DAVET Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Prof. Ahu Antmen imzasıyla geldi:
- Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) açılan Amerikalı sanatçı Suzanne Lacy’nın “Birlikte/Togaether” sergisi vesilesiyle Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde özel buluşmaya bekliyoruz.
Suzanne Lacy ile ilgili kısa bilgi verdi:
- Sanatında kimlik, özgürlük, şiddet ve toplumsal eşitsizlik gibi evrensel sorunlara odaklanan Suzanne Lacy, birlikte olmanın, birlikte görmenin ve birlikte hatırlamanın gücünü görünür kılmayı amaçlayan üretimleriyle, toplum odaklı performans sanatının öncülerindendir.
Sabancı Vakfı’nın sergiyi desteklediğini belirtti:
- Sergiyi Sabancı Vakfı’nın kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesine, toplumsal eşitliğe ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik yarım asırlık misyonuyla örtüşen bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz.
Geçen hafta Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki buluşmaya gittim, sergiyi Prof. Ahu Antmen rehberliğinde Güler Sabancı ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ile birlikte gezdik.
Prof. Ahu Antmen, Suzanne Lacy’nin feminist sanatın ve katılımcı performansın dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri olduğunu belirtti:
- Yarım yüzyılı aşkın üretiminde kadınların görünmez kılınmış deneyimlerini, şiddetin farklı biçimlerini, ekonomik ve toplumsal sınırları cesaretle ele alıyor.
SSM’nin toplumsal sorumluluğu odağına alan yaklaşımıyla bu sergiyi ziyaretçilerle buluşturmasının kendileri için büyük anlam taşıdığını vurguladı:
- “Birlikte/Togaether” sergisi, büyük ölçekli performanslarının duygusal hafızasını video enstalasyonları aracılığıyla müze mekanına taşıyor, sanat ile hayatın, estetik ile etiğin kesiştiği noktada düşünmeye davet ediyor.
Sergideki eserleri anlatırken şu noktanın altını çizdi:
- Lacy, dünyanın farklı ülkelerinde başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinden gönüllüleri bir araya getirdiği büyük ölçekli performanslarında kimlik, özgürlük, şiddetin farklı biçimleri, ekonomik zorluklar ve yaş almayı gündeme taşıyor.
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, serginin Türkiye’de çok değerli karşılık bulduğuna işaret etti:
- Sanat, toplumsal vicdanı besleyen, bizi düşünmeye ve sorgulamaya davet eden en güçlü alanlardan biridir. Kadınların hikayeleri görünür oldukça, onların deneyimleri kamusal alanda yer buldukça toplum da dönüşmeye başlar.
Dayanışmanın çoğalması ve farklı kesimlerin bir araya gelerek yeni bir toplumsal diyalog üretmesinin bugün her zamankinden daha önemli olduğunu kaydetti:
- Sabancı Vakfı olarak 50 yılı aşkın süredir kadınların ve kız çocuklarının hayatın her alanında eşit şekilde yer aldığı bir gelecek için çalışıyoruz. Suzan Lacy’nin üretimi, tam da bu inancımıza, kolektif sorumluluğun dönüştürücü gücüne dokunuyor.
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, kadınların güçlenmesinin toplumsal gelişimin temel ön koşulu olarak gördüklerinin altını çizdi:
- Bu kapsamda, Vakıf faaliyetlerimiz arasında uzun yıllardır kadınlar ve kız çocuklarının her alanda hayata eşit katılımı için çalışmalar yer alıyor.
20 yıla yakın süredir devam eden “Hibe Programı”na değindi:
- Bu programla 250’ye yakın sivil toplum kuruluşunun projelerine destek olduk. Projelerin yarısı toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgiliydi.
İlk kez gerçekleştirdikleri “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etki Araştırması”na vurgu yaptı:
- Araştırma önemli bir gerçeği teyit ediyor: Destek verdiğimiz kurumların yarıya yakını ilk hibesini Vakfımızdan alırken, bu destek birçok kurum için kritik bir başlangıç olmuş. Kurumlar yerelde güçlenmiş, kapasite kazanmış ve kalıcı çalışmalara devam etmişler.
Araştırmanın Sabancı Vakfı’nın yalnızca hibe sağlayıcısı değil, kadınlar ve kız çocukları alanına meşruiyet kazandıran, dönüştürücü etki yaratan stratejik bir aktör olduğunu da ortaya koyduğunu irdeledi:
- Tam da bu nedenle Suzanne Lacy’nin sergisiyle güçlü bir ortak zeminde buluşuyoruz. Bu sergi bizim için bir sanat projesinden öte yıllardır sürdürdüğümüz mücadelenin kültür-sanat alanındaki doğal bir yansıması.
Prof. Ahu Antmen, sergi gezisi rehberliğini şu bilgiyle noktaladı:
- Başlangıçta 14 Aralık 2025 Pazar gününe kadar açık kalması planlanan “Suzanne Lacy: Birlikte/Togaether” sergisi gördüğü ilgi üzerine 8 Mart 2026’ya kadar uzatıldı.
Sabancı Vakfı, yıllardır destek verdiği sivil toplum örgütlerinin çalışmaları da dahil kadınların hikayelerini görünür kılmaya, böylece toplumda dönüşümün tetikleyicilerinden olmaya çalışıyor…
“Suzanne Lacy: Birlikte/Togeather” sergisi, Sabancı Vakfı’nın bu çalışmalarını kültür-sanatla perçinliyor…
‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde 700 ‘Sessiz Soru’ oluşturuldu
SABANCI Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Prof. Ahu Antmen, “Suzanne Lacy: Birlikte/Togaether” sergisi süresince “SU Gender” ve “Sabancı Vakfı” işbirliğiyle toplumsal cinsiyet eşitliği alanında etkinlikler de düzenlendiğini bildirdi:
- SSM bu kapsamda “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü”nde “Sessiz Sorular” performansına ev sahipliği yaptı.
Performansın yönetmenliğini ve tasarımını Ayşe Draz’ın yaptığını belirtti:
- Performansın temelini, sergi açıldığından beri farklı kuşak ziyaretçilerin şiddet, umut, beden, güç temalarına yoğunlaşarak gönüllü olarak bıraktığı 700’e yakın soru oluşturdu.
- “Sessiz Sorular”, bu soruları ses ve beden aracılığıyla yeniden ele alarak sessizliğin taşıdığı duygu ve düşünceleri kolektif hafıza ve tanıklık alanında bir araya getirdi.
55 bin bursla eğitime erişim desteklendi, kız öğrenci yurtları yaptırdı
SABANCI Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, Vakfın kuruluşundan bu yana kadınların güçlenmesini toplumsal gelişimin ön koşulu olarak gördüğünü vurgulayıp, özetledi:
- 10 yıl boyunca bakanlıklar ve Birleşmiş Milletler ile sahaya inen Vakfımız, BMOP ile 11 ilde 350 bin kişiye ulaştı, yerel yönetimlere kadın hakları perspektifi taşıdı.
- Çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerle mücadele, sabırlı, çok katmanlı ve yerel aktörlerle birlikte yürütülen bir süreç olarak ele alındı.
- UNFPA işbirliğindeki “Sağlık Aracıları Modeli”, erken yaşta evlenmiş kadınların güçlenmesi için yerelde sürdürülebilir dönüşüm sağladı.
- 55 bini aşkın burs ile eğitime erişim desteklendi, kız öğrenciler için ülkemizin dört bir yanında öğrenci yurtları inşa edildi.
- “Mor Sertifika Programı” ile 5 binden fazla öğretmen toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısı kazandı.
- “Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi” ile ne eğitimde ne de istihdamda yer alan genç kadınların güçlenmesine destek olundu. Proje sonucunda yaklaşık 8 bin 500 kadına erişildi.
Toplumsal katılımlı sanatın önemi insanlara faydalı olmasından geliyor
SABANCI Müzesi’nde “Birlikte/Togaether” sergisi devam eden Amerikalı sanatçı Suzanne Lacy, sergi vesileyle hazırlanan kitapta yer alan söyleşilerinde “toplumsal katılımlı sanat” konusunda şu mesajı verdi:
- Bence toplumsal katılımlı sanatın önemi, insanlara faydalı olmasıdır.
“Yeni tür kamusal sanat” terimiyle feminist performanstan topluluk temelli projelere uzanan Lacy, şu noktanın altını çizdi:
- Yeni tür kamusal sanat, sanatçıların kendi değerlerini ve önemsedikleri meseleleri sanat dünyasına taşıyabilmelerini sağlarken, bu meseleleri toplum için erişilebilir kılar.
80 yaşında olan Lacy, kitaptaki söyleşilerinden birinde soru üzerine genç sanatçılara şu mesajı verdi:
- Gençlerin kendileri için önemli şeylere derinden bağlı kalmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece kişisel bir mesele değil, daha önemlisi, toplumsal ve siyasal bir mesele.
- Biz, içinde yaşadığımız bağlamlarla var oluruz ve sanat ürettiğimizde o bütünü de temsil etmiş oluruz.
- Bir sanatçı elbette kendi deneyimine ve ifadesine odaklanmak ister.
- Öte yandan, dünyanın farklı yerlerinde, farklı deneyimler yaşayan insanlarla empati kurduğunuzda, onu ürettiğiniz işe yansıtabildiğinizde, bence hem insan hem de sanatçı olarak ilerlemenin yolu budur.
