Mehmet Hanifi GÜLEL
Hızla artan nüfus ile birlikte tüketimde büyük bir ivmeye sebep olurken ihtiyaçların karşılanması için üretimde yeni teknolojinin gelişmesine yol açıyor. Makine ile üretimin zaman içinde gelişerek robotların da dahil olduğu ve karanlık fabrikaya dek gelişen bir sisteme evrilmesi, yeni teknolojileri beraberinde getirdiğini ifade eden FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Günümüzde her sektöre uygun geliştirilen ve verimliliği doğrudan etkileyen robotlarımız, üretimdeki hataları en aza indirmenin yanı sıra zamandan da tasarruf sağlıyor. Sektör ayırt etmeksizin bugünün ve geleceğin robot teknolojilerini geliştiriyoruz. M-20iD/35 robotu ve DCS (Dual Check Safety) yazılımının yanı sıra iş birlikçi robotu CRX-10iA/L sayesinde tarım ve gıda sektörlerinin her adımında ihtiyaçlara cevap veriyoruz” dedi.
Paletleme robotu zamandan % 45 tasarruf sağlıyor
Tarımda hasat edilen çim rulolarının paletlenmesiyle ilgili fiziksel olarak zorlayıcı manuel işleri hafifletmek için geliştirdikleri M-20iD/35, güvenli ve üretken bir performans sağladığını aktaran Yiğit, “DCS yazılımını içeren entegre güvenlik seçeneğiyle desteklenen robot, ağır kaldırma ve fiziksel zorlanmanın önüne geçiyor. Paletleme kapasitesini saatte yaklaşık 500 ruloya çıkaran robot, çalışma süresinde yaklaşık yüzde 45›lik bir azalma ile daha fazla üretim esnekliği sağlıyor. Ayrıca Robotun 35 kilogram taşıma yükü ve 1831 milimetre erişim sunan kabiliyeti, biçerdöver motorundan kaynaklanan titreşimlerin paletleme üzerindeki olumsuz etkileri en aza indiriyor” diye konuştu. FANUC’un bağımsız kavrayıcı teknolojisine sahip iş birlikçi robotu olan CRX-10iA/ L’nin de fırınlarda ekmeklerin pişirilmesine yardımcı olduğunu söyleyen Yiğit şu bilgileri verdi,”3D kamera teknolojisi ile donatılan robot, üretim sürecinde insan müdahalesini en aza indiriyor.”
Otomasyon ve dijitalleşme Türkiye’yi öne çıkaracak
Türkiye’nin otomasyon ve dijitalleşme noktasında halen daha bakir ve gelişen bir pazar olduğuna dikkat çeken Yiğit şunları söyledi, “Eğer zamanında ve doğru aksiyonları alabilirsek bu durum global rekabette Türkiye’yi öne taşıyacak önemli bir fırsat olacak. Bu noktada karanlık fabrika konseptini yaygınlaştırmak için şirketler bu yöndeki ihtiyaçları doğru belirlemeli, ihtiyaca uygun stratejiler oluşturmalı ve belki de ön önemlisi bu stratejiyi planlayacak ve uygulayacak vizyoner iş gücünü konumlandırmalı. Burada atlamamamız gereken en önemli nokta, teknoloji ne hızla ilerlerse ilerlesin, bu sistemleri kuran, kurgulayan ve yeri geldiğinde değiştiren bizler halen daha sistemin en önemli parçasını oluşturuyoruz.”