L ise eğitimimi TED Ankara Koleji Vakfı Okulları’nda tamamladım. Ardından Başkent Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. 4 sene boyunca Kuzu Grup’ta görev aldım. Bu süreçte; 2 yıl sahada çeşitli pozisyonlarda görev alırken 2 yıl da grubun yurt dışı operasyonlarında iş geliştirme biriminde faaliyetlerimi sürdürdüm.

Belirttiğim gibi çalışma hayatıma öğrenciyken Kuzu Grup’ta başladım. Önce şantiyelerde stajyer olarak başladığım bu yolda daha sonra finans, ardından iş geliştirme birimlerinde görev aldım. Özellikle yurt dışı iş geliştirme biriminin başında çok değerli işler çıkarttığımı düşünüyorum, bu pozisyon ikili ilişkilere olan yatkınlığımın en çok ortaya çıktığı bir dönem oldu benim için. Yaklaşık, 19 yaşımdan 23 yaşıma kadar Kuzu Grup’ta çeşitli pozisyonlarda görev aldım diyebilirim.
Babam, yeni sektörlere hem çok kapalı hem de çok açık bir insan. Çok yeni şeyler denemeyi seven, iddialı işlere imza atan bir kişiliği var ama tabi ki tecrübesinden olsa gerek çok daha temkinli, bazen benim çok sonra fark edeceğim şeyleri o baştan değerlendirip yorumlayabiliyor. Tecrübesini, girişimciliğiyle birleştirdiği zaman şu an olduğu gibi; perakendeden hizmet sektörüne, tekstilden inşaata, atık su arıtmadan sağlık sektörüne dek birçok sektörde başarılı işler yapmasının çok doğal olduğunu düşünüyorum.
Başarılarımda babamın yeri
Bizde evdeki baba ve işteki baba aynı olduğu için çocukken bunu pek anlamadığımız olurdu. Evde de her zaman kontrol, hesap, istişare, dürüstlük gibi ilkeleri çok uygulayan, uygulamaya çalışan, bize de öğreten bir babaya sahibim. Ben biraz daha sessiz kalıp biraz daha sabırlı olabiliyorum. 40 yıllık bir tecrübem olmamasından dolayı bazı şeylere yanlış karar vermemek adına sakin kalmaya dikkat ederim her zaman, ancak babam genelde bir kararı 2 dakikada verir ve her zaman aldığı kararların arkasında durur. Bu davranışının büyük yaşanmışlıklarının ona getirdiği en büyük avantaj olduğunu düşünüyorum.

Kariyerimde, bir kere hiç küçük bir şekilde başlama niyetim olmadığı için ve daha önce hiç yalnız bir iş yapmadığım için babamın yerinde olsam ben çok temkinli yaklaşırdım. Bu onu hiç germedi, sadece savunma sanayisine girdiğim ürünün zaten dünyada 3-4 firma tarafından yapılması bu işin ne kadar zor olduğunun göstergesiydi. Ama o hiç inancını kaybetmedi, hiçbir zaman da bir ihtiyacım olduğunda beni ortada bırakmadı. Ben, 24 yaşındaki oğluma bu kadar imtiyaz verir miydim bilemiyorum, ama o benim arkamda dağ gibi durarak bana güvendiği için, ben de onun kuralları, disiplini ve hayat mantalitesiyle büyümüş olarak devam ettiğim için, bu genç yaşımdaki başarılarımda babamın yeri yadsınamaz seviyelerde.
GİRİŞİMİMİN HAZIRLIK SÜREÇLERİNDE YANIMDA OLDU, MOTİVE ETTİ
Savunma ve havacılık sektörlerinde uzmanlaşmış, yüksek kaliteli konektör üretimi konusundaki öncü yapısıyla dikkat çeken ARMSTO’nun kurucusu Vefa Kuzu, küresel savunma şirketi olmayı hedefliyor. Vefa Kuzu, "Babam her sıkıştığımda istişare yaparak 2-3 sene süren geliştirme süreçlerimde, deneme, kendimi kanıtlama aşamalarımda bana inanmayı hiç kesmemesi, beni her zaman daha ayakta, diri tuttu ve motive etti" dedi.
Babamdan ilk öğrendiğim…
Babamdan hayatımda ilk öğrendiğim şey askeri nizamdı. Her sabah aynı saatte işte olmak, her akşam aynı saatte işten çıkmak... İşlerinin başında olmak ile takip ve denetim mekanizmalarını bize genç yaşımızda işten bağımsız olarak empoze etmişti. Sosyal hayatta bu kuralların yorucu olduğunu düşünmüş olsam da iş hayatına girdiğimden beri yaptığım ana kurallar setim bu düzen üzerine kurulu diyebilirim. Güven üzerine dayalı ilişkiler, en ufak şeyler dahil her şeyin yazılı olması gerekmesi, özellikle de babamın istişare etme özelliğinden çok yararlanıyorum ve bu yaklaşımı çok da mantıklı buluyorum. Babamın işe başlamadan önce bana verdiği en büyük nasihat ise, “dürüst olmayan büyük iş adamı olmaz, herkesle ters olsan dahi dürüst ol” düsturunun bugün hayatımda çok büyük yeri olduğunu, olduğum kişi olmamda da çok etkisi olduğunu söyleyebilirim.
Girişimimde hep yanımda oldu, güven duygusunu eksik etmedi
Savunma sanayisine girdiğim ürünün zaten dünyada 3-4 firma tarafından yapılması bu işin ne kadar zor olduğunun göstergesiydi. Ama o hiç inancını kaybetmedi, hiçbir zaman da bir ihtiyacım olduğunda beni ortada bırakmadı. Her sıkıştığımda istişare yaparak hem maddi hem manevi her konuda sorgusuz sualsiz güvenini eksik etmemesi, 2-3 sene süren geliştirme süreçlerimde, deneme, kendimi kanıtlama aşamalarımda bana inanmayı hiç kesmemesi, beni her zaman daha ayakta, diri tuttu ve motive etti.