MERVE YİĞİTCAN/İSTANBUL
Basın mensuplarıyla bir araya gelen İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, KOBİ’lerin içinden geçtiği zorlu süreci, 2025 beklentilerini ve üretimin korunması adına çözüm önerilerini paylaştı. Hem enflasyonun hem de enflasyonu baskılama hamlelerinin şiddetle hissedildiği bir yılın geride kaldığını belirten Önel, 2025’te de Türkiye ekonomisinin enflasyon, faiz ve küresel belirsizlikler ekseninde şekilleneceğini söyledi. Türkiye ekonomisinin ve reel sektörün 2024’ü zorlu ekonomik koşullar altında geçirdiğini kaydeden Önel, “Aslında bu koşulları, önceki birkaç yılda dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerden bağımsız düşünemeyiz. 2020-2022 yılları arasında tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ve yakın çevremizdeki çatışmalar küresel tedarik zincirinde bozulmalara neden oldu. Bu süreçte artan maliyetlere karşın azalan kârlar, düşük kapasite ve yükselen finansman gideri maalesef işletimleri zora soktu.” dedi.
“Aktif kalitesi bozuldu”
Mart 2021’de Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığı görevinden alınmasıyla başlayan süreçte işletmelerin daha düşük maliyetli kredilere ulaşabildiğini ancak aktiflerinin diğer maliyetler nedeniyle fazlasıyla bozulduğunu dile getiren Önel, “Bu süreci enflasyonun yükseldiği, satın alma gücünün düştüğü, iş barışının bozulduğu bir dönem olarak algılayabiliriz. Diğer taraftan küresel anlamda artan enflasyon, ülkeleri faiz artırım sürecine sokarken, biz heteredoks politika ile faiz indirim sürecine devam ettik. Bunun sonucunda artan enflasyon, artan risk primi ve Türk lirasındaki değer kaybıyla beraber işletmelerin aktif kalitesinin bozulduğu bir dönemi yaşadık.” diye konuştu. Son 1 yılda şirket kapanışlarının ve konkordatoların arttığına işaret eden Önel, istihdam çıkışlarının ise yüzde 40’a yaklaştığını kaydetti. KOBİ’lerin verimlilik sorununun farkında olduklarını, ancak firmaların önceliğinin ayakta kalmak olduğunu söyleyen Önel, yüzde 50-55 bandında olan finansman maliyeti nedeniyle firmaların yatırım ve iş geliştirmeye harcama yapamadığına dikkat çekti. Reel sektörün tamamında zorluk hissedilse de enflasyonla mücadele programının istikrarlı devam ettirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Önel, aralık ayında sembolik bir faiz indirimi beklendiğini, ancak enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratma riski varsa, indirim sürecinin ötelenmesinin yerinde olacağını savundu.
■ “Kamunun B planı olmalı”
Özellikle son 1 yılda işletmelerin her türlü fedakarlığı yaptığını, operasyonlarını küçülttüğünü, kârlardan feragat ettiğini kaydeden Önel, “Firmalar yapabileceği her şeyi yaptı. Artık kamunun üretimi korumak için B planını devreye alması lazım. Bu noktada bizim önerimiz Kredi Garanti Fonu aracılığıyla küçük ve mikro ölçekli firmalara yüzde 40-45 maliyetli kredi imkanı sunulması. Bunun yanı sıra ticari kredilerde aylık yüzde 2 büyüme sınırından bu firmaların ayrı tutulması” diye konuştu. Önel, asgari ücrete ilişkin de, her ne kadar firmalar için önemli bir maliyet artışı anlamına gelecek olsa da yüzde 40 oranında bir artış olması gerektiğini söyledi.