AHMET USMAN / EKONOMİ
Enflasyonla politika faizinin paralel götürülmesi gerektiğini dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, enflasyon yüzde 45’in altına düşmeden politika faizinde indirime gidilmemesi gerektiğini belirtti. Eskinazi, kasım ya da aralık ayında enflasyonun rayına girdiği mesajı verilmek için 3-5 puanlık bir indirim yapılacağı tahmininde bulundu.
Ekonomi yönetiminin de enflasyon ve faizin paralel hareket etmesi gerektiğinin bilincinde olduğunu söyleyen Eskinazi, “Enflasyon 45’in altına düşmeden indirim olmaz. Ama bence kasım-aralık aylarında 3-5 puanlık bir faiz indirimi yapılarak, enflasyon rayına girdi ümidi ve imajı verilecek. Kasım ayında olmazsa aralıkta mutlaka böyle bir adım bekliyorum. Enflasyonla mücadele sürerken yapılmaması gereken bir şey de ülkenin gündemine erken seçimi sokmak. Bunun söylemi bile tehlikeli. Böyle bir ekonomi varken erken seçime gitmek memleketi batırmak anlamına gelir” diye konuştu.
Enflasyonla mücadele yükünü sadece ücretli çalışanlar ve işverenlerin sırtlanmaması gerektiğini vurgulayan Eskinazi, “Devletin de biraz çaba göstermesi lazım. Açıklanan tasarruf tedbirleri enflasyonla mücadelenin çok uzağında. Verimlilikler artırılmalı, daha rasyonel kararlar alınmalı. Kamu çalışanları ile özel sektör çalışanlarının ücretleri arasında çok büyük dengesizlik var” ifadelerini kullandı.
“Döviz dönüşüm desteği enflasyona etki etmez”
Döviz kurunun artmasının enflasyonla mücadeleye negatif etkisi olacağından korkulduğunu belirten Eskinazi, şunları söyledi: “Evet, dövizin enflasyona yüzde 30 dolayında negatif etki yapma olasılığı var. Ama buna gerek kalmadan da ihracatçı desteklenebilir. Merkez Bankası’nın döviz dönüşüm desteği buna iyi bir örnek ama yüzde 2’lik oran yetersiz. Onu 4-5 puana çıkarmanın enflasyona hiçbir etkisi olmaz. Yurtdışından alınacak pahalı döviz yerine, ihracatçıdan alınmış olunur. Zaten normalde %3 faiz olan yere % 7-8 veriliyor. Aradaki farkla ihracatçının desteklenmesi ülkeye daha çok yarar sağlar. Üstelik bu desteği tüm ihracatçılar da alamıyor, ithalata dayalı bir sektörde faaliyet göstermiyor olması lazım” dedi.
“2025 ihracat açısından 2024’ün nakaratı olacak”
2024’ün öngördükleri şekilde ihracat rakamları açısından mevcudu koruma yılı olarak devam ettiğini vurgulayan Eskinazi, “Bu sene başında 2025 öngörümüz ise canlanmanın başlayacağı yönündeydi ama şu an görüyoruz ki 2025 de ihracatçı için bu yılın nakaratı olacak. Üstelik bir çok firmayı zor günler bekliyor. Sermayesi kuvvetli olan firmalar ayakta kalabilecekler. Şu an zararına satış yaparak sermayelerimizi yurtdışındaki alıcılara transfer ediyoruz. Hazır giyimde en büyük sıkıntı işçilik ücretleri ama bir şey diyemiyoruz. Çünkü hazır giyim işçi ücretlerinin en düşük olduğu sektörler arasında. Buna rağmen rakiplerimizin işçilik maliyetleri bizim üçte birimiz, dörtte birimiz düzeyinde. Bizde verimlilik yüksek olmasına karşın yine de ciddi bir fark mevcut” dedi.
Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyonda rakibinin Hindistan, Pakistan, Bangladeş olduğunu söyleyen Eskinazi, “Ev tekstili üreticisi bir arkadaşım geçenlerde New York’taki mağazasına Pakistan’dan mal aldığını, Türkiye’de ürettiğinde rekabetçi olamadığını söyledi. Pakistan’daki üretici de organik pamuğu Türkiye’den alıp, ürünün üstüne Turkish Organic Cotton Towel yazarak bizim marka imajımızdan yararlanıyor. Yurtdışında üretim yaptırmak bir çözüm gibi görünse de zamanında denemiş biri olarak bunun hiç kolay bir yol olmadığını söyleyebilirim” diye konuştu.
İhracatçıların gelen siparişler nedeniyle 3-6 aylık dönemi daha iyi görebildiklerini belirten Jak Eskinazi, “Gerçek şu ki, ben şu anda sipariş alıyorum. İhracatım arttı çünkü ölçek ekonomisinden yararlanabilmek için buna mecburum. Arttırmazsam batarım. Fasoncularımı ayakta tutmak mecburiyetindeyim. Ben zarar edebilirim ama onlara zarar etmemeli. Şu an piyasada olan bu. Ne yazık ki fiyatı alıcı belirliyor. İş artık fiyat ekonomisine dönüştü ama ne kadar sürdürülebilir tartışılır. Avrupa’dan gelen değerlendirmeler önümüzdeki senenin başından itibaren bir hareketlilik olacağını gösteriyor. Ama fiyat açısından zorlanmaya devam edeceğiz, çünkü döviz kuru olarak geride kalacağımız görünüyor. Ama ‘biz ihracatı bıraktık artık çalışmıyoruz’ deme şansımız yok, o zaman ülkeyi daha çok batırırız. Bu dövizi Türkiye’ye getirecek bir şeyler yapmamız lazım. İhracatçı şu an bu ülkenin kahramanı. Her sektörde zarar ediyor. Bir tane mutlu sektör göremezsiniz. Ama mecburuz yapmaya. Çünkü bu ülke hepimizin” dedi.