Merkez Bankası her ay piyasa katılımcılarının, reel sektörün ve hanehalkının enflasyon tahminlerine ilişkin bir veri yayımlıyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı en son veri kasım ayına ait ve buna göre hanehalkı Kasım 2026 için yüzde 52,24’lük bir enflasyon tahmin ediyor. “Sektörel enflasyon beklentileri” başlığı altındaki bu verinin Aralık 2026’ya ilişkin olanı ise bugün yayımlanacak.
Benzeri bir çalışmayı BETAM-Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi de yapıyor. BETAM Aralık 2026’ya ilişkin tahminleri yayımladı ve görüldü ki hanehalkının enflasyon tahmini azalmakla birlikte halen yüzde 50’nin üstünde.
Verilerin detayına geçmeden önce hem Merkez Bankası’nın, hem BETAM’ın bu çalışmalar için “enflasyon beklentileri” tanımını kullanması sanki çok yerinde olmuyor ve adeta kulak tırmalıyor. “Beklenti”, özünde “gerçekleşmesi istenen durum, umut edilen” anlamına gelir. Oysa vatandaş yüksek enflasyon “beklerken” bu oranların gerçekleşmesini umuyor değil ki, yalnızca tahmin ediyor. Dolayısıyla beklenti yerine tahmin sözcüğünü tercih etmenin daha doğru olacağını belirtip oranlara dönelim…
Merkez Bankası’nın bugün açıklayacağı Aralık 2026’ya ilişkin verilerde hanehalkının tahmini yüzde 50’nin altına geriler mi göreceğiz; ama bu düzeyin altına inilse bile çok önemli bir gerileme herhalde söz konusu olmayacaktır.
Tahmin, muhtemelen yüzde 50’ye yakın bir düzeyde gelecektir. Enflasyon 2026’da ağırlıklı olarak yüzde 20-25 arasında tahmin edildiğine göre bu bir kat yukarıda bir orandır ve 2026’da yüzde 50’ye yakın bir enflasyon, olağandışı gelişmeler yaşanmadığı taktirde ihtimal dışıdır.
BETAM’ın belirlediği de yüzde 52
BETAM Aralık 2026 için hanehalkının hangi düzeyde enflasyon tahmin ettiğini dün detaylı olarak açıkladı. Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Şahin Güneş’in hazırladığı çalışmaya göre hanehalkının Aralık 2026 için enflasyon tahmini yüzde 51,9 düzeyinde. Bu oran kasımdaki tahmine göre 5,8 puan gibi önemli bir azalmaya konu olmuşsa da inilen düzey hâllâ yüzde 50’nin üstünde bir enflasyon tahmin edildiğini gösteriyor.
Katılımcıların üçte biri, bir yıl sonraki enflasyonun yüzde 21-40 arasında olacağı tahminini dile getiriyor.
Vatandaş yaşadığı güne bakıyor
Yıllık enflasyon şimdi yüzde 31, 2026 için resmi tahmin yüzde 16 ama bu düzey şimdiden unutulmuş gibi ve yüzde 20’nin altına inebilmek başarı sayılacak. Genel kabul gören tahmin ise en geniş aralıkta söylersek yüzde 20-25 arası.
Durum böyleyken vatandaş niye yüzde 50 dolayında bir enflasyon tahmin ediyor?
Çünkü vatandaş öncelikle yaşadığı enflasyona bakıyor ve o oranı tahmin olarak dile getiriyor.
Denilebilir ki “Şu andaki enflasyon yüzde 50 değil ki bu düzey dile getirilsin”. Doğru ama yüzde 30 dolayındaki enflasyon ortalamayı gösteriyor, oysa dar gelirlinin enflasyonu özellikle barınma ve gıda gibi kalemlerden dolayı daha yüksek. Ayrıca vatandaş tek tek çeşitli mal ve hizmetlere gelen zamlara odaklanıyor.
Hepsinden önemlisi vatandaşın belini büken enflasyon değil, aslında hayat pahalılığı ve bu pahalılık enflasyon gibi algılanıyor.
Reel kesimin güveni yatay
2025’i tamamladık sayılır ve yıllık bazdaki bazı veriler birer birer oluşuyor. Bunlardan biri de Merkez Bankası’nın dün açıkladığı reel kesim güven endeksi.
Kasımda 103,2 olan mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi aralık ayında 103,7’ye çıkarak yılı bu düzeyde kapattı.
Herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan reel kesim güven endeksi ise kasımda olduğu gibi aralıkta da 100,8 düzeyinde oluştu.
On dokuz yıllık ortalamaya yakın
Reel kesim güven endeksi 2007 yılı başından bu yana oluşturuluyor.
Bu on dokuz yılda dikkat çeken yönlere gelince…
Arındırılmamış ve mevsimsellikten arındırılmış endekslerin on dokuz yıldaki ortalaması neredeyse aynı.
Arındırılmamış endeksin on dokuz yıllık, yani 228 aylık ortalaması 103,48.
Mevsim etkisinden arındırılmış endeksin bu dönemdeki ortalaması ise 103,46.
İki “obruk” var
Reel kesim güven endeksinde 2007 yılı başından bu yılın aralık ayına kadar geçen on dokuz yılda iki çöküş yaşandı.
Bu çöküşlerin ilki küresel krizin etkisiyle 2008 yılının sonunda ortaya çıktı. 2007 yılının ortasına doğru 120’ye yaklaşan endeks, bir buçuk yıl sonra yarı yarıya azaldı.
İkinci çöküş ise pandeminin etkisiyle 2020 yılının ilk yarısında yaşandı.
Ama reel sektör hem küresel krizin etkilerini, hem pandeminin etkilerini çok çabuk atlattı ve 100 dolayındaki normal düzeye kısa sürede çıkıldı.
Endeks basitleştirilmeli
Reel kesim güven endeksiyle ilgili olarak işletmelere çok detaylı bir soru seti gönderiliyor. Soruların fazlalığı ve çok detay istenmesinin işletmeler açısından biraz angaryaya dönüştüğüne ilişkin yakınmalar var.
Merkez Bankası’nın da dikkatini mutlaka çekiyordur; endeks kapsamında zaman zaman birbiriyle çelişen yanıtlar gözleniyor. Bu, belli ki yanıtların kimi zaman, kimi işletmeler tarafından baştan savma verildiğini gösteriyor.
Bu yüzden de söz konusu endeksle ilgili soruların kapsamının daraltılmasının iyi olacağı ortada.

