EKONOMİ/İZMİR
Kocaer Çelik, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) standartlarına uyumlu şekilde hazırladığı 2024 yılına ait sürdürülebilirlik raporunu kamuoyunun bilgisine sundu.Raporda; iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılan adımlar, yenilenebilir enerji yatırımlarındaki ilerlemeler, sorumlu tedarik zinciri uygulamaları, çalışan memnuniyetine yönelik çalışmalar ve toplumsal katkılar öne çıkarıldı.
2021 yılından bu yana düzenli olarak yayımlanan sürdürülebilirlik raporlarına ek olarak, bu yıl ilk kez Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS 2) doğrultusunda hazırlanan rapor da yayımlandı. Bu rapor ile sürdürülebilirlik ve iklim kaynaklı risklerin finansal etkilerine dikkat çekilirken, söz konusu risklerin nasıl fırsata dönüştürülebileceği de ortaya kondu. Ayrıca TCFD ve TNFD çerçevesinde gerçekleştirilen senaryo bazlı iklim riskleri analizleriyle, iş yapış süreçlerini etkileyebilecek olası risklere karşı hazırlıklı olunduğu beyan edildi.
2024’ün küresel ölçekte yaşanan siyasi ve ekonomik belirsizliklere rağmen sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda kararlı adımlar attıkları bir dönem olduğunu dile getiren Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, “2024 yılı, Sera gazı emisyonlarımızı azaltırken karbon yoğunluğumuzu da anlamlı ölçüde düşürdük. Bilim Temelli Hedefler çerçevesinde oluşturduğumuz yol haritasıyla düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecimizi hızlandırdık.” dedi.
Karbonsuzlaşma yolunda; 2030’da Kapsam 2, 2050’de ise Kapsam 1 ve 3 emisyonlarını sıfırlama taahhütlerini sürdürdüklerini hatırlatan Kocaer, “Bu kapsamda iştirakimiz Kocaer Enerji aracılığıyla yürüttüğümüz yenilenebilir enerji projeleri, özellikle de jeotermal yatırımlarımız, üretim süreçlerimizi tamamen temiz ve sürdürülebilir kaynaklara dayalı hale getirme hedefimizin temelini oluşturuyor. Enerjide kendi kaynaklarımızla bağımsızlığımızı güçlendirirken, ürün bazlı Çevresel Ürün Beyanı (EPD) çalışmalarımızla şeffaflığımızı artırıyoruz. Çevreyi, insanı ve inovasyonu merkeze alan sürdürülebilirlik yaklaşımımızla, yeşil bir geleceğe olan taahhüdümüzü güçlendiriyor ve gelecek nesillere daha temiz, bağımsız bir enerji altyapısı bırakmanın gururunu yaşıyoruz.” diye konuştu.
Kocaer, geleceğe yönelik taahhütlerini güçlendirdi
Raporda çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında kaydedilen ilerlemelerin yanı sıra su verimliliği ve atık su yönetimi de stratejik öncelikler arasında yer aldı. Bu doğrultuda doğal kaynakların korunmasına yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdürüldüğünün belirtildiği rapora göre yer altı suyu kullanımı yasal sınırlar içinde tutulurken, alternatif kaynaklar ve geri kazanım sistemleri süreçlere entegre edildi. 2025 sonunda devreye alınacak ileri atık su arıtma tesisi ile 2023 yılı değerleri baz alınarak günlük 250 m³ su ayak izi azaltılması hedefleniyor. Ayrıca, 2030 yılına kadar tüm fabrikalarda yağmur suyu toplama sistemlerinin kurulması ve proseslerde geri dönüştürülen su oranının artırılması planlanıyor.
Rapora göre 2024 yılında, bir önceki yıla kıyasla birim üretim başına karbon yoğunluğu yaklaşık %6 oranında azaltıldı, konsolide sera gazı emisyonlarında anlamlı düşüş sağlandı. Aliağa’daki tesislerde 9,2 MW kurulu güce sahip çatı üzeri güneş enerjisi santralleri sayesinde 3.492 ton CO₂ emisyonu önlendi. Yatırım süreci devam eden jeotermal enerji santralinin devreye alınmasıyla birlikte üretimde kullanılan elektriğin tamamının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hedefleniyor.
Kocaer Çelik ayrıca Avrupa’nın ilk ve tek LEED GOLD sertifikalı çelik kapsam profil sıcak daldırma galvaniz tesisi ile yeşil üretim vizyonunu güçlendiriyor. Üretim süreçlerinde %95,7 oranında geri dönüştürülmüş kütük kullanılarak çelik profiller üretiliyor, atıkların değerlendirilmesi yoluyla döngüsel ekonomiye katkı sağlanıyor.
Toplumsal sorumluluk projeleri devam ediyor
Raporda toplumsal sorumluluk anlayışı çerçevesinde de önemli projelerin hayata geçirildiğine de değinildi. Buna göre elektronik atıkların geri dönüştürülmesiyle çocukların eğitimine katkı sağlandı, çalışanlar ve ailelerine yönelik sosyal etkinlikler düzenlendi, gençlerin mesleki gelişimini destekleyen projeler uygulandı. Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla yemek atıklarından kompost üretildi, ‘Topraktan Sofraya, Sofradan Mamaya’ projesi kapsamında bu kompost pelet mama haline getirilerek sokak hayvanlarına ulaştırıldı. Böylece hem israfın önüne geçildi hem de toplumsal fayda sağlandı. Manisa Demirci’de hayata geçirilen biyoçeşitlilik projesiyle yerel bitki türlerinin toprakla buluşturulması, lavanta koridorlarıyla biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi ve bölge halkına yönelik eğitimlerle sürdürülebilir tarım ve ekosistem odaklı bir model geliştirildi. Ayrıca kadın yönetici oranının artırılması, çalışan memnuniyetinin güçlendirilmesi ve “önce insan” anlayışıyla iş sağlığı ve güvenliği alanında uluslararası standartların uygulanması şirketin öncelikleri arasında yer aldı.