HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) geçen yıl gri listeden çıkan Türkiye’ye 5’inci tur değerlendirme amacıyla geliyor. Bu değerlendirme sonucunda Türkiye’nin gri listeden çıktıktan sonra kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının (KA/TF) önlenmesi noktasında bugüne kadar yaptıkları masaya yatırılacak.
Geçmiş yıl denetimlerinden farklı olarak bu yıl yeni bir yönteme geçen FATF artık mevzuatın yanı sıra mevzuatın uygulanıp uygulanmadığını ve sonuçlarını da kontrol edecek. FATF denetimini EKONOMİ için analiz eden Eski MASAK Başkanı Osman Dereli’nin verdiği bilgilere göre değerlendirme ekibi; kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri, denetleyici otoriteler ve özel sektör temsilcileriyle birebir görüşmeler yapacak. Ekip ayrıca, finansal sistemin yeni risk alanlarını da mercek altına alacak: kripto varlık işlemleri, elektronik para ve ödeme sistemleri, gayrimenkul sektörü ve yüksek değerli emtia ticareti gibi konular artık çok daha derinlemesine inceleyecek.
Osman Dereli’nin analizi: Türkiye aklama ve finansman suçlarıyla mücadelede bir üst lige çıktı
4. TUR DEĞERLENDİRMESİNDEN SONRA NELER OLMUŞTU?
Türkiye, bugüne kadar dört değerlendirme sürecinden geçti. FATF daha önce 2011 ve 2021’de Türkiye’yi gri listeye almıştı. 4. tur değerlendirmesinde FATF’in Türkiye açısından temel eleştirisi, suç gelirlerini aklama konusunda yeterli soruşturmanın olmaması, suç gelirlerini müsaderenin yeterli seviyelerde olmaması, mevzuatımızda idari para cezaları ve mal varlığı dondurulmaya yönelik ulusal mekanizmadaki bazı eksiklikler gibi hususlardı. Ancak Türkiye takip sürecinde eksikliklerini tamamlayarak gri listeden çıktı.
Son yıllarda önemli reform adımları atıldı: MASAK’ın yetkileri genişletildi, İdari para cezaları artırıldı. Terörizmin finansmanı suçu işleyenlere karşı idari mekanizma ile mal varlığı dondurma yetkisi ihdas edildi. Adliyelerde suç gelirlerini aklama masaları ihdas edildi, bu yönde münhasır soruşturmalar açılmaya başlandı. Netice olarak, Türkiye suç gelirlerini aklama ve terörizmin finansmanı suçuyla mücadelede daha üst bir seviyeye çıktı. Yürütülen suç soruşturmalarının yanına suç gelirlerini aklama soruşturmaları da eklendi. Adli soruşturmalarda MASAK ön plana çıktı,
KASIM’DA KAMU VE ÖZEL SEKTÖR TEMSİLCİLERİYLE GÖRÜŞÜLECEK
FATF’in üye ülkeler üzerindeki beşinci tur değerlendirmeleri başladı. Türkiye’nin beşinci tur değerlendirme süreci ise devam etmektedir. Beşinci tur değerlendirmesi kapsamında FATF değerlendirme ekibi, değerlendirme sürecinin en önemli parçası olan yerinde ziyaret kapsamında Kasım ayında Türkiye’ye gelecek. Türkiye’de ilgili kamu kurumlarıyla ve özel sektör temsilcileriyle bire bir görüşmeler gerçekleştirip mevzuatın uygulanması etkinliği konusunda değerlendirmede bulunacaklar.
YAPAY ZEKANIN DEĞERLENDİRMEDEKİ ETKİSİ NE OLACAK?
5. tur değerlendirmesinin en temel noktalarından bir tanesi de teknolojinin kullanımı olacak. Ülkelerin finansal teknolojileri, yapay zekâ ve öğrenen makina gibi sistemleri KA/TF mücadelesinde ne kadar etkin kullandığı değerlendiriliyor.
Diğer taraftan kripto varlıkların izlenmesi, blok zincirlerin takibi ve dijital kimlik tanıma süreçleri yani uzaktan kimlik tespit süreçleri, çevre suçları, kitle fonlaması gibi yeni riskler değerlendirmeye entegre edilerek daha yakından takibi sağlanıyor.
“HER ŞİRKETİN RİSK ALGISINA GÖRE ŞEKİLLENECEK”
KA/TF stratejilerinin terzi dikişi mantığında olmasını gerektirdiğini, tüm şirketler için tek tip bir stratejinin mümkün olmayacağı her şirketin risk algısına göre şekillenmesi gerektiği dile getiriliyor.
DEĞERLENDİRME SÜRECİNDE OTORİTELERE VE YÜKÜMLÜLERE DÜŞEN GÖREVLER NELER?
Değerlendirme ekibi; kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri, denetleyici otoriteler ve özel sektör temsilcileriyle birebir görüşmeler yapacak. Ayrıca FATF, finansal sistemin yeni risk alanlarını da mercek altına alacak: kripto varlık işlemleri, yüksek değerli emtia ticareti, gayrimenkul sektörü ve profesyonel hizmet sağlayıcıların rolü gibi konular artık çok daha fazla önem taşıyor.
Yeni değerlendirme dönemi, Türkiye’de hem kamu otoriteleri hem de özel sektör için kritik bir eşik anlamına geliyor. Bu süreç, yalnızca MASAK, BDDK veya SPK gibi düzenleyici kurumların değil; bankalar, ödeme kuruluşları, kripto hizmet sağlayıcıları ile değerli maden ve taş ticareti yapan şirketlerin de doğrudan sorumluluk üstlenmesini gerektiren bir süreçtir.
FATF değerlendirmelerinde artık yalnızca yasal düzenlemelerin kâğıt üzerindeki varlığı değil, bu düzenlemelerin gerçek hayatta nasıl işlediği sorgulanıyor. Yani “mevzuat var mı?” değil, “etkin biçimde uygulanıyor mu?” sorusu merkeze alınıyor.
“SADECE DENETİM DEĞİL, GÜVENİLİRLİĞİ PEKİŞTİRME FIRSATI”
FATF’ın beşinci değerlendirme süreci, Türkiye için sadece bir denetim süreci değil, aynı zamanda finansal sistemin güvenilirliğini pekiştirme fırsatıdır. FATF değerlemesi, bir ülke için yalnızca teknik bir not değildir; aynı zamanda uluslararası finansal sistemin ülkeye duyduğu güvenin göstergesidir. Dolayısıyla, iyi bir değerleme süreci geçirmek, gri listelere dahil olmamak hem ekonomik hem de itibari bir meseledir.
FATF Türkiye özelinde hangi konulara dikkat edecek?
Türkiye’nin Şubat 2024’te gri listeden çıkarılması, gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin bir sonucuydu. Bu iyileştirmelerin artık kurumsallaştırılması ve sürdürülmesi gerekmektedir.
■ MASAK’ın eyleme geçirilebilir istihbaratı etkili bir şekilde ürettiğini ve bu istihbaratı ilgililerle paylaştığını göstermek çok önemli.
■ Kolluk kuvvetleri, savcılar ve denetleyici birimler arasındaki iş birliği veriye dayalı ve risk odaklı olmalı.
■ 5. tur metodolojisi, gerçek zamanlı, doğru ve erişilebilir gerçek sahiplik bilgileri bekleniyor.
■ Şeffaflık önlemleri, fiili soruşturmalar ve uyumsuzluklara yönelik yaptırımlarla kanıtlanmalı.
■ Emlakçılar, avukatlar, muhasebeciler ve noterler KA/TF kontrollerini uygulamalı.
■ Türkiye, bu sektörlerin risklerin farkında olduğunu ve yeterli denetime tabi tutulduğunu göstermeli.
■ Türkiye, özellikle bankacılık hizmetlerinin yetersiz olduğu bölgelerde veya küçük işletmeler ve STK’lar arasında finansal kapsayıcılığı engelleyebilecek aşırı düzenlemelerden kaçınmalı.
■ Tek tip bir yaklaşım yerine risk temelli bir yaklaşım özel olarak uyarlanmalı.
■ Türk makamları, sonuçları ölçmek için nicel ve nitel verileri kullanmalı. (örneğin, varlık müsaderesindeki artış, KA ağlarının çökertilmesi gibi).
■ FATF’in 11 etkililik kriteri ile uyumlu performans göstergeleri, ulusal KA/TF stratejilerine entegre edilmeli.
FATF nedir?
Kara paranın aklanmasıyla mücadele amacıyla 1989 yılında G7 ülkeleri tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) görev alına zaman içinde terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı gibi alanların eklenmesiyle genişletildi. Türkiye’nin 1991 yılında dahil olduğu FATF’nin 39 üyesi bulunuyor.
FATF kara liste ve gri listesi nedir? Sonuçları nelerdir?
FATF’ın “gri liste” olarak adlandırdığı “Artırılmış İzleme Listesi”, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede belirli eksiklikleri bulunan, ancak bu eksiklikleri gidermek için FATF ile iş birliği içinde olan ülkeleri kapsar. Kara Liste durumunda ise; FATF’in bu ülkelere karşı çeşitli yaptırımları olabilmekte ve bu ülkelerle iş ilişkisine girecek finansal kuruluşları işlem yapmamaları veya çok sıkı tedbirlerle işlem gerçekleştirmeleri konusunda uyarmaktadır.
FATF Gri Listede yer alan ülkeleri, diğer ülkelerden farklı olarak, sıkı bir izleme programına dahil eder. Bu ülkelerden yetersiz olduğu alanlara ilişkin düzenli raporlama ve eylem planları talep eder. Ülkenin eksikliklerini tamamlayıp yeterli gelişme sağladığı FATF sekreteryası tarafından raporlandığında, ilk genel kurulda ülkenin gri listeden çıkması gündeme alınır ve oylanır.
Bir ülkenin gri listeye alınması, o ülkenin finansal sisteminin FATF’in belirlediği uluslararası standartlarla tam uyumlu olmadığına işaret eder. Bu durum, doğrudan bir yaptırım anlamına gelmese de uluslararası yatırımcı güvenini zedeleyebilir. Diğer taraftan yabancı sermaye girişlerinde yavaşlamaya, uluslararası banka işlemlerinde ek incelemelere ve kredi derecelendirme kuruluşlarının risk değerlendirmelerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
Dolayısıyla gri listeye dahil olmak, sadece finansal kurumlar için değil, ülke ekonomisi ve itibar açısından da önemli sonuçlar doğurur. Bu nedenle, gri listeden çıkmak kadar, yeniden bu listeye girmemek için sürdürülebilir bir uyum ve denetim kültürünün yerleşmesi büyük önem taşımaktadır.
Gri ve kara listede hangi ülkeler var?
GRİ LİSTE: Cezayir, Angola, Bolivya, Bulgaristan, Kamerun, Kongo Haiti, Kenya, Lübnan, Monako, Namibya, Nepal, Güney Sudan, Suriye, Venezüella, Vietnam, Virginia Adaları, Yemen. KARA LİSTE: Myanmar, Kuzey Kore ve İran.
Gri liste ve kara liste nasıl oluşuyor?
FATF’nin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanın önlenmesi kapsamındaki mücadelede standartları belirleyen 40 Tavsiye Kararı bulunuyor ve bunlar sürekli güncelleniyor. Ayrıca; sanal varlıklar, fintek ve karmaşık kurumsal yapılarla ilgili olanlar da dahil olmak üzere ortaya çıkan yeni KA/ TF riskleri de sürekli takip ediliyor. Üye ülkelerin uygulama etkinlikleri ve mevzuatları sürekli denetleniyor. Bu kapsamda işbirliği yapmayan ülkeler ve yüksek riskli ülkeler belirlenerek, seviyesine göre Gri Liste ve Kara Listeye alınıyor.
Değerlendirmeler ne demek?
FATF, üye ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele sistemlerini düzenli aralıklarla değerlendiriyor. Ülkelerin hem 40 alanda “teknik uyumunu” yani yasalarının ve düzenlemelerinin FATF standartlarına uygun olup olmadığını hem de 11 alanda “uygulama etkinliğini” yani mevzuatın ne kadar etkili şekilde uygulandığı, kurumlar arası koordinasyonun ve yaptırımların işleyip işlemediğini ölçülüyor.