Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) dün yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda küresel ekonomiye dair önemli uyarılarda bulundu. Yüksek enflasyon ve faiz oranlarının büyüme üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceğini belirten OECD, yüksek enflasyon nedeniyle merkez bankalarının faizleri daha da artırması halinde finansal piyasalarda önemli kayıpların yaşanabileceğine dikkat çekti. Raporda, “Küresel ekonomide iyileşmeye başladı, ancak toparlanmada kırılganlık sürüyor. Enflasyon beklenenden inatçı bir seyir izleyebilir. Enflasyonu düşürmek için ek sıkılaştırma gerekebilir. Bu da finansal piyasalarda varlık fiyatları ve risk algısında ani değişikliklere neden olabilir” denildi.
Küresel ekonomi için büyüme tahminini çok küçük bir revizyonla yüzde 2,6'dan yüzde 2,7'ye revize eden OECD, dünya ekonomisinin önemli bir dönemeçten geçtiğini ve sürdürülebilir büyümeye ulaşılmasının önünde uzun bir yol olduğunu vurguladı. Düşen enerji fiyatlarının, gerileyen enflasyon oranlarının, arz dar boğazlarının hafifletilmesinin, Çin ekonomisinin COVID-19 sonrası yeniden açılmasının ve güçlü istihdamın ekonomik toparlanmaya katkıda bulunduğuna yer verilen raporda, bunun yanında söz konusu toparlanmanın geçmiş yıllara göre zayıf olacağına işaret edildi. OECD raporunda, enerji ve gıda fiyatları hariç tutulan çekirdek enflasyonun beklenenden daha yüksek olduğu ve yüksek faiz oranlarının, özellikle emlak ve finans piyasalarında giderek hissedildiği belirtildi.
Hükümetlerin destekleyici mali politikalarının, COVID-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının şoklarına karşı küresel ekonomiyi desteklemede hayati rol oynadığı vurgulanan raporda, bugün çoğu ülkenin daha yüksek bütçe açıkları ve kamu borcu ile karşı karşıya kaldığı aktarıldı. Raporda, yatırımcıların riskleri yeniden değerlendirdikçe ve kredi alma koşulları sıkılaştıkça bazı finansal piyasalarda stres belirtilerinin görülmeye başlandığı kaydedildi.
Türkiye'nin büyüme tahminini yükseltti, ancak büyümenin sürdürülebilirliği konusunda uyardı
Martta bu yıl için yüzde 2,8 olarak açıklanan Türkiye ekonomisine yönelik büyüme tahmini, dün yayımlanan raporda yüzde 3,6'ya yükseltildi. İç talebin Türkiye'nin ekonomik büyümesinin ana itici gücü olmaya devam edeceği belirtildi. Türkiye ekonomisinin 2024'e ilişkin büyüme tahmini de yüzde 3,8'den yüzde 3,7'ye çekildi. Raporda, Türkiye'de enflasyonun bu yıl yüzde 44,8, gelecek yıl yüzde 40,8 olacağı, işsizlik oranının bu yıl yüzde 10 ve gelecek yıl yüzde 9,9 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsüne yer verildi. Büyümenin devam etmesine karşılık belirgin risklerin devam ettiğine işaret edilen raporda, "Büyük dış finansman ihtiyaçları ve hızla azalan rezerv tamponları, ekonomiyi türbülansa ve ters rüzgarlara karşı oldukça savunmasız bırakıyor" uyarısında bulunuldu. Raporda, "Zayıf ihracat nedeniyle ekonomik büyümenin 2023'te yüzde 3,6'ya gerileyeceği tahmin edilirken, iç talep büyümenin ana itici gücü olmaya devam edecek" ifadesi yer aldı. Depremin tetiklediği ekonomik kaybın yapım faaliyetleriyle aşılacağının tahmin edildiğini belirtilen OECD raporunda "İşsizlik oranının yüzde 10 civarında kalması bekleniyor. Finansal koşullar, 2023 ve 2024'te enflasyonun yüzde 40'ın üzerinde kalmasını destekleyecek ve nominal ücretler hızla artacak. Enflasyon beklentilerinde çıpa arayışı devam ediyor. Para politikası sıkılaştırılmalı, faiz artırımları dikkatli bir şekilde zamanlanmalı ve gelecekteki hamleler hakkında net bir iletişim kurulmalı" denildi. Örgütün yapısal reform önerileri arasında, merkez bankasının bağımsızlığına olan güvenin, Banka yönetim kurulundaki devir hızının düşürülmesi de dahil olmak üzere iyileştirilmesi de yer alıyor. OECD, "İzinler, lisanslar veya imtiyazlar almak için karmaşık ve külfetli idari prosedürlerle ilgili rekabet politikası ve iş yönetmeliğinden kaynaklanan yapısal zayıflıklar, resmi işlerin kurulmasını engellemektedir" ifadelerini kullanıyor.
OECD Başekonomisti Lombardelli: Mali destekleri kesme zamanı geldi
OECD Başekonomisti Clare Lombardelli pandemi ve enerji krizinin etkilerinin geride kalmasıyla birlikte, ülkelerin kamu maliyelerini daha iyi bir duruma getirmelerinin zamanının geldiğini söyledi. İngiltere Hazine Bakanlığı'ndaki görevinden ayrılarak kısa bir süre önce OECD'ye katılan Lombardelli, hükümetlerin sağladıkları mali destekleri kesme zamanının geldiğini belirterek, bu tedbirlerin artık sadece gerçekten ihtiyacı olanlar için uygulanmasında fayda olacağını belirtti. Kurumsal açgözlülük olarak da tanımlanan, şirketlerin ihtiyaç duymasalar bile enflasyondan yararlanmak ve kâr marjlarını artırmak için yaptıkları fi yat artışlarına da değinen Lombardelli, bu konuda tetikte olmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.