Önce bilim insanlarımız gitti. Onları liyakatli gençler takip etti. Derken sermaye göç eder oldu. Şimdi de fabrikalarımız gurbete iltica ediyor. Netice? Fikrimizin, üretimimizin şaşacağı kesin…
Ağır ağır giden eller bizimdir / Arap atlar yakın eder ırağı / Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Dadaloğlu böyle başlıyor Toros’lardan Çukurova’ya göç sürecini anlatmaya… Devamı daha da sarsıcı; “Nice koç yiğitler yere serilir / Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.” Tıpkı göçen fabrikalarımız gibi.
Fabrikalarımızı Mısır’a taşımak, lojistikte bir iş alanı oluşturacak boyuta vardı. Arkadaşımız Aysel Yücel’in haberinden öğreniyoruz bunu. Detayına bakıyoruz; 500 çalışanlı, büyük makine parkuruna sahip 200-400 milyon $’lık fabrikayı, 200 TIR ile ortalama 2-3 milyon $ navlun ile Mısır’a götürüyorlar.
TÜRK TEKSTİLİNİ ADETA KOVALADIK
Dadaloğlu ile başladık, devamı Cemal Süreya’dan gelsin; “Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git / Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler / Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.” Aslında biz fabrikasız edemeyiz ama gidiyorlar. Doğrusu; kötü ekonomi yönetimi tarafından gönderiliyorlar.
Giden, sadece makine olsa, yerine koyarsın. Giden; sanayi ruhu… Giden; istihdam… Giden; üretim… Giden; umutlar… Giden; tekstil kasımız… Peki ya kalanlar? Ne yazık ki üretenler gidiyor da umudumuzu tüketenler yerli yerinde… Kötü yönetenler, enflasyon üretenler, yandaşlar, candaşlar…
İKİ SORU İKİ CEVAP / Sermaye göçüne dair
Sermaye neden göç eder?
Kendi ülkesinde yeterince kazanmadığını hissettiğinde… Kendi ülkesinde malına çöküleceğini anladığında… Kendi ülkesinde vergi ile soyulup, regülasyonlar ile budandığında… Tutamazsın…
Sermaye neden gelmez?
Biz yabancı sermaye beklerken, kendimiz yalancı sermaye olduk. Bugün Mısır’a, belki yarın Azerbaycan’a… Oysa yabancı burada hukuk arar, kâr arar, malına çökülsün istemez ve gelmez.
NOT
AKLIMI YAĞMAYA VERDİM FİKRİMİ ŞAŞTIM
Dede Efendi’nin Bestenigâr şarkısındaki gibi; “Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum / Aklımı yağmaya verdim fikrimi şaştım." Gençlerimizle övünmeyi hamaset makamından küresel kıvanca taşıyamadık. Liyakata “tu kaka” dedik ve onları başka ulusların beyin yağmasına terk ettik. Yazık.
GÖÇ LÛGATI
Sıla: İnsanın anayurdu, çocukluğudur. Sermayenin doğum yeri; sılasıdır
Gurbet: Doğduğu yer, doyduğu yer olamayanların iltica ettiği coğrafyalardır
Sermaye göçü: Kendi ülkesinde yeterince nemalanamayanın gönüllü gurbetidir
Beyin göçü; Vatanında yeşeremeyen liyakatin, beynini akıtmak için ilticasıdır