Haftanın ilk günü İstanbul’daydım. Bu kez farklı bir etkinlik için çiftçilerle buluştuk. Yazının devamında etkinliğin ayrıntıları var.
Kışlık ekimler bazı bölgelerde başladı. Güneydoğu Anadolu’da büyük oranda Aralık ayı itibariyle ekimler başlayacak. Bu yıl kiminle konuşsak buğday ekeceğini söylüyor. Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS) kayıtlarında da buğday ekiminin arttığı ifade ediliyor.(Yeri gelmişken ÇKS kayıtlarının yeniden ziraat odalarına verilmesi odaları memnun etse de çiftçiler alınan ücretlerin çok yüksek olmasından şikayetçi.)
Özellikle pamuk ekimi yapan üreticiler, 4 yıldır pamuk fiyatlarının yerinde saydığını bir miktar da gerilediğini belirterek “pamuğa tövbe dedik” diye söze başlayarak buğday ekeceklerini söylüyor.
Bazı bölgelerde de su sorunu nedeniyle biraz da zorunlu olarak pamuk yerine buğday, ayçiçeği gibi ürünlere yönelme var. Bu bölgelerden birisi Ege’nin pamuk üretim merkezi Söke Ovası. Söke’deki birçok çiftçi pamuk ekmeyeceğini söylüyor. Bunun yerine bu dönem buğday ekeceklerini, arkasına ikinci ürün olarak ayçiçeği ekeceklerini söylüyor.
Su sorunu buğdaya ilgiyi artırıyor
Söke Ovası’nda pamuktan kaçışın tek nedeni fiyatlar değil. Su kısıtlaması nedeniyle üretici istese de pamuk ekemeyecek. Aydın Valiliği, kuraklık nedeniyle 2021 yılından bu yana kısıtlı sulama programının uygulandığı Büyük Menderes Havzası’nda 2026 yılı sulama sezonunda su seviyesi kritik durumda olan 5 barajdan tarımsal sulama için sadece 1 (bir) defa su verileceğini ilan etti. Valilik kışlık ekimlere öncelik verilmesini de istedi. Kışlık ekimden kasıt buğday, arpa gibi hububat ürünleri.
Söke Ovası pamuk yerine buğday ve ayçiçeğine döndü
Geçen hafta Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Tanyeri ile konuştuğumuzda, Söke Ovası’nda pamuk ekiminin yerini buğdayın almaya başladığını söyledi. Mustafa Tanyeri’nin verdiği bilgilere göre, Söke Ovası, 400 bin dönüm ekim alanına sahip. Geçmiş yıllarda bunun büyük bölümünde pamuk ekilirdi. Ama son birkaç yıldır pamuğun artan maliyetlerine rağmen fiyatı yerinde sayıyor. Üretim maliyetinin altında pamuk fiyatı oluşunca üretici büyük zarara uğradı. Üreticinin beklentisi bu yıl pamuğa kilo başına 10 lira fark ödemesi ile destek sağlanması. Su kısıtlaması nedeniyle barajdan su alarak pamuk ekmek mümkün değil. Bu yıl herkes buğday ekiyor. Birinci ürün olarak 200-250 bin dönüm buğday ekilirken bu yıl 300 bin dönümü bulacak. Buğdayın arkasına da eğer su olursa ayçiçeği ekilecek. Pamuğun yerini buğday ve ayçiçeği alacak.
Güneydoğu’da da pamuktan kaçış var
Türkiye İş Bankası’nın 17 Kasım’da İstanbul’da düzenlediği “Çiftçilerin Gücüne Güç Katan İmece Kart Çekiliş Kampanyası” töreninde, Diyarbakır Bismil’den ve Şanlıurfa’dan gelen çiftçilerle konuştum. Onlar da pamuk yerine buğday ekeceklerini söyledi. Türkiye pamuk üretiminin yüzde 60’ından fazlasını karşılayan Güneydoğu Anadolu’da da çiftçi pamuk yerine buğdaya döndü. İklim açısından büyük bir sorun olmazsa Türkiye’nin buğday üretiminde ciddi artış olacaktır. Pamuk üretimi ise deyim yerindeyse çakılacak.
Güneydoğu Anadolu çiftçisi de pamuk fiyatının çok düşük olmasından şikayetçi. Üretim maliyeti 30 liranın üstünde olan 1 kilo kütlü pamuğa verilen fiyat 25 lira. Üstelik alıcı da pek yok. Bu saha bilgilerine dayanarak şunu söyleyebiliriz. Kuraklık olmazsa buğday üretiminde patlama olur. Ama pamuk üretimindeki düşüş nedeniyle Türkiye’nin pamuk ithalatında da ciddi patlama olur.
Girdi fiyatları artarken ürünler para etmiyor
Çiftçilerin her zamanki gibi ortak şikayet konusu ise artan girdi fiyatları. İş Bankası’nın düzenlediği törende Ankara’dan Antalya’ya, Diyarbakır’dan Konya’ya, Şanlıurfa, Kırıkkale’ye kadar birçok ilden gelen çiftçilerle sohbetimizde hemen hepi gübre fiyatlarındaki artışa dikkat çekti. Geçen ekim döneminden bu yana gübre fiyatının yüzde 65-70 arttığını, hiçbir tarım ürününün fiyatının bu oranda artmadığını dile getirdiler. Tam da kışlık ekimin yapıldığı bugünlerde mazotta da ciddi artış olduğunu ve mazotun litresinin 60 lira sınırına dayandığını ifade ettiler.
Bu yılın zirai don, kuraklık ve diğer iklim olayları nedeniyle çok zor geçtiğini belirten çiftçiler, bütün zorluklara rağmen üretim yaptıklarını söyleyerek bu zor dönemde desteklerin mutlaka artırılmasını, zamanında ödenmesini, kredi limitlerinin artırılmasını istedi.
İş Bankası, çekilişle 4 traktör verdi
Tarımda sürdürülebilir üretimi destekleyen Türkiye İş Bankası, 100. Kuruluş yılı olan 2024 yılında düzenlediği “Çiftçilerin Gücüne Güç Katan İmece Kart Çekiliş Kampanyası”nı bu yıl ikinci kez düzenledi. İkinci yüzyılına özel, 1 Nisan -30 Eylül 2025 tarihleri arasında yapılan kampanya kapsamında çiftçilere 4 traktör, 3 zirai drone ve 5 otomatik dümenleme sistemi hediye edildi. Türkiye İş Bankası Tuzla Teknoloji ve Operasyon Merkezi (TUTOM)’nde düzenlenen törene çiftçiler, banka yöneticileri, şube müdürleri ve kampanyaya ürün veren firmaların temsilcileri katıldı.
Mini bir çiftçi buluşmasına dönüşen ödül töreninde İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Umut Yiğit, tarım sektörünün yükselen girdi ve enerji maliyetleri, iklim değişikliği, kuraklık, toprakla uğraşan genç nüfusun azalması gibi zorluklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Yiğit, tarımın gelişimi için ekosistemin tüm paydaşlarının sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyledi.
Hedef daha yeşil ve daha güçlü bir tarım
Tarımın yalnızca gıda arzı sağlamakla kalmadığının; bağlantılı olduğu pek çok sektörün gelişimi, istihdam ve kırsal refah için de kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Umut Yiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahip. Bu nedenle tarım, teknoloji ve finansı buluşturan yenilikçi çözümlerimizle tarımı destekliyoruz. Ülkemizin verimli ovalarında açtığımız 56 adet tarım ihtisas şubesiyle üreticilerimize finansmanın yanı sıra, teknik bilgi ve okuryazarlık desteği de vererek yol arkadaşı oluyoruz. Toprağa emek veren, üretimle nefes alan çiftçilerimizi desteklemeye, daha yeşil ve daha güçlü bir tarım geleceği için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
Gıda arz güvenliği çok önemli
İş Bankası olarak üretimde, sanayide, teknolojide, her alanda olduğu gibi tarımda da var olmaya devam ettiklerini belirten İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Umut Yiğit konuşmasına şöyle devam etti: “ Bu kampanyamızda da açıkçası çok güzel bir teveccüh gördük. Çiftçilerimizden, üreticilerimizden 100 binin üzerinde bir katılım oldu. Öncelikle sizler de biliyorsunuz Türkiye İş Bankası olarak 101 yıllık tarihimizde, istihdama, üretime, özellikle üreticiye her anlamda destek olmaya çalışıyoruz ve tarımı da bir milli görev olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Çünkü hepinizin malumu, gıda arz güvenliği en önemli konulardan birisi. Pandemi sürecinde, Rusya-Ukrayna savaşında gördük ki, gıda konusunda yeterliliğin olması bir ülke için en önemli unsurlardan biri. Hatta en önemlisi ve biz de bunun için tarıma ve tarımın bütün ekosistemine katkı sağlamaya çalışıyoruz.
İmece Mobil platformu üzerinden de dijital anlamda tarıma çok büyük katkılar sağlayan bir bankayız. Özellikle Mayıs ayında da devreye soktuğumuz e-market uygulamasıyla çiftçilerimize, üreticilerimize İmece kartlarıyla, gübreden başlayarak traktör lastiğine kadar her türlü ürünü, çeşitli teslim şartlarıyla birlikte alabilecekleri yani evlerine, kapılarına teslime kadar bu e-ticaret sistemini kurmuş bulunuyoruz.”
Traktörler Kırıkkale, Şanlıurfa, Konya, Diyarbakır’a gitti
Bu yıl 1 Nisan- 30 Eylül 2025 tarihlerinde düzenlenen “Çiftçilerin Gücüne Güç Katan İmece Kart Kampanyası”nda İş Bankası müşterileri 100 bini aşkın çekiliş hakkı kazandı. Kampanyada 4 traktör ile 3 zirai drone ve 5 otomatik dümenleme sistemi kazanan çiftçilere teslim edildi.
Kampanyanın en büyük ödülü olan 4 adet Deutz Fahr marka traktörü Kırıkkale Keskin'den Abdullah Öztürk, Şanlıurfa Akçakale'den İsmail Bulut, Konya Yenice Ova’dan Salih Kara ve Diyarbakır Bismil’den Mehmet Emin Şimşek kazandı.
Tarımda teknoloji tabana yayılmalı
Türkiye İş Bankası'nın tarım odaklı teknoloji iştiraki İmece Mobil'in Genel Müdürü İlker Mehmet Sağlam, tarımda teknolojinin önemine dikkat çekerek kampanyada tarımda verimliliği artıracak teknolojileri önceliklendirdiklerini söyledi. Sağlam, “Yeni nesil traktörler, zirai dronelar ve otomatik dümenleme cihazlarıyla teknolojinin tabana yayılması amacımızı burada da gerçekleştirmeye çalıştık. Talihlilerimizin ülkenin dört bir yanından üreticilerimizden oluşmasından çok mutluyum. Bu hem coğrafi açıdan teknolojilerin yayılmasını hem de ürün deseni anlamında çeşitlilik yaratmamızı sağlıyor” diye konuştu.
Girdiler e-marketten temin edilebilir
İmece Mobil uygulaması üzerinden çiftçilerin hava durumu takibi, uydu destekli sulama önerileri, gübreleme takvimi ve tarım finansmanı gibi çözümlere kolayca erişebildiğini hatırlatan Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Ücretsiz olarak indirilebilen İmece Mobil uygulamasında çiftçilerimiz tarlalarına özel, hava durumunu beş farklı kaynaktan izleyebilirler. Ziraat mühendisleri bize ücretsiz olarak uygulamamız üzerinden soru sorabilirler. Tarlalarını uydudan takip edebilirler. Uydu ve meteoroloji destekli sulama önerimizi kullanabilirler. Ziraat mühendislerimizin hazırladığı gübre önerisi programımızı kullanabilirler.
Finansal ihtiyaçlarını, tarım kartı, tarım kredisi, tarım sigortası gibi ihtiyaçlarını uygulamamız üzerinden farklı bankalarla karşılaştırıp anında başvurup ve kullanım imkânına kavuşabilirler. Mayıs ayında ise sektöre çok önemli bir hizmet ve katkı sağlayacak uygulamamız içerisinde İmece Market modülümüzü hayata geçirdik. Burası bir e-ticaret platformu. Ancak doğrudan çiftçilere yönelik hazırlanmış bir e-ticaret platformu.
Üreticilerimiz tohum, ekipman, gübre ve bunun gibi zirai üretimde baştan sona ihtiyaç duyabilecekleri tüm girdileri İmece Market'ten online olarak satın alabilirler. Uygulama, çeşitlendirilmiş finansman seçenekleriyle üreticilerimiz için girdi maliyetlerini düşürebilecekleri bir dijital platformun varlığının sektöre önemli bir değer kattığını düşünüyoruz.
Bugün İmece Mobil'de sunduğumuz e-ticaret platformumuzla çiftçilerimiz Türkiye'nin her yerinde girdi, ekipman fiyatlarını karşılaştırıp online olarak platformumuzdan satın alabilirler. Mayıs ayında hayata geçirdiğimiz İmece markette şu an 400'e yakın mağaza, 4 bine yakın ürün mevcut. Üreticilerimiz satın alımlarını tarım kartlarıyla 6 aya varan vadelerle ve uygun finansal koşullarla gerçekleştiriyorlar. Önümüzdeki dönemde bu rakamlar bize gösteriyor ki girdi satışı konusunda e-ticaret platformumuz sektörün odak noktası haline gelecek. Cumhuriyetimizin ve bankamızın ilk yüzyılında tarımın makinalaşmasından tutun gıda sanayinin kurulmasına kadar sektörde yapılan büyük atılımların 2. yüzyılımızda teknolojik dönüşüm ve geleceğin sürdürülebilir tarımının kurulması konusunda devam edeceğini, bizlerin de bunun öncüsü olmak için tüm gayretimizle çalışacağımızı ifade etmek isterim.”
