar verici tek. İmtiyaz da bitiyor. Yani, fiber altyapının ayrı şirketleşmesinin önündeki engeller kalkmış oluyor.
“Yerleşik operatör”ün imtiyazının uzatılmasıyla ilgili taleplerin olduğunu anımsattı:
- Bize göre imtiyaz süresi uzatılmamalı. Hazır fırsat varken ayrı şirket yapısına doğru yol alınmalı.
Hasan Süel araya girdi:
- Türkiye’de sabit geniş bant konusunda adil rekabet ortamının sağlanması için reformlar yapılması gerektiğini hep söylüyorduk. Hâlâ durum değişmiş değil ve imtiyazın uzatılmasının taratacağı tehditle karşı karşıyayız.
Mevcut modelin yanlış olduğunu hep savunduklarını kaydetti:
- Fiber altyapı ile ilgili imtiyazın bugünkü haliyle 15-20 yıl daha devam etmesi rekabet ortamı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.
Vodafone Türkiye, kendi penceresinden bu uyarıları yapıyor…
Türk Telekom’un elindeki en büyük gücü ise “imtiyaz” oluşturuyor…
Ulaştırma Bakanlığı ve BTK, imtiyazın uzatılmasının dijitalleşmenin geleceği açısından “tehdit” oluşturduğu tezini kabul eder mi?
Vodafone Türkiye’nin önerdiği 3 seçeneğe sıcak bakılır mı?
90 liraya satın alınabilecek eve 100 lira kira ödenir mi?
VODAFONE Türkiye CEO’su Engin Aksoy, kendilerine ait iki baz istasyonu arasına bile fiber bağlantı kurma izinlerinin olmadığının altını çizip konuyu ev örneği ile anlattı:
- Kendi mobil baz istasyonlarımız arasına gerekli fiber altyapı hizmetini “yerleşik operatör”den kiralamamız isteniyor. Yani, bir ev var. 90 liraya satın alman mümkün, izin verilmiyor. 100 lira kira ödemek zorunda kalıyorsun.
Sektörde fiber altyapı konusunda durumun böyle olduğunun altını çizdi:
- Fiber altyapıyı kendim yapsam daha ucuza mal edeceğim. Yapmak yerine kiralamak zorunda bırakılıyorum. Üstelik altyapısını kiralamak zorunda kaldığım operatör perakende fiyatlarda da belirleyici konumda bulunuyor.
Kiralama konusunda da model önerdiklerini aktardı:
- Bir model getirilsin, “Mobil baz istasyonları fiberleşmesinde fiyatlar makul seviyeye insin, kiralayalım”dedik. Bunu sağlamak için regülasyon bekledik, gelmedi.
Ardından ekledi:
- Kendi yapacağımız fiberden daha pahalıya kiralama karşımıza çıkıyor. Üstelik de parayı rakibimize ödemiş oluyoruz. Onların 100 liraya sattığı bir ürünü bizim 95 veya 105 liraya satma şansımız da yok.
TURKSAT, Varlık Fonu şirketlerinden birine
satılırsa rekabet zedelenir
VODAFONE Türkiye CEO’su Engin Aksoy, TURKSAT’ın fiber alt yapı tarafının ayrılıp satışa çıkarılacak olmasının sektörde önemli gündem maddeleri arasına girdiğini belirtti:
- Varlık Fonu, bazı sektörlerin gelişimi için bazı şirketlere rakip. Bunu da normal ve olağan karşılıyoruz. Ancak, bizim sektörümüze baktığımızda önemli oyuncuların üç tanesi Varlık Fonu tarafından yönetiliyor.
Bu konudaki endişelerini dile getirdi:
- Varlık Fonu’nun 3 oyuncuya sahip olmasının rekabeti olumsuz yönde etkilediği ve etkileyeceği endişesini taşıyoruz.
Bu alanda düşünülecek konsolidasyon konusundaki önerisini ortaya koydu:
- Birincisi ortak altyapı şirketi kurulabilir. Bunun sahibi Varlık Fonu da olabilir. Altyapı aynı yerde toplanır. Ancak, iki veya üç ayrı şirkette toplanırsa, diğerlerinin rekabet şansı kalmaz.
Ardından sürdürdü:
- Bugünkü haliyle imtiyaz uzatılırsa, ayrışmaya da gidilmezse ve TURKSAT da Varlık Fonu şirketlerinden birine satılırsa rekabetin iyice zedeleneceğini düşünüyoruz.
TURKSAT ihalesi haberlerini izlediklerinin altını çizdi:
- TURKSAT’ın altyapı tarafının ayrıca satışa çıkarılması niyeti varsa bu süreç oldukça şeffaf yürütülmeli.
İçinde ne olduğunun bilinmesi durumunda TURKSAT ihalesine girenlerin sayısının artacağını vurguladı:
- Biz de ihaleye girmeye aday olabiliriz.
Bir kez daha altını çizdi:
- Varlık Fonu’nun aynı sektörde 3 şirkete sahip olması, oyuncunun az olduğu bir sektörde zorluk yaratıyor.
TURKSAT’ın Kablo TV'nin sahibi olduğuna dikkat çekti:
- TURKSAT, bugün 5 milyona yakın haneye giriyor. Bunun 1 milyonu fiber tarafı oluşturuyor.
Türkiye’ye 300 milyar lira yatırdık, 5G’de yatırım tarafına ağırlık verilmeli
VODAFONE Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Vodafone’un Türkiye’ye toplam yatırımının 300 milyar lirayı bulduğunu belirtti:
- Vodafone, Cumhuriyet tarihimizin en fazla yatırım yapan şirketleri arasında yer alıyor. Biz yatırımlarımızı daha da artırmak istiyoruz.
Şu noktanın altını çizdi:
- Biz bedava bir şey istemiyoruz, teşvik, imtiyaz, vergimiz insin istemiyoruz. Adil rerabet ortamı sağlansın, o bize yeter.
5G ihalesinin yaklaştığına işaret etti:
- 5G ihalesinde yatırım tarafına ağırlık verilecek bir strateji izlenmesi en doğru yöntem olur. Yani, lisans bedelini yüksek tutup, paranın sadece oraya harcatılması, yatırım yapmaya nefes bırakmaz. Bizden bir para çıkacak, çoğunu yatırıma ayırmak ülkemiz için daha yararlı olur.