ŞEBNEM TURHAN
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 ile yüzde 4 civarı şekillenen beklentilerin üzerinde büyüdü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla yaşanan finansal sarsıntının ardından gelen parasal sıkılaşmaya rağmen ikinci çeyrekte hem vatandaşın tüketimi hızlandı hem de yatırımlar ile sanayi üretimi artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun veri kaynakları ve hesaplama yöntemlerinde güncelleme yaptığı bu çeyrekte revizyonla gelen turizm katkısı öne çıkarken inşaat sektöründeki deprem konutlarının etkisiyle güçlü büyüme dikkat çekti. Tarım ise yaşanan büyük don felaketi sonrası sert küçüldü. Uzmanlar Merkez Bankası’nın ılımlı büyüme beklentisine karşılık gelen büyüme verisi sonrasında politika faiz indirimlerinde güçlü indirimler olmayacağına ilişkin beklentinin arttığı görüşünde.
İLK ÇEYREK BÜYÜME YÜZDE 2,3’E REVİZE EDİLDİ
TÜİK verilerine göre yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin büyüklüğü, cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 43,7 artarak 14 trilyon 578 milyar 556 milyon TL’ye yükseldi. GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 377 milyar 622 milyon olarak gerçekleşti. Gelen revizyonla birlikte yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 olan büyüme verisi de yüzde 2,3’e çıkarıldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme ise ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre yüzde 1,6 oldu bu alanda anketlerde ekonomistlerin büyüme beklentisi yüzde 0,5 seviyesindeydi. Çeyreksel bazda da büyüme beklentileri aştı.
SIKI PARA POLİTİKASI VATANDAŞI ETKİLEMEDİ
Harcamalar tarafında ilk çeyrekte yavaşlayan vatandaşın tüketiminin ikinci çeyrekte artan parasal sıkılaşmaya rağmen artması dikkat çekti. TÜİK verilerine göre vatandaşın tüketimi ikinci çeyrekte yüzde 5,1 arttı ve büyümenin 3.42 puanı vatandaşın tüketiminden kaynaklandı. İlk çeyrekte vatandaşın tüketiminin katkısının oldukça azalması ekonomide dengelenme söylemlerini artırmıştı ancak yeniden en yüksek katkı hanehalkı tüketiminden kaynaklandı. Devletin tüketimi ise yüzde 5,2 küçüldü ve büyümeyi 0.65 puan aşağı çekti. Devletin tüketimindeki daralma tasarruf tedbirleri ile sıkı para politikasının etkili olduğu yorumlarına yol açtı.
YATIRIM HARCAMALARINDA İNŞAAT ÖNE ÇIKTI
Toplam yatırımlarda yüzde 8,8 büyüme ile 2.22 puanlık katkı son yılların en hızlı yatırım katkısı olarak öne çıkarken yatırımlarda inşaatın etkisi de büyük. Yine deprem ve kentsel dönüşüm etkisi inşaat yatırımlarında ikinci çeyrekte yüzde 11,6 büyüme sağladı. Bunun yanı sıra makine ve teçhizat yatırımları da yüzde 9,3 artarak göz doldurdu. Her ne kadar vatandaşın tüketimi hızlansa ve büyümeyi yukarı sürüklese de yatırımlar tarafındaki olumlu katkı dikkat çekti.
DIŞ TİCARETTEN 1.37 PUAN NEGATİF ETKİ
Dış ticaretin büyümeye negatif katkısı öne çıktı ikinci çeyrekte. Tarife savaşları ve artan korumacılık önlemleri gölgesinde ikinci çeyrekte ihracat yüzde 1,7 arttı ve ekonomiye katkısı 0.39 puan oldu. Ancak yüzde 8,8 artan ithalat 1.76 puan daha az büyümesine neden oldu Türkiye ekonomisinin. Böylece dış ticaretin negatif etkisi 1.37 puan oldu. Stoklarda ise bu çeyrekte artış yaşandı ve stoklara yapılan üretimlerin ekonomik büyümeye katkısı 1.2 puan olarak hesaplandı.
TARIM ENFLASYON İÇİN OLUMSUZ SİNYAL VERİYOR
Yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre daha fazla işgünü olması ekonomistlerin büyüme beklentilerinin daha yüksek olmasını sağlamıştı. Gelen revizyonlar da eklenince beklentileri aşan bir büyüme verisi ile karşı karşıya kalınsa da üretim tarafında tarımda olumsuz sinyaller gelmeye devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde de küçülen tarım sektörü ikinci çeyrekte yaşanan don felaketinin de etkisiyle yüzde 3,5 daraldı. Bu daralma Türkiye ekonomisinin büyümesinin 0.13 puan daha az gelmesine neden oldu ama gelecek dönem için hem enflasyon hem de ürün bulunabilirliği açısından tehlike sinyalleri veriyor.
KATMA DEĞERİ YÜKSEK SEKTÖRLERİN KATKISI
Sanayi sürprizli büyüme verisinde en olumlu ayrışan üretim grubu. Sanayide ikinci çeyrekte geçen yılın ikinci çeyreğine göre büyüme yüzde 6,1 olurken ekonomik büyümeye katkısı 1.15 puan oldu. İmalat sanayinde ise büyüme yüzde 7 ile dikkat çekerken 1.12 puanlık katkı ile öne çıktı. Parasal sıkılaştırmanın arttığı, tarife savaşlarının damga vurduğu ikinci çeyrekte sanayi üretiminde bu olumlu yükseliş dikkat çekerken sanayide katma değeri yüksek üretimli sektörlerin bu katkıyı sağladığı tahmin ediliyor. Yılın üçüncü çeyreğine ise ılımlı bir yükselişle başladı. Sanayi üretimi yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,7 daralmıştı.
İNŞAATTA DEPREM ETKİSİ BÜYÜMEYİ HIZLANDIRDI
İnşaat sektörü Şubat 2023 depremleri ve İstanbul'da hızlanan kentsel dönüşümün etkisiyle çift haneli büyümeye imza attı. İkinci çeyrekte yüzde 10,9 büyüyen inşaat sektörünün ekonomik büyümeye katkısı 0.6 puan oldu. İnşaatta pozitif katkının devam etmesi hatta kentsel dönüşümün diğer illerde de yaygınlaşmasıyla hızlanması bekleniyor.
TURİZMİN ETKİSİYLE YÜKSEK KATKI
Daha önce hizmetler diye tablolarla yer alan ancak revizyonla birlikte ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri diye tanımlanan kalemde ikinci çeyrekte büyüme yüzde 5,6 olurken bunun ekonomik büyümeye katkısı da 1.46 puan ile yüksek gerçekleşti. Özellikle revizyonda üretim ve harcamalar tarafında turizmin öne çıkması bu kalemde de büyümeyi ve katkıyı hızlandırdı.
Finans ve sigorta ilk çeyrekteki daralmanın aksine ikinci çeyrekte yüzde 2,6 büyüme gösterdi. Bu artışın ekonomik büyümeye katkısı 0.17 puan oldu, bilgi ve iletişimde yüzde 7,1 büyüme 0,24 puan katkı sağlarken ekonomiye, yine kira revizyonu olan gayrimenkul hizmetleri yüzde 2,6 büyümesiyle 0.25 puanlık destek verdi. Mesleki ve idari hizmetler yüzde 5,4 büyümeyle 0,27 puan ekonomiye katkı verirken kamu yönetimi sağlık ve sosyal hizmetler yüzde 1,2 daraldı ve büyümeyi 0.12 puan aşağı çekti.
İŞGÜCÜ ÖDEMELERİNİN PAYI YÜZDE 38,4
İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 38,4 iken oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 38,8 seviyesindeydi. Bu yılın ilk çeyreğinde asgari ücret zammının da etkisiyle işgücü ödemelerinin payı yüzde 42,9 seviyesine çıkmıştı. Net işletme artığı/ karma gelirin payı da geçen yıl yüzde 39,5 iken bu ikinci çeyrekte yüzde 40,2 olarak belirlendi.
■ Merkez Bankası indirimlerini yavaşlatabilir
QNB Baş Ekonomisti Erkin Işık, TÜİK’in yaptığı revizyonların önceki yılların büyüme oran ve seviyelerinde sınırlı kaldığını belirterek geçen yılın yüzde 3,3 olan yıllık büyümesinin önceki veriye göre sadece 0.1 puan yükseldiğini belirtti. İkinci çeyrek büyümesine en yüksek katkının 3.4 puan ile hanehalkı tüketiminden geldiğini belirten Işık şöyle devam etti: “Genel olarak bakıldığında, ikinci çeyrekte iç talebin büyümeye katkısı artarken, sermaye yatırımlarının desteği de güçlenmiş, dış talebin büyüme kompozisyonu üzerindeki olumsuz etkisi ise belirginleşmiştir.” Geçen ayki enflasyon raporunda ikinci çeyrekten itibaren Merkez Bankası’nın çıktı açığının negatife geçeceğini tahmin ettiğini hatırlatan Işık, “Yeni veri setiyle hesapladığımızda, ikinci çeyrekte çıktı açığının denge seviyesine geldiğini görüyoruz. Üçüncü çeyrekte çeyreklik büyümenin yatay kalması durumunda çıktı açığı ancak %1 civarında negatif olabilir. Bu da talep koşullarından enflasyona gelecek desteğin beklenenden sınırlı kalmasına yol açacaktır. Bu tablo, TCMB’nin 11 Eylül PPK toplantısında faiz indirimlerini yavaşlatma veya makroihtiyati çerçeveyi sıkılaştırma gibi önlemleri gündeme almasına neden olabilir” dedi. Işık ayrıca beklentiden yüksek gelen veri sonrası yüzde 3 olan yılsonu beklentilerini yüzde 3,6’ya revize ettiklerini söyledi.
İkinci yarıda yüzde 3-3,5 büyüme görülebilir
Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler de büyüme verisinde yapılan revizyonla birlikte GSYH büyümesinde sınırlı değişimler olduğunu belirterek “Bununla beraber, büyümenin kırılımlarında, özel tüketim harcamalarının yıllık büyümesinde önemli sayılabilecek aşağı yönlü revizyonlar var ki bu da stok birikiminin 2020’den beri büyümeye yaptığı negatif katkılar nedeniyle bizim de sıklıkla dikkat çektiğimiz ve olmasını beklediğimiz bir revizyondu. Son dönemde TCMB’nin belirtiğinin aksine tüketimde çok sınırlı bir yavaşlama olduğunu değerlendiriyoruz ki beklenen faiz indirimi süreci ve kurlarda süregelen stabilite önümüzdeki dönemde özellikle dayanıklı mal tüketiminde yeniden bir canlanmaya da yol açabilir. Buna göre, yılın 2. yarısında da yüzde 3,0-3,5 civarında bir büyümenin gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Bu da tüm yıl büyümesinin yüzde 3,5 civarında kalmasını sağlayacaktır. Bu da yüzde 2,3’lük eski tahminimize göre önemli bir revizyona işaret ediyor” dedi.