Dünyada birçok insan için Bitcoin’in teknolojisi hiçbir anlam ifade etmemektedir. Onlar için sadece önemli olan, bugün yatırdıkları 2.000 doların en geç bir iki ay sonra 4.000 dolar olmasıdır.
Dünyanın en ünlü yatırımcısı ABD’li 94 yaşındaki Warren Buffett’in çok ünlü olan bir sözü ile konuya giriş yapmak oldukça yerinde olacaktır. “Finans piyasalarında fiyat, ödediğin bir şeydir değer ise ancak elde ettiğindir.” Buffett, geçmişte kripto para yatırımlarının değerlemesini hiç anlamadığı için onlara da inanmadığını söylemiştir. Buffett, ABD hisse senedi piyasalarında uzun yıllar boyunca “değer yatırımcısı” olarak tanınan, yönettiği portföylerde borsa endeks getirisini istikrarlı bir şekilde geçen portföy performansları ile yatırım dünyasında sarsılmaz izler bırakan ünlü bir kişiliktir. Yatırımcılarına özel portföy yönetimi hizmeti verdiği Berkshire Hathaway (BRKb) şirketinin piyasa değeri bugün itibarıyla 1 trilyon doları aşmış durumdadır. İş hayatındaki temel felsefesini 1 cümle ile özetleyecek olursak şu cümle çok uygun olacaktır: “Hayatta her şeyin fiyatını bilmek çok kolay olmakla birlikte, birçok şeyin değerini tahmin etmek oldukça zor bir durumdur.”
Peki 2009 yılında kullanıma sunulan ve yatırımcılar tarafından bugüne kadar en çok portföylerde tercih edilen ilk kripto para olan Bitcoin’in gerçek değeri nedir?
Bitcoin, küresel ölçekte mutabakat sistemi kurulmasını sağladı
Malum Bitcoin’in COVID-19 döneminde 8.000 dolardan başlayan yükselişi, 2021 yılı sonunda 70.000 dolara kadar devam etti. Sonraki yıllarda kripto para alım/satımına aracılık eden borsalarda ve USDT gibi sabit kripto para (stablecoin) birimlerinde yaşanan güvenlik açıkları ile sistemsel teknik problemler Bitcoin fiyatının 2023 yılında 16.000 dolara kadar gerilemesine neden olmuştu. Ancak 2. Trump döneminin getirdiği ticaret savaşları ile birlikte başlayan dünya ticaret ve para sistemine yönelik oluşan güvensizlikler başta olmak üzere son aylarda yaşanan türbülans, Bitcoin fiyatının kısa sürede 110.000 doların üzerine çıkmasına yol açmıştır.
Bitcoin esasında 2009 yılından bugüne kadar küresel ölçekte bir mutabakat siteminin kurulmasını sağlamıştır. Bu sistemin yatırımcılar tarafından bu kadar ilgi görmesi çok anormal bir durum değildir, ancak insanların üretmeden, çalışmadan sadece kısa yoldan bir an önce zengin olma arzuları, onların Bitcoin ve benzeri diğer kripto paralara tamamen bir rant aracı olarak hücum etmeleri sonucunu ortaya çıkarmıştır. Doğal olarak dünyada birçok insan için Bitcoin’in teknolojisi hiçbir anlam ifade etmemektedir. Onlar için sadece önemli olan, bugün yatırdıkları 2.000 doların en geç bir iki ay sonra 4.000 dolar olmasıdır.
Kripto para birimlerinin değerlenmesindeki zorluklar
Piyasada yapılan mevcut değerlendirme modellerine göre, Bitcoin ağının toplam piyasa değeri “0” ile “100 trilyon dolar” arasında yer almaktadır. Doğal olarak bu değer aralığı o kadar geniş bir spektrumdadır ki yatırımcılara yönelik bu şekilde yapılan değerlendirmeler ileriye dönük olarak hiç bir fiyat öngörüsü sağlamamaktadır.
Kripto para birimlerinin değerlenmesinde birkaç zorluk bulunmaktadır. İlk olarak, kripto para birimlerinin fiyatları ile ilişkilendirilebilecek ileriye dönük herhangi bir nakit akışı hareketi yoktur. Bu durumda kriptolar için herhangi bir iskontolu nakit akışı modelinin kullanımı imkanı ortadan kalkmaktadır. İkinci olarak ise, kripto paralar emtialardan çok farklı olarak soyut ve fiziksel varlığı olmayan varlıklardır.
Ayrıca kripto paraların üretim sektörlerinde herhangi bir endüstriyel kullanımları da yoktur, enerji kaynağı değillerdir ve değerli metal altın gibi de mücevher şeklinde ışıl ışıl parlamıyorlar. Ayrıca emtialardan farklı olarak, onların herhangi bir içsel değeri de yoktur. Üçüncü olarak ise kripto para birimleri hiçbir ülkenin kontrolü altında olmadığı gibi kendilerini destekleyecek olan belirli bir ekonomik güce sahip olmadıkları için geleneksel para birimleriyle doğrudan karşılaştırılamaz. Bu gibi zorluklar satın alma gücü paritesi (PPP) modelinin kriptoların değerlenmesi için geçerli olmadığı anlamına gelmektedir. Ayrıca kripto paralar etrafında oluşturulan belirli bir finansal merkezi sistem de yoktur, kriptoların tahviller gibi herhangi bir şekilde değerlemede kullanılacak getiri eğrisi de yoktur, dolayısı ile değerlemelerde faiz paritesi teorisi de geçerli olamaz.
Bu durumda Hyman Minsky'ye göre, "Herkes isterse para yaratabilir, ancak sorun bunu herkese kabul ettirmektir" sözü bu piyasa için genel geçer kural olarak kabul edilebilir. Bu haftaki konu üzerinden yaptığım bu alıntı, sistemin benimsenmesi ne kadar geniş katılımlı olursa, o kripto para birimine de o kadar yüksek değer atfedileceği anlamının ortaya çıkacağı içindir.
Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğim…