MERVE YİĞİTCAN
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından bu yıl 17’ncisi yapılan Rekabet Kongresi, “Küresel Rekabet Gücümüz İçin Yeni Rotalar” temasıyla dün gerçekleşti. Kamu, iş dünyası, sivil toplum ve akademi temsilcilerini bir araya getiren kongrenin açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Küresel düzenin ve küresel rekabetin kurallarının yeniden yazıldığı bir dönemden geçildiğini söyleyen Turan, bu yeni dönemde rekabet gücünü yukarı taşımak için azami dikkatin gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Dünya ticaretinde payı hızla artan ürünlerin yüksek teknoloji ürünler olduğunu vurgulayan Turan, “Türkiye son 30 yılda ihracat sepeti ve pazar çeşitliliği en yüksek ülkelerden biri haline geldi. Fakat ihracat sepetine yeni eklenen ürünlerin yaklaşık yüzde 60’ı düşük teknoloji ürünler. Bu nedenle Türkiye son 30 yılda küresel değer zincirinin önemli bir parçası haline gelse de 500 milyar dolarlık ihracat hedefine yaklaşamıyor” ifadelerini kullandı.
Enflasyonda kritik viraj uyarısı
“Makroekonomik istikrarın sağlanması, kalıcı ekonomik başarı için elzemdir” diyen Turan, şöyle devam etti: “Bu hep böyle olagelmiştir. Ama küresel sistemde belirsizliğin bu kadar arttığı, geleceğin öngörülmesinin bu kadar zorlaştığı bir ortamda makroekonomik istikrar daha da önem kazanıyor. Makroekonomik istikrarın en büyük belirleyicisi enflasyonun düşük seviyelerde korunabilmesidir. En önemli, öncelikli konumuz enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli seviyelere indirilmesi. Geride bıraktığımız iki yılda sanayiciler hem yüksek finansman giderleri hem de talebin yavaşlaması açısından enflasyonla mücadelenin maliyetlerini hissetti ve hissetmeye de devam ediyor. Hiç şüphesiz enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 30’lara inmiş olması önemli bir başarı. Buna karşılık önümüzde zorlu bir dönem olduğunu da görüyoruz. Tarımdaki don olayları, enerji fiyatları, hizmet sektöründeki fiyat baskıları gibi unsurlar enflasyonda düşüşü yavaşlatıyor. Mevcut görünümde enflasyonun aşağı yönlü hareketine devam edebilmesi zorlu bir süreç olacak.”
“Sadece para politikasına bel bağlayamayız”
Enflasyonla mücadelede doğru para politikasının en önemli belirleyici olsa da tek belirleyici olmadığının altını çizen Turan, “Kalıcı istikrarı sağlamak için sadece para politikasına bel bağlayamayız. Yapısal alanlarda da adımlar atmamız gerekiyor. Bunların başında da mali disiplin geliyor” diye konuştu.
“Sanayiye yakından baktığımızda en yoğun baskı döneminin geride kaldığını düşünüyoruz” diyen Turan, “Sanayide bir toparlanma evresine girdik. Yatırımlarda da bir güçlenme gözlemleniyor. Ancak burada kritik iki nokta var. Bunlardan birincisi toparlanmanın önemli bir kısmını savunma sanayi kaynaklı oluşu. İkinci nokta ise küresel ekonomideki eğilimler dikkate alındığında şu anki konjonktürün değişebileceğini bilmemiz ve bu değişime hazırlıklı olmamız” dedi.
■ Emine Erdem: Rekabet gücünde 53’ncü sıraya geriledik
SEDEFED Başkanı Emine Erdem, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin mevcut küresel dalgaların tam ortasında olduğunu söylerken, yüksek enflasyon, finansmana ulaşım zorlukları, maliyetlerdeki artış, kur baskısı ve daralan iç talebin, üretim ve yatırım kararlarını zorlaştırdığını vurguladı. Erdem, “Buna rağmen toplumumuz umudunu korumak için; iş dünyamız da ayakta kalmak, üretmek, ihracat yapmak ve istihdamı sürdürmek için olağanüstü bir çaba gösteriyor” diye konuştu. Erdem, Türkiye’nin IMD Dünya Rekabet Gücü sıralamasında 67 ülke arasında 53’üncü sırada olduğunu söylerken “Fırsatları doğru değerlendirebilirsek hızlıca yukarı çıkmamız mümkün. Çünkü bu sıçrama için gereken kaslara sahibiz. Üstelik stratejik konumumuz, üretim kapasitemiz, girişimcilik enerjimiz ve genç nüfusumuz bu sıçramayı mümkün kılabilecek en büyük avantajlarımız.” dedi.
■ Süleyman Sönmez: KOBİ’ler günü kurtarmaya çalışıyor
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, enflasyonla mücadele amacıyla uygulanan reçetenin reel sektörde ciddi yan etkileri olduğunu vurgulayarak, “KOBİ’lerimiz büyüme planlarını askıya aldı; günü kurtarmaya çalışıyor. Finansmana erişim kilitlendi” dedi. Sönmez, “Özellikle hizmet ve perakende gibi iç talebe dayalı sektörlerde, şirketleri ayakta tutmak her geçen gün zorlaşıyor. Finansmana erişim kanallarının açılması, vadelerin uzaması, faiz-kur dengesinin sağlanması şart. Vergi yükünün adil koşullarda yeniden değerlendirilmesi, ve ayrıca teşvik politikalarının bölgesel ve sektörel bazda, KOBİ’leri önceliklendirerek kurgulanması konularındaki çağrımızı da yineliyorum” diye konuştu. “Bununla birlikte umutsuz değiliz” diyen Sönmez, şöyle devam etti: “2026 içerisinde enflasyonun kademeli biçimde düşmesiyle birlikte finansal istikrar alanında bir rahatlama yaşanacaktır. ”