İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından hazırlanan "İktisat İzleme Raporu 2024" yayımlandı.
Türkiye ekonomisinin ayrıntılı olarak analiz edildiği raporda, küresel ekonomik belirsizliklerin ve jeopolitik gerilimlerin etkilerinin devam ettiği, buna rağmen Türkiye ekonomisinin güçlü ihracat kapasitesi ve esnek üretim yapısıyla pozitif büyüme çizgisini koruduğu vurgulandı. Ancak raporda, gelir dağılımı eşitsizliği, yüksek enflasyon ile cari işlemler açığı gibi konular çözülmesi gereken kritik sorunlar olarak öne çıktı.
Raporda, Türkiye ekonomisinin 2024'te yüzde 3,2 büyüyerek küresel büyüme oranının üzerinde performans gösterdiği, kişi başı milli gelirin 15 bin dolar seviyesine yükselirken, satın alma gücü paritesi bazında ise 40 bin dolar eşiğini geçtiği belirtildi.
Rapora göre, Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikalarıyla yıllık enflasyonun 2024 Mayıs ayında yüzde 75’e ulaştı, ardından yıl sonunda yüzde 44 seviyesine kadar geriledi, ancak hizmet fiyatlarındaki katılık ve kira artışlarının etkisi, enflasyonun daha hızlı düşmesini engelledi.
Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan ekonomist Bekir Eren, "Faiz indirimlerinin veri odaklı yapılması ve aceleci davranılmaması faydalı olacaktır" dedi. Eren ayrıca, "Dezenflasyon sürecinin hızlanması için maliye politikasının sıkılaşması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkelerden biri olmaya devam ettiği, en zengin yüzde 20’lik kesimin toplam gelirin neredeyse yarısını elde ederken, yoksulluk oranının son 15 yılda yüzde 16,9’dan yüzde 13,6’ya gerilediği aktarıldı.
Eren, "Kira ve eğitim gibi sektörler ile kamunun yeniden değerleme oranındaki artışlarda geçmiş enflasyona endeksleme yapılması katılığa yol açmaktadır. Fiyat ayarlamalarının beklenen enflasyona göre yapılması faydalı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Raporda şu bilgilere yer verildi: "2024 yılında işsizlik oranı yüzde 8,7’ye gerileyerek tek haneli rakamlarını korurken, genç işsizlik oranı yüzde 15,6 seviyesine yükseldi. İş gücüne katılım oranı ise hafif bir azalma gösterdi. Tarım sektöründe üretim artışı kaydedilirken, sanayi sektöründeki büyüme yavaşladı. Hizmet sektörü ise büyümeye en büyük katkıyı sağlamaya devam etti."
Sanayi sektörüne dair değerlendirmede bulunan uzman İsa Yılmaz, "Sanayi sektörünün küresel belirsizliklerden daha az etkilenmesi için iç siyasi ve ekonomik istikrar sağlanmalıdır." dedi. Ayrıca, "Sanayi yatırımları, dış ticaretteki yapısal değişikliklere göre yeniden yönlendirilmelidir." ifadelerini kullandı.
Raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle artan enerji ithalatının Türkiye'nin cari açığını olumsuz etkilediği; yenilenebilir enerji ve yerli kaynakların kullanımının stratejik önemini korumaya devam ettiği bildirildi.
Yılmaz, "Türkiye, bölgesel fırsatları değerlendirebilmek için korumacı küresel trendlere karşı stratejik ticaret ortaklıklarını artırmalıdır." derken, "Türkiye’nin sanayileşme politikaları, finansallaşma sürecini tersine çevirecek reel üretim odaklı ve refahı yaygınlaştırıcı bir hedefle yürütülmelidir." değerlendirmesini yaptı.
Emlak sektörüne ilişkin olarak ise Bekir Eren, "İlk evini alacaklara sübvansiyonlu kredi verilmesi konut piyasasını canlandıracaktır." dedi.
Raporda, sürdürülebilir büyüme, kapsayıcı refah ve sosyal adaletin sağlanması için yapısal reformların önemi vurgulanarak, özellikle vergi sisteminde adaleti artırıcı düzenlemelerin yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Raporun tamamı için:
/storage/uploads/0/0/0/6836fd735960d-1748434291.pdf