MERVE YİĞİTCAN
Dikiş makineleri sektöründe dünya pazar lideri Singer, bu yıl Türkiye’deki 121’inci yılını kutluyor. 1904 yılında İstiklal Caddesi’nde açılan ilk mağaza ile ülkede faaliyetlerine başlayan şirket, yılda 250 bin adet satış rakamına ulaşmış durumda.
Singer Türkiye Genel Müdürü Sinem Kınran Parlak ile şirketin faaliyetleri ve performansına ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik. Kriz dönemlerinin, dikiş makineleri için her zaman vazgeçilmez zamanlar olduğunu söyleyen Kınran Parlak, piyasa koşullarının zorlayıcı olduğu geçen yıl, dolar bazında yüzde 30 büyüme hedefi koyduklarını ve sene sonu itibarıyla bunun da üzerine çıktıklarını dile getirdi. Singer Türkiye olarak, hem ciro hem de kârlılık bazında 2024 yılında EMEA Bölgesi’nde birinci sıraya oturduklarına işaret eden Kınran Parlak, bu yıl da hedeflerinin dolar bazında yüzde 30 büyüme olduğuna dikkat çekti.
1 yılda 250 bin ürün sattı
Singer’in Türkiye’deki pazar payının yüzde 80’lerde seyrettiğine işaret eden Kınran Parlak, şöyle devam etti: “Dünyada da ayrıca pazar lideriyiz. Günün sonunda dikiş makinesi öyle bir ihtiyaç haline geldi ki dönüşüm pazarı gündeme gelmeye başladı. Yanı sıra sanayi tipi makineler üretmeye de devam ediyoruz. Ürünlerimiz daha çok küçük ve orta ölçekli atölye ile terzilere yönelik. Singer öyle jenerik bir marka ki dikiş sektöründe ‘Singerci aranıyor’ başlığıyla iş ilanları veriliyor hala. Bu da endüstriyel anlamda halen ne kadar tercih edilen bir marka olduğumuzu gösteriyor.” Geçen yıl Singer ve Pfaff markalarıyla toplam 250 bin ürün satışı gerçekleştirdiklerini aktaran Kınran Parlak, global bir şirket olarak her zaman gerçekleştirilebilir hedefler koymaya özen gösterdiklerini söyleyerek, “Hem siyaset hem de ekonomi gündemindeki ihtimallari göz önünde bulundurarak, dolar bazında agresif hedefler konulmaması gerektiğini, mümkünse geçen yılki hedefle eşdeğer bir hedef belirlenmesi gerektiğini savunduk. Global merkezimiz de bu yaklaşımı anlayışla karşıladı” diye konuştu.
Yatırımda Türkiye de alternatif
Geçmişte Singer’in Türkiye’de üretimi olduğunu, ancak 2004 yılında sonlandırıldığını hatırlatan Kınran Parlak, “Global merkezimize Türkiye’de tekrar üretim yapılmasıyla ilgili bir öneride bulundum. Çünkü işçilik maliyetleri, birçok ülkeye kıyasla hâlâ rekabetçi seviyede. Özellikle doğu bölgelerine yapılacak yatırımlarda devlet teşvikleri de devreye giriyor. Elbette bu konu değerlendirme aşamasında. Şu an itibarıyla üretim faaliyetlerimiz Vietnam, Çin ve Brezilya’daki fabrikalarımızda yürütülüyor. Türkiye’yi de yatırım planlarımızda güçlü bir alternatif olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.