MEHMET KAYA
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan seçim, Türkiye’de çok yakından takip edildi. Hatta medyaya biraz dışardan bakanların belki de şaşıracağı düzeyde yayınlar gerçekleşti. Bir başka şaşırtıcı gelişme ise ABD seçimlerinden neredeyse 3 ay önce, “Trump kazanırsa…” diye başlayan yorum-görüş ve kehanetlerin içine Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin de dahil olması.
Trump 2.0 yakıştırması yapılan yeni dönem ocak ayında başlayacak. Biden “topal ördek” olarak Başkanlık sıfatını görevini devredinceye kadar sürdürecek. Trump ise “seçilmiş başkan” sıfatını kullanacak. Ocak ayı içinde yapılacak yemin töreni ile de Başkan olarak görevine başlayacak.
Masada çok sorun olduğunun herkes farkında
Seçimler gibi, bu aralık ayının ve sonrasında da yeni başkanlık döneminin Türkiye açısından çok kritik olduğunun herkes farkında. Masada çok sorun var: Biden’in başını çektiği blok tarafından bozulan Ege dengesi ve Doğu Akdeniz’e Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden hükmeden, Suriye’de Türkiye aleyhine silahlı terör örgütlerini meşrulaştıran, silah ambargosu uygulayan ve CAATSA yaptırımlarını kaldırmayan bir ABD var. Bunların hepsini biraz kazıdığınızda yeni Orta Doğu haritası denilen ama altında enerji ve ticaret yollarıyla şekillenmiş bir çıkar zinciri görünüyor.
Kabine söylentileri seçim gecesi alenileşti
ABD seçimlerinin “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi” bağlamında tartışılması da bu çerçevede. Türkiye’de, ABD ile daha önce çalışmış, farklı konularda ağlar geliştirmiş isimlerin kabineye girebileceği seçimlerden üç ay kadar önce söylenmeye başlandı. Seçim gecesi de iyice alenileşti. Çeşitli bakanlıklarda değişiklik senaryoları şimdiden gündemde. Türkiye tarihinde de, mesela 50’li yıllarda, “ABD ile iyi çalışacak” isimlerin, soruşturulup Bakan yapıldığı kayıtlardadır.
Bu söylentileri “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyerek karşılamak ve belirli bir oranda dikkate almak gerçekçi olur. Diğer yandan, genel olarak siyasetin ama özel olarak Ankara siyasetinin sıklıkla kullandığı bir yöntem vardır: Önce “olmayacak” ortaya atılır ki, sonradan atılan adım, sonradan atanacak kişi, “daha iyi” görünsün. Kabine kehanetlerini her iki yaklaşımla değerlendirmek mümkün.