CAN Ortabaş, 1996 yılında Urla’da tarım arazisi araştırırken, yolu Kuşçular Köyü’nde Bilal Amca diye hitap edilen bir çiftçinin arazisine düştü. Çiftçi, yaşı birkaç yüzyılı bulan zeytin ağacına bakım yapıyordu.
Can Ortabaş, çiftçiye selam verdi, bir taraftan da gözünü zeytin ağacına dikti. Bilal Amca, aklından geçeni yansıttı:
- Sen burayı alacaksın…
Ortabaş şaşırdı:
- Amca, nereden anladın alıcı olduğumu?
Bilal Amca yanıtladı:
- Aslında arazimi bir süredir satmayı düşünüyorum. Epey müşteri gelip gitti. Hiçbiri bu zeytin ağacına senin gibi bakmadı.
Ardından arazinin satışı konusuna girdiler. Bilal Amca, fiyatı söyleyip kuralı koydu:
- Dönümü … lira. Pazarlık yok… Parayı hazırlamak için sana 3 gün süre.
Ortabaş, ertesi gün Bilal Amca’yı aradı, daha meramını anlatmaya fırsat bulamadan kural tekrarlandı:
- “Pazarlık yok” demiştim…
Ortabaş, pazarlık için aramadığını belirtti:
- Parayı hazır etmek için bana biraz daha zaman tanısan Bilal Amca…
Bilal Amca’nın yanıtı kısa oldu:
- Tamam, süre 5 güne çıktı…
Ortabaş, araziyi aldıktan bir hafta sonra bir holdingin yönetim kurulu başkanı arayıp, talip oldu:
- Can Bey, biz o araziyi epey zamandır almaya çalışıyorduk. Bilal Amca size nasıl sattı? Ödediğiniz bedelin iki katı fiyata satın almaya hazırız.
Ortabaş, cazip teklife sıcak bakmadı, Uzbaş Tarım’ı kurup arazide peyzaj bitkileri, fidanları işine girdi. Uzbaş Tarım zamanla büyüdü, 2 bin dönümlük alanın 1000 dönümü aşkın bölümüne yayıldı. “Uzbaş Arboretumu”na dönüştü.
Ortabaş, Uzbaş Tarım’a komşu arazide de Bülent Akgerman’ın da küçük ortakları arasına girdiği Urla Şarapçılık’ın bağlarını 2000 yılı başlarından itibaren hayata geçirecek adımları attı. 2010 yılında şaraphaneyi kurup, üretime geçti.
Ortabaş, yakın dönemde Selim Özgörkey ve Askar Alshinbayev’le Urla’yı turizmde öne çıkaran 30 milyon dolarlık yatırıma imza atıp, KeyUrla’yı bölgeye kazandırdı.
Danışmanları İlknur Selimoğlu daveti iletti, geçen Cumartesi günü Can Ortabaş’la “Uzbaş Arboretumu”nu gezdik, zeytin toplayıp kırdık, 24 villadan oluşan KeyUrla’da sohbet ettik.
Ortabaş, 2010 yılı öncesine döndü:
- Urla, Çeşme ve Alaçatı’ya gidenlerin geçerken görmediği, farkına varmadığı bir yerdi. Ben 30 yıldır kendimi Urla’ya adadım. “Bağ Yolu”nu oluşturmamız, Urla’nın öne çıkmasında lokomotif rolü oynadı.
Misyonunu şu sloganla özetledi:
- Keşfet Urla…
KeyUrla’daki “An Urla” restoranın iddiasını ortaya koyup, yaklaşımını paylaştı:
- KeyUrla’da 3 gün konaklayan bir akşam “An Urla”da yemek yesin. Diğer akşamlarını Urla’yı keşfetmeye ayırsın. Urla, agro turizmde, gastronomide, sanatta iddialı noktaya geldi. 100’ü bulan iddialı restoranla “gastronomi cenneti” oldu.
Çeşme’de, Alaçatı’da turizm sezonunun geçmişte 3 ayı geçmediğinin altını çizdi:
- Biz şarap işine biraz da bölgede turizm sezonunu uzatma hedefiyle girdik. Gerçekten de Urla’da “Bağ Yolu”nun oluşmasıyla Çeşme ve Alaçatı’da da turizm 12 aya yayıldı. Çünkü, Urla’da yeteri kadar konaklama tesisi henüz yok.
“Urla Bağ Yolu”nun rakipler arasında dayanışmayı beraberinde getirdiğini vurguladı:
- Dünyada birçok sektör birleşerek büyüyor. Nitekim “Bağ Yolu”nun ardından “Urla Otelciler Platformu” da kuruldu. Birbirlerine müşteri gönderir hale geldiler. Gastronomiciler de bir birlik kurdu. Aynı tutum gastronomide de yerleşecek.
Ortabaş’a “Bağ Yolu”, “Agro Turizm” ve “Gastronomi”nin Urla’da nasıl bir ekonomik etki yarattığını sordum, California’yı (ABD) örnek gösterdi:
- Napa Vadisi başta olmak üzere California’nın şarap ihracatı 3.9 milyar dolar. Bunun yarattığı ekonomik etki 39 milyar doları buluyor.
15 yıl öncesine kadar Çeşme’ye, Alaçatı’ya gidenlerin geçerken görmedikleri Urla, “Bağ Yolu”nun lokomotif etkisiyle oldukça öne çıkmış görünüyor…
Urla’daki bazı restoranların Michelin yıldızı alması, listesine girmesi de bunu kanıtlıyor…
Urla’da 10 şirketin şarap üretimi 900 bin şişeyi buluyor

UZBAŞ Tarım ve Urla Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Can Ortabaş’la KeyUrla’yı konuşurken, bölgedeki bağcılık ve şarap üretimine de değindi:
- Bizim bu bölgede bir bölümü 1000 metre rakımı bulan noktada olmak üzere 750 dönüm bağımız var. Urla Şarapçılık olarak butik kalabilmek için üretim üst sınırımızı 250 bin şişe ile sınırladık. Onun üzerine çıkmayacağız.
Urla’daki şarap üreticisi sayısını sordum, yanıtladı:
- Şu anda 10 üretici var. Üretimleri 20 bin şişe ile bizi dikkate aldığınızda 250 bin şişe arasında değişiyor. İki üretici daha yolda. Yani, üretici sayısı 12’ye çıkacak.
Urla’daki toplam üretimi merak ettim, hesapladı:
- Urla’da 10 tesiste üretilen şarap 800-900 bin şişe dolayında bulunuyor.
Bölgenin toprak özelliğinin altını çizdi:
- Toprak yapısı aslında fakir. Ancak, şaraplık üzüm üretimine çok uygun.
Şu noktaya işaret etti:
- Turizmde, gastronomide şarap yoksa, uluslararası olabilmek pek mümkün değil.
54 ülkeden 2 bine yakın bitki-ağaç türü var, yıllık 150 bin ziyaretçiyi buluyor
CAN Ortabaş, “Bağ Yolu”nun, restoranların, KeyUrla gibi butik konaklama tesislerinin Urla’nın çıtasını yükselttiğini belirtti:
- Uzbaş’ın cirosu artan ilgi ile birlikte 10 kat dolayında yükseldi. Burada 54 ülkeden 2 bine yakın farklı bitki-fidan türü yer alıyor. İthal edip burada yetiştiriyoruz.
Uzbaş Arboretumu’na girerken ücret tabelası dikkatimi çekti:
- Ziyaret neden ücretli?
Ortabaş, şu yanıtı verdi:
- Burayı iyi korumamız gerekiyor. Ziyareti tümüyle serbest bıraksak piknik yapmak isteyenlerin önünü alamayız. O nedenle parasını ödeyip sadece buradaki bitki türlerini görmek, alanı gezmek isteyenlere açık olsun diye düşündük.
Yıllık ziyaretçi sayısının 150 bini bulduğunu bildirdi:
- Ücret gelirini yakınımızdaki bir okula destek için yönlendiriyoruz.
2010 yılında Uzbaş Tarım alanını gezdiğimde en çok talep gören peyzaj bitkisinin palmiye olduğunu konuştuğumuzu anımsattım, mevcut durumu anlattı:
- Palmiye bir gerçek. Peyzajda yine en yüksek talep palmiyeye oluyor.
Bu noktada iklim krizi üzerinde durdu:
- Su sıkıntısı giderek ülkemizin gündemine daha fazla oturuyor. Tarımda da suyu dikkatli kullanmamız gerekiyor. Peyzajda artık çöl bitkilerine ağırlık verilmesinde yarar görüyorum. Uzbaş’ta 250 bin adet çöl bitkisi var.