
Küresel enerji sistemleri, yeni yatırımların hızlanması ve dijitalleşmenin artan elektrik iştahı arasında yeniden şekilleniyor. Küresel elektrik üretim kapasitesi 1.450 gigawatt’lık yeni yatırımla neredeyse yüzde 20 genişlemeye hazırlanıyor. Ancak bu devasa artış bile dijitalleşmenin hızına yetişemiyor. Yapay zekâ, bulut bilişim ve veri merkezleri, enerji sistemlerini yeniden tanımlayan yeni “büyük tüketiciler” haline geldi. Dünya genelinde yaklaşık 1.450 gigavat (GW) yeni elektrik üretim kapasitesi inşa halinde. Bu projelerin tamamlanmasıyla birlikte küresel üretim kapasitesi 8.000 GW’dan 9.500 GW’a yükselecek. Yeni kapasitenin üçte ikisini yenilenebilir enerji kaynakları oluşturuyor; ancak kömür ve doğalgaz yatırımları hâlâ enerji dönüşümündeki zorlukları ortaya koyuyor.

Temiz enerjide artış fosilde yavaş gerileme
Enerji analisti Gavin Maguire tarafından Global Energy Monitor (GEM) verilerine göre hazırlanan rapor dünyada mevcut projelerin tamamlanmasıyla elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 20 artacağını ortaya koyuyor. Toplam 950 GW’lık temiz enerji yatırımlarının 345 GW’ı güneş, 267 GW’ı hidroelektrik ve 251 GW’ı rüzgâr projelerinden oluşuyor. Ayrıca 82 GW nükleer, 7,5 GW biyokütle ve 1,8 GW jeotermal kapasite de inşa aşamasında. Bu yatırımlar tamamlandığında, küresel enerji karışımında temiz kaynakların payı yüzde 46’dan yüzde 49’a yükselecek. Ancak fosil yakıt cephesi hâlâ güçlü. 275 GW kömür, 215 GW doğalgaz santrali yapımda. Tüm projeler tamamlandığında fosil kaynaklı kapasite 4.326 GW’tan 4.815 GW’a çıkacak; toplam içindeki payı ise yüzde 54’ten yüzde 51’e gerileyecek.
Asya yatırımlarda lider üretimde payını artırıyor
Asya yeni kapasitenin yüzde 84’üne ev sahipliği yapıyor. Bölge, hem temiz hem de fosil yatırımlarda başı çekiyor: tüm kömür yatırımlarının yüzde 99’u, yeni doğalgaz kapasitesinin yüzde 68’i Asya’da. Bu yatırımlar tamamlandığında Asya’nın küresel elektrik kapasitesindeki payı yüzde 53’ten yüzde 58’e yükselecek. Bölgenin üretim karışımı da yüzde 37 temiz – yüzde 63 fosil dengesinden yüzde 44 temiz – yüzde 56 fosil dengesine kayacak.
- Amerika kıtasında ise elektrik kapasitesi payı yüzde 23’ten yüzde 21’e gerileyecek. Bölgenin üretim dengesi, mevcut durumda neredeyse eşitken projelerin tamamlanmasıyla yüzde 51 temiz – yüzde 49 fosil seviyesine ulaşacak.
- Avrupa’da ise enerji dönüşümü daha durağan: kıtanın küresel kapasite payı yüzde 19’dan yüzde 17’ye gerilerken, temiz kaynak oranı yüzde 68 civarında sabit kalacak. Afrika ve Okyanusya birlikte küresel üretim kapasitesinin yalnızca yüzde 4’ünü oluşturmayı sürdürecek.
Dijitalleşme elektrik talebini şekillendiriyor
Enerji arzında bu büyük dönüşüm yaşanırken, dijitalleşme ve yapay zekâ temelli hizmetler küresel talebi yeni bir düzeye taşıyor. Özellikle veri merkezlerinin enerji tüketimi, elektrik sistemlerinin geleceğini şekillendiren en kritik değişkenlerden biri haline geldi. Enerji analisti Calvin Maguire’a göre, “önümüzdeki beş yıl içinde küresel enerji büyümesinin yönünü artık tüketim kalıpları belirleyecek. Üretim değil, tüketim eğrisi enerji dönüşümünü şekillendirecek.”
Veri merkezlerinin enerji iştahı artıyor
Küresel veri merkezi elektrik talebi 2030’a kadar iki katına çıkacak.
2025’te 860 teravat-saat (TWh) olan tüketimin, 2030’da 1.587 TWh’ye yükselmesi bekleniyor. S&P Global verilerine göre bölgelere göre dağılım şöyle olacak:
Kuzey Amerika: 2025’te 386 TWh -> 2030’da 755 TWh
Avrupa: 2025 sonunda 145 TWh ->2030’da 238 TWh
Asya-Pasifik: 2025’te 267 TWh -> 2030’da 493 TWh
Avrupa’da büyümenin önünde finansman ve şebeke erişimi engelleri bulunuyor. Elektrik şebekelerine bağlantı kuyruklarının uzaması, yeni veri merkezi yatırımlarını geciktiriyor. Bu nedenle uzmanlar, İngiltere’de uygulanmaya başlanan “ilk gelen değil, ilk hazır olan bağlansın” modelinin kıta genelinde benimsenmesi gerektiğini vurguluyor.
S&P Global’e göre, veri merkezleri 2030’a kadar Avrupa’daki toplam elektrik talep artışının dörtte birini oluşturacak. Bu artış, AI altyapısına yönelik büyük ölçekli yatırımların hızına da paralel.
ABD’de yürütülen Stargate Projesi kapsamında, OpenAI ve ortakları 500 milyar dolarlık AI altyapı yatırımı planlıyor. İlk 1 GW’lık kapasitenin 2026 ortasında devreye alınması hedefleniyor. Avrupa’da ise AB’nin 200 milyar euroluk AI yatırım fonu kapsamında 15’ten fazla “yapay zekâ fabrikası” faaliyete geçiyor.
Enerji devleri bu büyüyen talebe yenilenebilir kaynaklarla yanıt arıyor. Shell, İngiltere’de Google’ın yeni veri merkezini tamamen yenilenebilir enerjiyle besleyen bir portföy oluşturdu.