Her çalışan, kendini kamusal olarak ifade etme, tartışma, farklı düşünme, kendini maddi olarak etkileyecek bütün kararlara etkin katılma konusunda özgürlük istiyor ama işveren pek aldırmıyor.
Çalışan sadakati ve kurum için fedakârlık… Şimdilerde kurum kültürü oluşturma gayretindekilerin üzerinde en fazla durduğu iki kavram. Eskinin “kazan/kaybet” kültüründe, çıkar çatışması sistemleri, yavaş yavaş değişiyor. Şimdi “çıkarlar örtüşmesi” ilkesi ve “kazan/kazan” prensibi ön plana çıkıyor.
Bunu hayata geçirmek için bize bazı araçlar gerekiyor. Performans sistemleri ve benzeri uygulamalar, yüksek performans kriteri sayesinde, fedakârlık ve sadakati alkışlamak. Peki, işe yarıyor mu? Bir yere kadar yarıyor. Ancak bu “bir yer” önemli. Genelde bu “bir yer”, şirketin fazlaca “berisine” düşüyor.
İNANDIRICI OLMAYAN YALANLAR
Başarılı uygulamalarda, bu unsurlardan farklı şeyler kullanılıyor. Çalışanların bireysel iradesiyle, kurumun iradesi arasında bire bir örtüşme görülüyor. Oysa bugün kendi kurumunuza bakın. Her ne kadar “çalışanımızla bütünleştik” geyiğine sen dahi inanmıyor olsan bile, dilinden düşürmüyorsun.
Zira çalışanın bireysel iradesiyle kurumun iradesi arasında gerilim var. Yönetim, devamlı olarak kişisel özgürlük ile şirket çıkarları arasında hakemlik ya da arabuluculuk yapmak zorunda kalıyor. Oysa başarı, çalışanın çıkarıyla yönetimin çıkarlarının örtüşmesinde yatıyor ve bu genelde ıskalanıyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Sadakate dair…
Çalışan sadakati para ile satın alınabilir mi?
Çalışanını veya mensubunu kendi ortak değerlerine akort etmede başarısız olanlar, bu “uyumu” genelde para ile satın alma gayretinde... Gayreti ödüllendiren yapılar ve motivasyon daha önemli.
Kurucu, koyduğu hedefe inanmazsa?
Aslında her şirketin, kendini başarıya götürecek ama işe yaramayan bir ortak hedefi vardır. Kendi hedeflerine kendisinden başka inanan olmayınca değil çalışan, yöneticiler de “imana” sahip değil.
NOT
ÇALIŞAN İLE ÇALIŞTIRAN ARASINDA TEMEL ANLAYIŞ FARKI
Antlaşma hala çok basit; “Ben işveren olarak senin zamanını satın alırım ve kendi çıkarlarım doğrultusunda kullanırım.”-“Ben çalışan olarak zamanımı sana kiralarım, karşılığında genişletilmiş alım gücü alırım.” Görünürde her şey yolunda… Ama değil. Ortak değer yoksa uyumu unut gitsin.
İNSAN KAYNAĞI LÛGATI
Çalışan: Seninle çalışırım ama sen de bana genişletilmiş alım gücü sağla
Çalıştıran: Seninle çalışırım ama zamanını satın aldım, artık benimsin
Çalışma barışı: İşveren ile işçinin aynı ufka bakmasıyla sağlanabilen uyum
Grev&Lokavt: Çalışanın işi bırakma hakkına karşılık çalıştıranın işi durdurması