ESRA ÖZARFAT/BURSA
Raf ve depo sistemleri üretiminde Türkiye’nin önde gelen markalarından biri haline gelen Gökçelik A.Ş., bugün Nilüfer OSB’de dört fabrikasıyla üretim yapıyor. İstanbul ve Ankara ofislerinin yanı sıra ABD ve Dubai’deki satış ofisleri ile 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Şirket, üretimin yüzde 35’ini ihraç ederken, dijitalleşme ve Ar-Ge yatırımlarıyla küresel pazardaki rekabet gücünü koruyor.
Küresel rekabette Çin etkisine işaret eden Gökçelik Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras, gelecek vizyonlarını Ekonomi Gazetesi Bölgeler Koordinatörü Ömer Faruk Çiftçi ile paylaştı. Aras, “Bizim korkumuz Çin değil. Rekabetten korkmuyoruz, tam tersine bizi diri tutan şey rekabetin kendisi. Ancak iç ekonomik politikalar, düşük döviz kuru ve yüksek maliyet artışı üreticinin kâr etmesini engelliyor” dedi. Aras, Türkiye’deki mevcut ekonomik koşulların reel sektörde sürdürülebilirliği tehdit ettiğine dikkat çekerek, “Son iki yıldır cirolarımızda artış göremiyoruz. 2024’ü 2025’le kıyasladığımızda yaklaşık yüzde 33 düşüş var. İhracat yerinde saydı, iç piyasa daraldı. Düşük kur ve yüksek faiz ortamında artık zarar etmemek bile bir başarı sayılıyor” diye konuştu. Çin’in artık sadece ürün değil, proje bazlı işlerle de pazarlara girdiğini belirten Aras, rekabetin niteliğinin değiştiğini belirterek, “Çin bugün hem fiyat hem hammadde temini açısından avantajlı. Ancak bizim asıl endişemiz bu değil; iç ekonomik dengesizlikler üreticiyi zorluyor. Kur baskısı altında giderler yüzde 30 arttı. Bu tablo, yatırım kararlarını geciktiriyor ama durdurmuyor.” açıklamasını yaptı.
“Yüksek katma değer bir günde oluşmuyor”
Gökçelik, Endüstri 4.0 uyumlu üretim altyapısı, GDS markalı depo çözümleri ve kasiyersiz ödeme sistemleri gibi yeniliklerle sektördeki dönüşüme öncülük ediyor. E-ticaret platformu rafiste.com üzerinden de ev, ofis ve mağaza ekipmanlarını doğrudan tüketiciye ulaştırdıklarını anlatan Aras, Türkiye sanayisinin yüksek teknoloji üretiminde zaman ve sabır gerektiren bir süreçten geçtiğini vurguladı. Yalçın Aras, “Biz 50 yıldır üretim yapıyoruz. Makinelerimizin büyük bölümü yurt dışından geliyor. Ancak hedefimiz satın aldığımız teknolojiyi içselleştirip daha verimli hale getirmek. Enerjiyi, hammaddeleri ve zamanı doğru kullanarak rekabet gücümüzü artırıyoruz. Otomasyon ve dijital dönüşüm artık kaçınılmaz” değerlendirmesini yaptı. Dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir adım atarak Türkiye’nin ilk Yapay Zekâ (AI) destekli SAP Sales Cloud V2 projesini başarıyla devreye aldıklarını da hatırlatan Yalçın Aras, NTT DATA iş birliğiyle gerçekleştirilen proje ile satış ve müşteri ilişkileri yönetiminde yapay zekâ gücünü merkeze alarak sektörde bir ilke imza attıklarını söyledi. Yalçın Aras, yeni sistemle birlikte müşteri ilişkilerini daha etkin yöneten, satış ve hizmet süreçlerini uçtan uca dijitalleştiren bütünleşik bir yapıya kavuştuklarına işaret etti.

Üretici açısından adil bir denge için kurun gerçekçi seviyeye çıkması gerektiğini savunan Yalçın Aras, “Asgari ücretin de buna paralel düzenlenmesi lazım; aksi halde hem çalışan hem işveren zorlanır” dedi. Geçmişteki krizlerin çoğunun kısa sürede fırsata dönüştüğünü ancak bu dönemin daha uzun ve yıpratıcı geçtiğini ifade eden Aras, “Bu süreçte fuarları, siparişleri ve yatırımları takip ediyoruz. Ana sermaye erimediği sürece üretime, teknolojiye ve insana yatırım yapmaya devam edeceğiz. Çünkü biz rekabetten değil, durağanlıktan korkarız.” değerlendirmesini yaptı.