HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) mayıs ayı meclis toplantısında konuşan Başkan Seyit Ardıç, küresel gelişmelerle korumacılık dalgasının üretimden lojistiğe, yatırımdan güvenlik stratejisine kadar tüm dengeleri sarstığını bildirdi.
“Değişime direnme yerine öncüsü olmalıyız”
Artık daha kırılgan ve öngörülemez bir düzende yaşandığını kaydeden Ardıç, bu dönemde Türkiye’nin değişime direnmek yerine değişimin öncüsü olması gerektiğini anlattı.
Yaşanan sorunların yarının güçlü ve dirençli şirketlerini inşa etmek için bir fırsat olduğunu söyleyen Ardıç, yurt içindeki makroekonomik verilere de değindi.
Sanayi üretiminin son 5 yılda sadece yüzde 8 arttığını dile getiren Ardıç, Mart’ta ise dikkat çekici daralma yaşadığını belirtti. PMI endeksinin faaliyet koşullarında kesintisiz yavaşlama eğiliminin 13 aya ulaştığını gösterdiğini vurgulayan Seyit Ardıç, reel kesim güven endeksinin de son 23 ayın en düşük seviyesinde seyrettiğin ifade etti.
“Sanayi ciddi güç kaybediyor”
Son yıllarda büyümeye tüketimin öncülük ettiğini, sanayinin de ciddi anlamda güç kaybettiğini bildiren Ardıç, “Bizim asıl sorunumuz, üretmeden tüketmemiz. Üretimi teşvik edecek yapısal dönüşümü mutlaka gerçekleştirmemiz gerekiyor.” dedi.
En büyük sıkıntının artan maliyetler olduğunu söyleyen Ardıç, ÜFE yüzde 22.5 iken kredi faizinin yüzde 60’ın üzerinde olduğunu, ihracatta rekabet gücünün her geçen gün azaldığını, mevcut pazarların da kaybedilme riski olduğunu anlattı.
“Giydirilmiş ücret maliyeti 2 bin dolara yaklaştı”
Gelinen noktada ücretlerin çalışanı tatmin etmediği gibi, işveren için de aşırı yüksek olduğunu dile getiren Seyit Ardıç, son 5 yılda işçilik ücretinin yüzde 400, enflasyonun ise yüzde 260 arttığını, sanayide giydirilmiş maliyetle çalışan işçinin aylık ücretinin 2 bin dolara yaklaştığını belirtti.
Ardıç, sistem kaynaklı çelişkinin çözülmesinin sürdürülebilir üretim ve toplumsal refah için büyük önem taşıdığını ifade etti.
Sanayicinin bir yandan pazar daralmasıyla mücadele ederken, üretimi devam ettirme konusunda da büyük çaba harcadığını söyleyen Ardıç, bu koşullarda OSB’lere vergi memuru gönderilmesinin, kayıt dışı ile mücadelede etkili çözüm olamayacağını belirtti.
Kayıt dışıyla mücadelenin tüm giriş çıkışları kayıt altında olan OSB’lerde olmaması gerektiğini bildiren Ardıç, fatura kesmeyen, IBAN üzerinden kayıt dışı tahsilat yapanlara odaklanılmasını istedi.
Ardıç, “Zor koşullarda üretim, istihdam ve ihracat için büyük emek harcayan sanayicilerimizin faaliyet gösterdiği OSB’lerde vergi denetimiyle baskı oluşturmak, üretim motivasyonuna zarar verebilir ve işleyişin yavaşlamasına yol açabilir” dedi.
“KOBİ tanımı değişmeli”
Türkiye’de KOBİ tanımının AB ile uyumlu yapıldığı bilgisini veren Ardıç, hâlen bilanço sınırının 500 milyon, çalışan sayısının ise 250’den az olması kriterinin olduğunu bildirdi. Örnek alınan AB’de ise cironun 50 milyon Euro, yani Türkiye’nin 4 katı olduğunu anlatan Seyit Ardıç, ciro sınırının da en az 1 milyar liraya çıkarılmasını önererek ve bu güncellemenin zorunluluk haline geldiğini ifade etti.
Ardıç, bankacılık sektörünün reel sektöre kredi akışını hızlandırması, Merkez Bankası’nın selektif kredi politikalarını daha etkin hale getirmesinin sanayinin sürdürülebilir büyümesine önemli katkı sağlayacağını vurguladı.
“Enflasyondaki düşüş yavaş ilerliyor”
Yüksek enflasyonun düşüş trendinin beklentilerin aksine oldukça yavaş ilerlediğini aktaran Seyit Ardıç, “Maliyetlerdeki artış ve fiyatlama zorlukları, üretimi her geçen gün daha zor hale getiriyor. Bu faktörlerin yılın ikinci yarısında da sanayi üretimini olumsuz yönde etkileyeceği görülüyor.” dedi.
Mart ayının ikinci yarısında finansal piyasalardaki dalgalanmanın, ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın zamanında ve kararlı adımları sayesinde yatıştığını ifade eden Ardıç, üretimin fiyat istikrarına oldukça duyarlı olduğunu belirtti.
"Enflasyonla mücadelede arz tarafına da önem verilmeli”
Enflasyonla mücadelede talep tarafına odaklanmanın yeterli olmayacağını dile getiren Ardıç, arzı güçlü tutmanın en az talep kadar önemli olduğunu vurguladı ve “Enflasyonla mücadelede sadece para politikası ve yüksek faiz uygulamaları ile başarılı olamayacağımızın farkına varmamız gerekiyor. Bu sürecin maliye politikalarıyla desteklenmesi, bütçe disiplini ve yapısal reformlara yönelik somut bir takvimle güçlendirilmesi, enflasyonla mücadelenin etkinliği açısından büyük önem taşımaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyon beklentilerindeki yükselişlere de değinen Ardıç, inandırıcılığı yüksek politika tasarımımın mücadelenin başarısını doğrudan etkileyeceğini söyledi.
Başkan Seyit Ardıç, ISO 500 listesinde Ankara’dan 50 firmanın yer aldığı bilgisini verdi.