CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzincan'da İl Kültür Salonu'nda düzenlenen "Halk Buluşması"na katıldı.
Özel, burada yaptığı konuşmada, milletin gerçekten sesini duyacak ve sesini duyuracak birilerini aradığını söyledi.
Milletin yaşadığı zorlukların, fakirliğin, işsizliğin, ekip biçip karşılığını alamamanın, dükkan açıp siftah yapamamanın, okuyup da mesleğine görevine atanmamanın, iş bulamamanın, Türkiye'de umudu kalmamanın zorluklarıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Özel, "Sesinizi duyuyoruz, duyuruyoruz ama duyurduklarımızın bu sorunları çözmeye niyetleri ve artık mecalleri yok. Öyle hale gelmişler ki iktidarda kalmak için her şeyi yapan ama milletin gönlüne dokunacak, karnını doyuracak, milleti sıkıntılarından kurtaracak hiçbir şeyi yapacaklarına dair en ufak umut yok." diye konuştu.
"Onun için artık Cumhuriyet Halk Partisi bir muhalefet partisi değildir." diyen Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi, artık sesinizi duyan, duyuran ve iktidara bir şeyler anlatan bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye'nin birinci ve gününü bekleyen iktidar partisidir." ifadesini kullandı.
Özel, kentte siyasilerin kendilerini anlattıklarına değinerek, şunları dile getirdi:
"İktidarlar mevsimler gibidir, beklerler ve vakti gelince mutlaka değişirler. Bugün AK Parti iktidarı 22 yıl boyunca Erzincan'a yaptıklarıyla yapmadıklarıyla, milletvekilleriyle, başbakanıyla Erzincan'da ne yaptıysa geride kalmış, iyi yaptıkları her şeye minnet duyarız, tebrik ederiz ancak bugün Erzincan'daki yokluğun, yoksulluğun, çaresizliğin bırakın umudu olmak, onların iktidarda kaldığı her gün insanların biraz daha umutlarını kaybettiği gün olmaktadır.
Bugün bu ülkenin birinci Cumhurbaşkanı'nın 'Milletin efendisidir.' deyip sonuncusunun hor gördüğü, kovaladığı, kötü söz sarf ettiği çiftçiler büyük cenderenin içindeler. Bu iktidar geldiğinde Türkiye'de 60 milyon kişiydik. Şu anda 86 milyon kişiyiz. O günden bugüne Türkiye'nin nüfusu 26 milyon arttı. Geldiklerinde Türkiye'de 2,8 milyon çiftçi vardı. Beklersiniz ki 700 bin daha eklensin, 3,5 milyon çiftçimiz olsun ama bugün Türkiye'deki çiftçi sayısı 2,3 milyondur. Yani 60 milyondan 80 milyona çıkarken 2,8 milyon çiftçi 2,3 milyona düşmüş. 22 yılın sonunda 500 bin çiftçi kayıptır. Olması gerektiği noktaya bakarsanız 1,2 milyon çiftçi kayıptır."
"Çiftçi dediğin alnının terini toprağa damlatan kişidir"
Hollanda kadar toprağın Türkiye'de ekilip biçilmediğini söyleyen Özel, çiftçilerin alın terlerinin karşılığını alamadığını belirtti.
Özel, çiftçinin öneminden bahsederek, "Çiftçi dediğin alnının terini toprağa damlatan, oradan bereket fışkırtan, o fışkıran bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını kazanan, Allah'ın verdiğini, doğanın verdiğini kimseye yük olmadan, hiçbir yeri kirletmeden, hiçbir kaynağı tüketmeden bu ülkeye kazandıran kişidir. İstihdama yük değildir, kendi işindedir. Ülkeye hiç yük değildir ama en büyük yükü sırtından almaktadır. Dışa bağımlı olmaktan kurtarmakta, kıtlıktan, zor zamanlardan ülkeyi sakınmakta, kendi kendine yetebildiği için en dar günde bile bu ülkenin güvencesi olan çiftçilerdir, tarımdır. Onun için diyoruz ki bu iktidarın sonunun geldiğini görmek için köydeki çiftçinin tarlasına giderken yüzü asık olan çiftçinin, gübreyi üçte biri kadar atan, verimini alamayan çiftçinin, ilaç alamadığı için gerekli hastalıklarla mücadele edemeyen çiftçinin, aldığı ürünü değerinde satamayan çiftçinin, devletin kendisine yapması gerekenleri yapmadığı için hor gördüğü çiftçinin durumunu görünce bu iktidarın gittiğini anlıyoruz çünkü tarımı hor gören yarını zor görür." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin yaklaşımından bahseden Özel, "doğruya doğru, yanlışa yanlış" diyen bir parti olduklarının altını çizdi.
AK Parti'nin 2002'de milletin takdiriyle tek başına iktidara geldiğini anımsatan Özel, şöyle devam etti:
"2002'de milletimiz takdir etti, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefet partisi olarak Meclis'e girdi ve 2004'te Cumhuriyet Halk Partisi'nin desteğiyle, önerisiyle kanun değişikliği yapıldı. Dendi ki ülkedeki çiftçilerin durumu zordur, gayri safi milli hasılanın yüzde 1'i çiftçilere mutlaka destekleme olarak dağıtılacak, tarım ayrılacak. Biz o gün bunu parlamentoda iki elimizi birden havaya kaldırarak oy verdik, destekledik. Ancak o günden bugüne hak edilenin hiçbir zaman tamamı değil ama her zaman beşte biri, dörtte biri, üçte biri verildi. Bunu söylüyoruz, önemsemiyorlar, dinlemiyorlar. Bugün Türkiye'nin en büyük alacaklısı, en çok kandırılanı köylülerdir, çiftçilerdir. Eğer gayri safi milli hasılanın Tarım Kanunu'nda yazdığı gibi yüzde 1'i destekleme olarak verilecek olsa alınması gereken para geçen sene 615 milyardı ama çiftçiye verilen sadece 135 milyardır. 480 milyar lira çiftçiye verilmesi, kanunda yazdığı halde verilmeyen paradır ve bu iktidar 480 milyar lirayı sizlere verse kimsenin gübre, ilaç, taban fiyat, maliyetin altında ürün satma, borcunu ödeyememe, bankaya kredi ödeyemeyip faize katlanma sorunu kalmaz."
Özel, emeklilere verilen 12 bin 500 liranın 14 bin 500'e çıkarıldığını, yapılan zammın karşılığının 60 milyar olduğunu dile getirdi.
"Erken seçim talebimiz var"
Bir sürecin içerisinde olduklarını aktaran Özel, "Erken seçim talebimiz var. Adayımızı belirliyoruz, ön seçim tarihimiz belli. Tüm hazırlıklarımız tamam ve o sandığı sizin önünüze getireceğiz. Onu getirdiğimiz gün bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak." dedi.
Partililere sahip çıktıklarını belirten Özel, "Burası Cumhuriyet Halk Partisi; küskünü, kırgını olan, kimsenin geride bırakıldığı, kenara itildiği ya da önceki dönemlere vefasızlık yapıldığı bir parti değildir. Biz Erzincan gibi memleketi canımız gibi seven, canımız gibi bilen, herkesi birlikte sahiplenen, bu partiye Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne hizmeti olan herkesi saygıyla selamlıyoruz. İyi ki varsınız." değerlendirmesini yaptı.
Özgür Özel, herkesi partilerine davet ederek, şunları söyledi:
"Gelin, kaydolun. Gelin, seçin ve tarihe geçin diyoruz ama burada çağırdığımız yer bir siyasi parti değil. Burada biz sizi bütün Erzincan'ın demokratlarını, Türkiye'nin demokratlarını, gençlerini, orta yaşlılarını, kadınlarını, erkeklerini, Türkiye'de gönlünde vatan sevgisi olan herkesi bir partiye değil, babalarının evine, ocağına davet ediyoruz. Herkes babaevinde ana kucağında doğar. Kimi daha sonra büyüğünü arar gider, kimi daha küçüğünden getirir. Kimi ırakta oturur, kimi daha yakında oturur. Ama herkes bilir ki başım sıkışırsa, dara düşersem babamın evi oradadır. Orada çay demlenmektedir, çorba kaynamaktadır, baca tütmektedir. Bir lokmam, bir döşeğim hazırdır. Zora düştüysem babamın evi oradadır.
Cumhuriyet Halk Partililer, o ocak yansın diye odun çekenlerdir. Sabahleyin kapısını açıp çayı koyanlardır. Kapısını ardına kadar açık tutanlardır. Siz gelin diye başınız sıkıştıysa dönün diye bekleyenlerdir. Kapı açıktır, gelene 'Niye geldin?' denmez. 'Niye gitmiştin?' de denmez. 'Hoş geldin.' denir, baş tacı edilir çünkü o evin tapusu ne bendedir ne Kemal Bey'dedir (Kılıçdaroğlu). (Bülent) Ecevit'te de yoktu, rahmetli (İsmet) İnönü'de de. Evin tapusu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Babaevine çağırıyoruz sizi, babaevine gelin. Birinci Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Halk Partili'ydi. Bir sonraki cumhurbaşkanı Cumhuriyet Halk Partili olacak. Gelin, seçin, tarihe geçin."
(AA)
İBB Başkanı İmamoğlu’na ‘sahte diploma’ soruşturması
