HÜSEYİN GÖKÇE
Alman Ticaret Sanayi Odaları Birliği’nin (AHK) dünya genelinde faaliyet gösteren Alman şirketlerin bulundukları ülkelerde yaşadıkları sorunlara yönelik yılda iki kez yaptığı World Busines Outlook çalışmasın Sonbahar kısmı tamamlandı. AHK Türkiye anketi sonuçlarını yönetim kurulu üyeleriyle birlikte açıklayan AHK Türkiye Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thilo Pahl, bir soru üzerine İsrail kaynaklı boykot çağırılarının Alman şirketlerde güvensizlik oluşturduğunu söyledi.
Dünya genelinde yapılan anketin Türkiye ile ilgili kısmı, AHK Türkiye Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thilo Pahl, Alman- Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı ve Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Bige Yücel ile Enerjisa CFO’su :Dr. Philipp Ulbrich’in katıldığı toplantıyla açıklandı.
“Döviz kuru en büyük risk olmayı sürdürüyor”
AHK Türkiye tarafından gerçekleştirilen ankete katılan firmaların yüzde 71’i önemli bölümü önümüzdeki 1 yıllık zaman dilimine ilişkin en büyük riski döviz kuru olarak gördüler. Birden fazla cevap verilebilen soruda yüzde 55 ile ikinci sırada ekonomik/siyasi çevre koşulları yer aldı. İşçilik maliyetlerini İlkbahar anketinde yüzde 41 olan payı, Sonbaharda yüzde 48’e yükseldi. Aynı şekilde finansmanın payı da yüzde 41’den yüzde 48’e çıktı.
Hammadde ve enerji fiyatı sorunu azaldı, nitelikli işgücü sorunu arttı
İlkbahar anketine katılanların yüzde 34’ü nitelikli işgücünü problem olarak görürken, Sonbaharda bu oran yüzde 43’e yükseldi. Buna karşılık hammadde fiyatlarını sorun olarak görenlerin oranı yüzde 33’ten yüzde 31’e, enerji fiyatlarını sorun olarak görenlerin oranı yüzde 30’dan yüzde 27’ye, tedarik zincirindeki aksamaları sorun olarak görenlerin oranı yüzde 26’dan yüzde 24’e geriledi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik suç duyurusunda bulunması sebebiyle başlayan hukuki tartışma sürerken, yasal güvenceyi sorun olarak gören Alman şirketlerin oranı yüzde 25’ten yüzde 23’e geriledi. Talep sorununun payı yüzde 18’den yüzde 23’e çıkarken, ticari engeller/ yerel şirketlerin tercih edilmesini sorun olarak kabul edenlerin oranı yüzde 12’den yüzde 14’e yükseldi. Öte yandan kurlar, ekonomik durum, maliyetler ve kalifiye işgücü eksikliğinden şikayetçi olan Alman şirketlerinin yatırım iştahında dikkat çekici bir artış gözlendi.
Geçen yıl Sonbahar anketinde yatırım harcamasında artış öngörenlerin oranı yüzde 25 iken, bu yıl ayında dönemde yüzde 34’e yükseldi. Daha az yatırım yapılacağını belirtenlerin oranı yüzde 34’ten yüzde 24’e geriledi. Benzer şekilde yatırım düşünmeyenlerin oranı ise yüzde 19’dan yüzde 9’a indi.
Boykotta Alman şirketler daha fazla geri çekilebilir
AHK Türkiye Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thilo Pahl, İsrail’e destek veren ülkeler ve ürünlere yönelik boykot çağırılarının belirsizliğe yol açtığını söyledi. “Boykotta Alman şirketler daha fazla geri çekilebilirler. Boykot çağırıları güvensizlik yaratıyor. Şu anda doğrudan bir takım sonuçlara yol açmış değil. Ekonomi politikalarının uzun vadeli güvenilir olması, boykot gibi çağırılar ek güvensizlik yaratıyor. Yatırım potansiyeli çok iyi beklentiler çok iyi ama boykot çağırıları buna hizmet etmeyecektir”
Türkiye olağanüstü durumlarda hızlı pozisyon alabiliyor
AHK Başkan Yardımcısı Siemens Yönetim Kurulu Üyesi Bige Yücel, Türkiye gibi büyük ölçekli ekonomilerin, boykotla doğru bir noktaya varılamayacağının bilincinde olduğunu söyledi. Herkesi soğukkanlı ve aklıselim davranmaya davet eden Yücel, “Bu yıl Türkiye’nin 100. yılını, odamızın da 30. yılını kutluyoruz. Birçok Alman şirketi Türkiye büyük potansiyele sahip olduğunu düşünüyor. Çözüm odaklı bakış açımızı sürdürdüğümüz sürece, bu potansiyeli başarıya çevirebileceğimize inanıyorum” dedi.
Belirsizlik uzun vadeli yatırım kararlarını etkiliyor
Enerjisa CFO’su Dr. Philipp Ulbrich hedefl ere, güvenilir yatırımların devam etmesiyle ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi. Enflasyon ve döviz kuru yüksek değişkenlik gösteriyor” diyen Ulbirch şöyle devam etti, “Uzun vadeli yatırım kararları bundan etkilenebiliyor. Haziran 2023’ten bu yana başlatılan ekonomi politikalarını destekliyor, devamına inanıyoruz. İstikrarlı mevzuat ve dış kaynaklı finansman araçlarına kolay erişim, küresel açıdan rekabet edebilir ülke haline gelecektir.“