KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Kültür Yolu Festivali” programının bu yılki 16’ncı durağı Malatya’dayız. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’la sohbet ediyoruz.
Masada Bakan Ersoy’a eşlik edenler arasında Malatya Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, AK Parti Malatya Milletvekilleri Bülent Tüfenkci, İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu Üyesi Öznur Çalık, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. İlhan Geçit var.
Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, Bakan Ersoy’un Başdanışmanı Tayfun Topal, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Medya İlişkileri Direktörü Sonat Canıdar Bahar, TGA Kurumsal İlişkiler Direktörü Canan Soysal da masada yerini aldı.
Bakan Ersoy, 6 Şubat 2023 Pazarcık ve Elbistan depreminin 11 ilimizi vurduğu sabahı anımsadı:
- Pazarcık depreminden hemen sonra yol çıktık, Koordinatör Bakan olarak sabah 09.00’dan itibaren Malatya’daydık. Elbistan depremini Malatya Valiliği’nde yaşadık. O zor, acılı günlerde Malatya’nın, Malatyalıların yanındaydım. O günleri hiçbir zaman unutmayacağım.
“Kültür Yolu Festivali” gündemine döndü:
- Malatya’da sadece bir festival başlatmıyoruz, aynı zamanda Malatya’nın yeniden ayağa kalkışına hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bu şehir, derin bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Festival tam bu sürece moral, umut ve canlılık katmak için planlandı.
“Kültür Yolu Festivali”yle ilgili şu mesajı verdi:
- Sanat bir iyileştirme biçimidir. Festivaldeki her bir etkinliği barışa, aydınlık yarınlara dair bir umut tohumu olarak görüyoruz. Kültür ve sanatın etkisini artırmak için sanata ve sanatçımıza destek olmaya devam edeceğiz.
Şu noktanın altını çizdi:
- Festival yalnızca sanat programı değil, yanı sıra şehirlerin turizmden ekonomiye, kültürden spora kadar çok yönlü kalkınmasına katkı sağlayan atılımdır. Bu festivaller, kültürün, sanatın, gastronominin, turizmin ve yerel kalkınmanın iç içe geçtiği dönüşüm modelidir.
Mehmet Nuri Ersoy, sorular üzerine turizmin bu yılki seyri üzerinde durdu, yaşanan bazı olayları ve etkilerini sıraladı:
- 23 Nisan 2025’te İstanbul’da deprem oldu. Tam paskalya dönemiydi. İstanbul’un hareketleneceği günlerdi. 600 bin iptal oldu.
- Hindistan-Pakistan savaşı gündeme geldi. Hindistan’dan ülkemize gelecek 450 bin turist, seyahatini iptal etti.
- 12 günlük İsrail-İran savaşı yaşandı. O günlerde İran’daki nükleer tesislerin vurulduğu gündeme geldi. Nükleer serpinti şüphesi oluştu. Kıyı şeridimizde yüzde 20 düzeyinde rezervasyon iptalleri oldu.
- Nükleer sızıntı şüphesiyle 18 Haziran-1 Kasım döneminde yeni rezervasyonlarda da yüzde 26 düşüş görüldü. İlk darbeyi Temmuz ayında yedik.
Ardından ekledi:
- Bu sene sektör açısından çok zor bir sene. Yaşadığımız sıkıntılar karşısında boş durmadık. 6 yıl önce kurduğumuz TGA, dünyada en iyi, en yaygın, en etkili tanıtımları yapar hale geldi. Tanıtımlar sayesinde Ağustos’ta toparladık. Bu yıl 64 milyar dolar gelir hedefini yakalarız.
Tanıtım stratejisiyle ilgili şu noktaya işaret etti:
- İçi boş bir tanıtım yapılırsa hedefe ulaşılamaz. Aksine, tersine etki yapar.
Antalya’dan Bodrum’a, Çeşme’den İstanbul’a sektör temsilcileriyle, özellikle otel sahipleriyle konuşunca doluluklar konusunda mutlu olmadıkları anlaşılıyor.
Bakan Ersoy, sıraladığı ve turizmi olumsuz etkileyen olaylara rağmen bu yılki 64 milyar dolarlık gelir umudunu koruyor…
Transitleri saysak turist sayısı 20 milyon birden yukarı çıkar
KÜLTÜR Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’la “Malatya Kültür Yolu Festivali”nin açılışı sırasında sohbet ederken sordum:
- Sektör temsilcileriyle konuştuğumuzda otel doluluklarının iyi olmadığı bilgisini alıyoruz. Ancak, açıklanan rakamlar hedefin tutacağına işaret ediyor. Bu durum transit yolcuların da hesaba dahil edilmesinden mi kaynaklanıyor?
Şu yanıtı verdi:
- Transit yolcuları dahil etsek, turist sayısı 20 milyon birden artar. Transit yolcuların ülkemize gelen turistler kapsamına girmesi söz konusu değil.
Sonra şu iddiayı ortaya koydu:
- En sağlam turizm verisi bizde sağlanıyor ve tutuluyor. Biz, doğrudan pasaportların taranmasıyla izliyoruz. Geliri sağlıklı takip ediyoruz. Çünkü turistlerin yüzde 78’i ödemesini kredi kartıyla yapıyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dahil birçok ülkenin turizm verilerinin Türkiye kadar sağlıklı olmadığını savundu:
- Bazı ülkeler telefon sinyallerine bakıyor. Bir turistin iki telefonu varsa, o iki turist sayılabilir. Ayrıca konaklama tesislerinden alınan veri de çok sağlıklı olamayabiliyor.
Turizm, kültürle zenginleşiyor ve sürdürülebilir oluyor
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, son yıllarda kültür ile turizmi birleştiren strateji izlediklerini belirtti:
- Çünkü, kültürle zenginleşen turizm hem daha nitelikli oluyor hem de daha sürdürülebilir hale geliyor. Deniz, kum, güneş elbette güzel ama eğer gastronomi, sanat, müzik, tarih eksikse o tatil yarım kalır.
“Kültür Yolu Festivalleri” ile kültürel değerleri öne çıkardıklarını vurguladı:
- Turizmi çeşitlendiriyor ve şehirlere ekonomik katkı sağlıyoruz. Festivallerin gerçekleştiği şehirlerde otel, restoran işletmecileri, perakendeciler, “9 günde 1-2 aylık ciro yapıyoruz” diyor.
Unutulmaya yüz tutmuş yerel yemekleri sunan ‘lezzet noktası’ oluyor
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Kültür Yolu Festivalleri”nin gastronomi ayağına özel önem verdiklerini bildirdi:
- Yeni geliştirdiğimiz sistemle festivalden aylar önce oluşturduğumuz jüri şehirlerdeki restoranları ziyaret ediyor. Eğer bir işletme, unutulmaya yüz tutmuş yerel yemekleri tüm yıl boyunca sunuyorsa, ona “lezzet noktası” unvanı veriliyor.
Şu noktanın altını çizdi:
- “Lezzet noktası” unvanı sadece festival döneminde değil, tüm yıl için veriliyor. İşletme menüsünü değiştirirse, bir sonraki yıl festival lisesine dahil edilmiyor.
Arslantepe, devletleşme sürecine ışık tutan eşsiz bir merkez
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Malatya Arslantepe Höyüğü kazı alanının yanı başına inşa edilen“Arslantepe Karşılama Merkezi”ni açarken “Arslantepe”nin tarihsel önemi üzerinde durdu:
- Milattan önce 4’üncü binyıl sonlarına tarihlenen kerpiç saray yapıları, tören salonları, boyalı duvarları ve kabartmaları, Arslantepe’nin yönetim, ekonomi ve dini yaşamının ilk örgütlü örneklerine ev sahipliği yaptığını gösteriyor.
Ersoy, Arslantepe Höyüğü Kazıları Onursal Başkanı Prof. Marcella Frangipane ve Kazı Başkanı Prof. Francesca Balossi Restelli’nin de katıldığı açılışta, başlangıcı 1930’lara uzanan kazılarda çıkanlara işaret etti:
- Binlerce mühür baskısı, tarihin en erken bürokratik sistemlerinden birinin burada ortaya çıktığını, metal silahlar ise savaş teknolojisinin ilk örneklerinin bu topraklarda üretildiğini kanıtlıyor.
Ardından ekledi:
- Bu nedenle Arslantepe, insanlık tarihinde devletleşme sürecine ışık tutan eşsiz bir merkezdir.
Arslantepe’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2021 yılında dahil olduğunu anımsattı:
- Arslantepe’nin korunması uluslararası bir sorumluluktur. Karşılama Merkezi, bu eşsiz mirasın dünyaya tanıtılmasında önemli bir rol üstlenecek.
Ersoy, Anadolu’nun kültürel mirasına sahip çıkma vizyonuyla çalıştıklarını kaydetti:
- 2024 yılında Türk ve yabancı ekiplerle yürütülen 212 kazının yanı sıra, kurtarma kazıları, müze başkanlığındaki çalışmalar ve arkeolojik yüzey araştırmalarıyla birlikte toplamda 765 kapsamlı saha çalışması gerçekleştirdik.