BESTİ KARALAR
Terörsüz Türkiye hedefinde kurulan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, barolar birliği başkanlarını dinledi. Toplantının açılışında konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Barolar Birliği’nin ve Türkiye’deki farklı baroların komisyonda dinlenmesinin öneminin altını çizdi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Ramiz Erinç Sağkan, süreç ile ilgili görüş ve önerilerini aktarırken, yargının son günlerde aldığı kararlardan endişe duyduklarını dile getirdi. Sağkan, “Yürürlükteki Anayasa’ya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorunun çözülmesi de mümkün değildir” dedi.
Bölünmez bütünlüğe tam riayet taahhüdü ön koşuldur
“Terör örgütünün ve üyelerinin tüm silah ve mühimmatını tamamen teslim etmelidir. Yeni bir isimle yeniden kurulmayacağını temin etmesi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne tam riayeti taahhüt etmesi tüm bu sürecin sağlıklı yürümesinin ön koşuludur” diyen Sağkan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yanda milli birlik ve beraberliğin birleştirilmesi hedefi ortaya konulurken, diğer taraftan hukuka aykırı gözaltı ve tutuklama kararları, bazı Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması gibi yargısal faaliyetlerle kayyum uygulamaları, diploma iptali ve Atatürkçü subayların Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasfiyesi gibi idari uygulamalarla taban tabana zıt bir sürece işaret etmekte, kamuoyunun vicdanını yaralamaktadır. Bunlardan ilki keyfi tutuklamalar. Türkiye’de bazı yargılamalar yönünden en son ve istisnai olarak uygulanması gereken tutuklama tedbirleri ölçüsüz ve keyfi şekilde uygulanmaktadır. İkinci olarak; ifade hürriyetine dönük ağır ihlaller. Simgeleşmiş isimlerin tutuklu yargılanmaları ve hatta yayın yaptıkları kanalların erişime engellenmesi kararları basın özgürlüğü çerçevesinde ifade ihlalleri bakımından ağır hak ihlallerine sebebiyet vermektedir. Üç; bazı yargı kararlarının uygulanmaması. AİHM kararlarının uygulanmamasının zarar verdiği inancındayız. Bu çerçevede alınan kararların gerekliliği zaman geçirmeksizin yerine getirilmeli, yargı kararlarını icra etmemeye dönük cezai yaptırımlar ayrıntılandırılmalı. Dördüncü olarak ise kayyum uygulamaları. Antidemokratik uygulamaların demokratik sisteme verdiği zararın bir an evvel giderilmesi gerektiği kanaatindeyiz.”