TSKB Ekonomik Araştırmalar, “Geleceği Ayağa Kaldırmak: Deprem Bölgesinde Sosyal Dönüşüm İçin İnsan Odaklı Bir Atılım” başlıklı yeni raporunu yayımladı. Raporda, deprem bölgesindeki toparlanma süreci sahadaki gözlemler ve verilerle ele alınırken, kırılgan kesimlerin istihdama katılımının sosyal sermaye ve dönüşüm üzerindeki etkilerine odaklanıldı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 6 Şubat depremlerinden doğrudan etkilenen 11 ildeki istihdamda büyük ölçüde toparlanma görüldüğüne işaret edilen raporda çalışan sayısının 2024 sonu itibarıyla bölge illerinde 3,32 milyona, bölge istihdamının Türkiye toplamındaki payının da 2 yıl içerisinde 0,7 puan artarak %13’e ulaştığı kaydedildi. Raporda bölgedeki reel sektör şirketlerinin tesislerini arzu ettikleri kapasitelerde çalıştırabildiklerini ifade ettikleri ancak aynı şirketlerin “Nitelikli iş gücüne erişmek konusundaki zorlukların deprem sonrasında artarak devam ettiği” görüşünü de paylaştıklarına dikkat çekiliyor.
TSKB uzmanlarının raporda dikkat çektiği bir konu da artan verimlilik yatırımları. Raporda, bölge ekonomisinin önemli parçası olan tekstil şirketlerinin maliyet baskısı karşısında ihracatta rekabet gücünü koruyabilmek adına insan gücüne ihtiyacı azaltan, verimlilik artırıcı yatırımlara yöneldiği, ancak bu yatırımlarla beraber nitelikli iş gücüne ihtiyacın arttığı vurgulanıyor.
“Deprem bölgesinde dijital altyapının kuvvetlendirilmesi ve beşerî sermayenin teknolojik gelişmelere uyumlandırılması, bölgenin inovasyon kabiliyetinin artırılmasını ve bölgede kurulacak yenilikçi firmaların yerel iş gücünden faydalanabilmesini sağlayabilir” görüşüne yer verilen raporda bölge illerinde savunma ve sivil havacılık gibi alanlarda yeni yatırımların hayata geçirildiğine dikkat çekiliyor.
Bölge, ihracatta deprem öncesi payına ulaşamadı
Depremden doğrudan etkilenen illerin ihracat performansı, istihdam cephesindeki toparlanma ile paralel bir görüntü sunmuyor. 2022 yılı sonunda 26 milyar dolar seviyesinde seyreden bölge ihracatı 2023 yılı sonunda 23 milyar dolara kadar gerilemişti. Bu düşüş elbette, afet sonrası kısıtlanan enerji ve ulaştırma altyapısının bir yansımasını taşıyordu. Ancak geride kalan son bir yıllık sürede de gerçekleşen ihracat tutarının yaklaşık 24 milyar dolar ile eski seviyelerinin uzağında olduğu izleniyor. Bölge sanayisinde önemli paya sahip tekstil ve hazır giyim sektöründe hâkim olan durgunluğun bu düşüşte payı olduğu belirtiliyor. Bu gelişmeler ışığında bölgenin Türkiye ihracatındaki payı Aralık 2022’deki %10,2 seviyesinden 1 puan daha gerileyerek ve %9,2’ye indi.
Ekonomiyi KOBİ’ler sırtlandı
Bölgede mikro, küçük ve orta ölçekli şirket sayısının 2024 yılında yeniden afet öncesi seviyelere ulaştığı, toplam şirket havuzunun %97’sinden fazlasını oluşturan bu şirketlerin, istihdamda izlenen toparlanmaya katkı sunduğu ifade ediliyor. Depremden doğrudan etkilenen illerden 5’i (Hatay, Osmaniye, Elâzığ, Kahramanmaraş ve Malatya) ücret seviyelerinde 81 il arasında sıra atladı. Örneğin Hatay’da ortalama kazançlar son iki yılda %260 artarken bu artış ile il en yüksek ücret sağlayan 25’inci (2022: 42’nci) il haline geldi. Bu dönemde 6 il ise sıralamada geriye gitti.
Liseye devamda çarpıcı düşüş!
Rapordaki en çarpıcı sonuçlardan biri eğitime ilişkin oldu. 2023/2024 eğitim yılına ilişkin öğrenci sayılarını afet öncesi ile karşılaştıran TSKB uzmanları ilkokulda %103, ortaokulda %97 olan afet öncesi ile farkın ortaöğretimde yüzde 90,4’e kadar gerilediğini belirlediler. Bu oran Hatay’da %18,5, Adıyaman’da %20,1 ve Malatya’da %24,1’e kadar ulaşıyor. TSKB uzmanları bölgede hanelerin geçim kaynaklarındaki kayıplar nedeniyle özellikle ileri yaştaki çocukların eğitim hayatından koparak çalışmaya başlamak zorunda kaldıklarını vurguluyor.
Kadın istihdamı geriliyor
Rapora göre, depremlerden etkilenen 11 ilde kadın istihdamının toplam içindeki payı 2024 sonunda %25’e gerileyerek deprem öncesine kıyasla 1,4 yüzde puan, Türkiye geneline göre ise 9,3 yüzde puan düşük kaldı. Raporda “11 ilde afet öncesinde de kadınların %52’sinin kayıt dışı olarak çalıştığına dair bulgularla birleştiğinde bölgede istihdam olanaklarını artıran ve aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate alan yatırımların hız kazanması ihtiyacı daha da belirgin hale geliyor” görüşü dile getiriliyor.
Raporda öne çıkan öneriler
- YAŞLI BAKIM HİZMETLERİ YAYGINLAŞMALI:
Ücretsiz ev ve bakım işleri nedeniyle kadınların iş gücüne katılımı sınırlanıyor, bu durum toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor. Okul öncesi eğitim ve yaşlı bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması, kültürel normların dönüşümü için kritik bir rol oynuyor.
- DİJİTAL ALTYAPI GÜÇLENDİRİLMELİ:
Değişen ihtiyaçları doğrultusunda, kadınlar, gençler ve engelli bireylere yönelik teknik ve dijital beceri programlarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Dijital altyapının güçlendirilmesi, deprem bölgesinin inovasyon kapasitesini artırarak yenilikçi yatırımları destekleyebilir.
- ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİ:
Üniversite ve özel sektör iş birlikleri, gençlerin bölgeye bağlılığını artırarak sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırabilir. Uluslararası kalkınma finansmanının kırılgan kesimlerin ekonomik hayata katılımını destekleyecek şekilde yönlendirilmesi büyük önem taşıyor.