VEYSEL AĞDAR/BANDIRMA
Kadın çiftçilerin tarımsal üretimdeki gücünü görünür kılmak isteyen Cargill, 1000 Çiftçi 1000 Bereket programına zeytin üreticilerini de dahil etti. Program, teknoloji, eğitim ve sürdürülebilir üretim modelleriyle verimliliği artırmayı hedefliyor.
Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, 2019 yılında 6 ilde, 1.072 çiftçinin katılımıyla 264 bin 780 dekarlık mısır tarlasında başladıkları yolculukta 27 ilde 1 milyon dekardan fazla alana ve 7 binden fazla üreticiye ulaştıklarını söyledi. Bandırma Edincik'te gerçekleştirilen zeytin hasadı etkinliğinde bir grup gazeteci ile bir araya gelen Tarakçıoğlu, tarımsal üretimde kadınların rolünü görünür kılmak amacıyla 1000 Çiftçi 1000 Bereket programına geçen yıl "Kadın Çiftçi Modülü"nü eklediklerini kaydetti. Tarakçıoğlu, mısır, ayçiçeği ve kanola üreticilerini kapsayan Kadın Çiftçi Modülü’ne bu yıl ek olarak zeytin üreticilerinin de ilk kez dâhil edildiğini, önümüzdeki yıllarda ise farklı bitkisel üretim alanlarında faaliyet gösteren kadın çiftçiler de programa katılabileceklerini söyledi. Dünyada açlık sorununun hâlâ ciddi boyutta olduğunu çözümün ise sürdürülebilirlikte yattığını kaydeden Tarakçıoğlu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yaklaşık 670 milyon insanın yatağa aç girdiğini vurgulayarak, sürdürülebilirlik sadece tarlada değil, insan ve çevre boyutlarıyla birlikte ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk
Sürdürülebilirliğin Cargill’in 160 yıllık global deneyiminin DNA’sında yer aldığını vurgulayan Tarakçıoğlu, sürdürülebilirlik yaklaşımını üç ana başlıkta topladıklarını, bunları iklim, su ve toprak ile insan olarak sıraladı. Artık şirketlerin başarısı sadece finansal performansla değil, topluma ve çevreye kattığı değerle ölçüldüğünü belirten Tarakçıoğlu, Kadın Çiftçi Modülü programı kapsamında mısır, ayçiçeği, kanola ve son olarak zeytin üreticilerine teknoloji ve eğitim desteği verdiklerini, bunun yanı sıra finansal okuryazarlık, onarıcı tarım ve kadın çiftçilerin desteklenmesi gibi modüllerle programın kapsamını genişlettiklerini söyledi. Türkiye’de tarımda kadın istihdamının önemli bir paya sahip olduğunu hatırlatan Tarakçıoğlu, bu yıl kadın çiftçi sayısını 167’ye çıkardıklarını, hedeflerinin kadın çiftçilerin programdaki oranını en az %50’ye çıkarmak olduğunu ifade etti.
Hedef, 2030 yılına kadar %30 karbon azaltım
Şirketin Türkiye’deki büyüme stratejisinde değer yaratabilecek alanlara odaklandığını söyleyen Tarakçıoğlu, yağ ve nişasta ürünlerinde pazar paylarını artırdıklarını belirtti. Zeytin üretimine odaklanmalarının temel sebebinin ise kadın çiftçilerin yoğunlukta olduğu bu alanda daha fazla üreticiyi programa dahil etmek olduğunu belirten Tarakçıoğlu, "1.000 Çiftçi 1.000 Bereket programında özellikle kadın çiftçilerin daha fazla yer alması için zeytin üretimine destek veriyoruz. Bu potansiyeli değerlendirmek istiyoruz.” dedi. Türkiye ve bölge operasyonlarının toplam cirosunun yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirten Tarakçıoğlu, mısır ve ayçiçeği tedarikinde büyük oranda yerli üretim kullandıklarını söyledi. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik çalışmalarının devam ettiğini belirten Tarakçıoğlu, globalde 2030 yılına kadar %30 karbon azaltım hedefi olduğunu ifade etti.
Verimlilik artı
Programın Kadın Çiftçi Modülüne dâhil olan ve Bandırma Edincik’te zeytin üretimi yapan İpek Zivane de deneyimini ve başarı hikâyesini şu sözlerle paylaştı: “Bu programa katılmaktaki amacım sadece verimi artırmak değil, tarlamı daha bilinçli yönetmekti. Bu program sayesinde, tarımda teknolojiyle buluşmanın aslında hepimiz için mümkün olduğunu gördüm. Ailemizin 150 yıllık tarım geleneğini modern teknolojilerle buluşturmak hem geçmişimize saygı hem de geleceğimize yatırım anlamına geliyor. 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı sayesinde zeytin bahçelerimizde dijital tarım teknolojilerini kullanarak hem verimlilik artışı sağladık hem de sürdürülebilir üretim yöntemlerini hayata geçirdik. Kendi arazimde verimliliği artırırken çevreye daha duyarlı üretim yapabiliyorum. Artık hem toprak hem biz kazanıyoruz”.
Programa katılan kadın çiftçilerden Belma Dağara ise şunları söyledi: “Program sayesinde tarımda daha bilinçli ve sürdürülebilir yöntemler kullanmayı öğrendim. Dijital tarım araçları ve uzman desteğiyle artık toprağımı koruyarak daha verimli üretim yapabiliyorum.”