Şimdi bu başlığı okuyan bazı okuyucuların aklından “Ne yani, akaryakıt zamları daha önce enflasyonu artırmıyor muydu, bu zamlar enflasyonu zorlamıyor muydu” düşüncesi geçmiştir. Bunu, sosyal medyadaki paylaşımlarıma dönük tepkilerden biliyorum. “Savaş yüzünden akaryakıta peş peşe zam geliyor” diye yazdığımda “Sanki daha önce gelmiyor muydu” diyenler oluyor.
Yanıt veriyorum; pek gelmiyordu!
Evet, akaryakıta uzunca bir süredir öyle sanıldığı kadar yüklü zam gelmiyordu. Ancak fiyatlar vatandaşın alım gücüne göre yüksek olduğu için sanki akaryakıta sürekli zam yapılıyormuş gibi bir algı vardı.
En iyisi önce geride kalan dönemdeki, sonra da içinde bulunduğumuz günlerdeki fiyat değişimine bakmak... Geçmişteki eğilimi görürsek, bugünlerdeki hareketin önemini anlamak daha kolay olur.
Ama önce bir gerçeğe bir kez daha vurgu yapmam gerekiyor.
Fiyat artışı hesaplarken ay sonu fiyatlarını kıyaslamak çoğu kez yanıltıcı sonuçlar verir. Herhangi bir ayın sonunda örneğin 40 lira olan bir ürünün fiyatı yüzde 10 artırılıp 44 liraya çıkarılsa, ayın son günü de ister artış olmadı dedirtmek için kötü niyetle ister akaryakıtta olduğu gibi petrol fiyatı gerilediği için yine 40 liraya indirilse o ay zam yapılmadı denilebilir mi? Dolayısıyla önemli olan ortalama fiyattır. Zaten enflasyon hesabı da ay ortalamasındaki fiyatlar dikkate alınarak yapılır.
FİYATLARIN SEYRİ
Bu açıklamadan sonra gelelim fiyatların nasıl seyrettiğine...
Benzin bu yılın ilk beş ayında (mayıs ortalaması-aralık ortalaması) yüzde 8,2 zam gördü. Benzinde mayıs itibarıyla son bir yıldaki zammın oranı ise daha düşük, yüzde 7,2. Yani benzin geçen yıl mayıstan yıl sonuna kadar olan dönemde artmak bir yana ucuzladı.
Motorinde ise bu yıl ilk beş ayda yüzde 4,3, mayıs itibarıyla son bir yılda yüzde 11,6 artış oldu.
Gerek ilk beş aydaki, gerekse son bir yıldaki toplam TÜFE artışı dikkate alınırsa görüleceği gibi akaryakıt zamlarının oranı çok düşük.
Benzin ilk beş ayda yüzde 8,2 arttıktan sonra haziranda şimdiye kadarki duruma göre yüzde 4,9 artış gösterdi.
“Şimdiye kadarki durum” ne demek mi?
Yüzde 4,9, bugün itibarıyla geçerli olan fiyatın ay sonuna kadar değişmeyeceği varsayımıyla hesaplanan aylık ortalama fiyatın, mayıs ortalamasıyla kıyaslanması sonucu bulunan oranı gösteriyor. “Bugünkü fiyat değişmezse” kaydına lütfen dikkat!
Motorindeki zam oranı ise aynı varsayım ve hesaplamaya göre yüzde 6,9 düzeyinde.
BENZİN VE MOTORİNİN AĞIRLIĞI FARKLI
TÜFE’de benzin, motorin ve motor yağları grubunun ağırlığı yüzde 3,33. Motor yağlarının ağırlığının ihmal edilebilir düzeyde olduğunu varsayıp yüzde 3,33’ü benzin ve motorin için kullanmak pek yanlış olmasa gerek. Burada da benzin ve motorinin tüketim miktarlarına göre bir ağırlıklandırma yapmak gerekiyor.
Türkiye’de kullanılan akaryakıtın yaklaşık yüzde 80’i motorin, yüzde 20’si ise benzin. Haziran ayının zam oranlarını bu oranları dikkate alarak ağırlıklandırdığımızda karşımıza çıkan ortalama zam oranı yüzde 6,5.
Bu zam oranından TÜFE’ye ne kadar yansıma mı olur? Akaryakıtın TÜFE’deki ağırlığının yüzde 3,33 olduğunu belirttim. Şu durumda yüzde 6,5 zammın TÜFE’ye haziran ayındaki etkisi 0,22 puan düzeyinde.
YA YANSIMALAR?
Şu aşamada hesaplanan 0,22 puan, akaryakıtın haziran enflasyonuna yapacağı "doğrudan" etki.
Akaryakıt zammı diğer mal ve hizmet fiyatlarını hiç etkilemese ve TÜFE’de akaryakıt dışında kalan mal ve hizmetlerin hiçbirinde fiyat değişimi olmasa bile haziran ayı enflasyonunun yüzde 0,22 olarak gerçekleşeceği şimdiden belli.
Ama şu da biliniyor ki akaryakıt zamlarının TÜFE’ye etkisi doğrudan hesaplanan oranın çok çok üstünde.
Bu zamlardan gerçekten etkilenen bir kesim tabii ki var. Ama bir de bu zamları bahane olarak kullananlar var...
Akaryakıta gelen zam henüz maliyetine yansımamış olsa bile bunu istismar edenler olduğu ve olacağı açık.
ŞİMDİLİK 0,22
Savaşın seyri konusunda iyimser olmak ne kadar mümkün? Gidişata bakınca bunun pek mümkün olmadığı ortada.
Bir mucize gerçekleşir ve İsrail- İran savaşı kısa sürede biter ve petrol fiyatları hızla aşağı gelirse tabii ki akaryakıt da aynı ölçüde ucuzlar ve hazirana etki 0,22 puanın altına iner.
Ama ne yazık ki savaşın öyle kısa sürede bitmesi, hele hele çok daha büyük yıkımlar olmadan bitmesi pek beklenen, tahmin edilen bir durum değil. Ya çok daha büyük felaketlere tanık olacağız ve silahlar ancak ondan sonra susacak ya da mevcut çatışma daha da tırmanarak devam edecek.
Ham petrolün fiyatı dün 75-76 dolar civarındaydı. Kimi tahminler var ki, adeta bir felaket senaryosu çiziliyor. Petrolün varilinin kısa sürede 100 doları zorlayabileceği, hatta 130-140 dolarlara kadar uzanması riskinin bulunduğu belirtiliyor. Düşünsenize, böyle bir artış, iç piyasada akaryakıt fiyatlarının şimdiki düzeyin iki katına çıkması demek. Buna bir de kur artışı eşlik ederse; insan neler olacağını düşünmek bile istemiyor.