MERVE YİĞİTCAN
Finansman krizinin ağırlaştığı 2025 yılı, konkordatolar açısından da parlak bir tablo çizmiyor. Konkordatotakip.com’un Basın İlan Kurumu verilerinden derlediği bilgilere göre, mahkemelerce konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı mayıs ayında 185 oldu. Ocak-Mayıs döneminde verilen konkordato geçici mühlet kararı sayısı ise, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 97 artarak 967’ye ulaştı. 2023’ün tamamında verilen 1723 konkordato geçici mühlet kararı ile tüm zamanların yıllık konkordato rekoru kırıldığı düşünüldüğünden, eğrinin bu şekilde devam etmesi halinde bu yıl sonunda yeni bir rekor gelebilir.
Mayıs ayı verileri incelendiğinde, geçen ay konkordato kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 164 olurken, mahkemeler geçen ay 129 dosya için de konkordatonun reddi kararı verdi. Yine aynı ayda 24 dosya için iflas kararı verilirken, 6 dosya için de tasdik kararı verildi. Ocak-Mayıs döneminde ise kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 242 artarak 690’a çıkarken, aynı dönemde konkordatonun reddi kararı verilen dosya sayısı yüzde 98 artışla 462’ye yükseldi. İflas kararlarında da artış dikkat çekiyor. Buna göre, mahkemelerin verdiği iflas kararı sayısı yılın ilk 5 ayında yüzde 75 artışla 77’ye çıktı. Konkordatolarda en riskli sektör olarak tekstil öne çıkarken, yılın ilk beş ayında söz konusu sektörde geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 71 oldu. Tekstilden sonra en riskli ikinci sektör, 42 konkordato geçici mühlet kararı ile inşaat olurken, üçüncü sıraya ise 35 dosya ile metal ürün imalatı, dördüncü sıraya 29 dosya ile mobilya, beşinci sıraya ise 26 dosya ile plastik sanayi yerleşti.
Öksüz: Şu anki uygulama sağlıksız
Konkordatolardaki tırmanış piyasada da tedirginlikle izleniyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, mevcut konkordato sisteminin değişmesi gerektiğine vurgu yaparak, şu anki uygulamanın çok sağlıksız olduğunu ifade etti. “Mevcut sistemde, bir firmayı kurtaralım derken, zincir etkisi yaratarak bir diğerini batırıyoruz. Böyle olunca da konkordato amacına ulaşmıyor” diyen Öksüz, konkordato uygulamasının sadece kamu ve banka alacaklarını içermesi gerektiğini, piyasa alacaklarının ise kapsam dışı tutulması gerektiğini belirtti. Bazı firmalarca konkordatoların suiistimal edilebildiğine işaret eden Öksüz, “Borcu olan firma konkordato alıyor. Aldıktan sonra faaliyetlerine devam ediyor. Bu kez peşin alıma geçip başka firmalardan mal tedarik ediyor. Borçlu olduğu firma ise yine mağdur oluyor” diye konuştu. Bazı patronların da şahsi mal varlığını korumak amacıyla şirketine konkordato aldığı gibi, şahsi konkordato da aldığını hatırlatan Öksüz, “Konkordato kararı verilirken şahsi malvarlıklarına da tedbir konulmalı” ifadelerini kullandı.