Yener KARADENİZ
Türkiye’de 2001 yılından bu yana faaliyet gösteren ve üye sayısı 140’a ulaşan Tescilli Markalar Derneği (TMd), bünyesine Türk markaları da dahil etmek için çalışma başlattı. Derneğin yeni dönem Başkanı Selçuk Güzenge, etik kurallar gereği daha önce çok fazla büyüyemediklerine dikkat çekerek bundan sonraki dönemde hazır giyimin yanı sıra sağlıktan kozmetiğe kadar farklı sektörlerden Türk oyuncuları da bünyelerine dahil edeceklerini ve en öncelikli gündem maddelerinden birinin de taklit ile mücadele olmaya devam edeceğini açıkladı. TMd Yedek Üyesi ve ünlü markaların hukuki temsilcisi Vehbi Kahveci de Türkiye’de deri, aksesuar ve konfeksiyonda 3 milyar dolarlık bir taklit pazarı bulunduğunu belirterek bunun 100 ailenin kontrolünde olduğunu, o ailelerin bunları toptan olarak üretip dağıttığını açıkladı. Türkiye’den Afrika ülkeleri gibi birçok bölgeye taklit ürün sevkiyatı yapıldığını açıklayan Kahveci, “Bunun ekonomiye hiçbir faydası yok. Buradaki tüm mesele kanuni düzenlemeden çok insan ve eğitimden geçiyor. Bizim de üzerinde çalışmamız gereken konulardan biri bu” dedi.
BAE’den dünyaya taklit ürün dağıtılıyor
Yeni dönemde de taklit ile mücadelenin en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam edeceğini belirten TMd Başkanı Selçuk Güzenge, bu kapsamda kamudan iki talepleri olduğunu belirterek, markalar yasası ile bir takım kurallar getirildiğini ancak uygulamada sıkıntı yaşadıklarını anlattı. Taklitle mücadelenin şikayete bağlı olmaktan çıkarılmasını ve kolluk güçlerinin de gerektiğinde kendiliğinden hareket etme kabiliyetinin olması gerektiğini vurgulayan Güzenge, “Siz gidip savcılıktan izin alana kadar işin içine siyaset, politika girebiliyor ve hâkim arama izni vermiyor ve maalesef o mal yerinden kaçıyor. Çok hâkimin işine son verildi arama izni vermediği için. Birleşik Arap Emirlikleri’ne 2-3 milyar dolarlık taklit ürün sevkiyatı yapıldığı ve oradan dünyaya dağıtıldığı söyleniyor. Bu yeni bir gelişme. Bunla başa çıkmak çok da kolay değil. Biz önlemlerimizi alıp ve var olan kanunlarımızı uygulayabilirsek bayağıbir yol alacağız ” ifadelerini kullandı.
Yerli markalar da taklitle mücadelede
TMd Yedek Üyesi ve ünlü markaların hukuki temsilcisi Vehbi Kahveci de, 2001 yılında ekonomik krizi sırasında perakendeciler arasında bir dayanışma oluşturmak amacı ile kurulduklarını hatırlattı. Bugün gelinen noktada Türkiye’nin bir Sına-i Mülkiyet Hakları Kanunu olduğunu dile getiren Kahveci, “Tüm dünyada ekonomik hakların korunmasının en büyük yolu patent ve marka haklarının korunmasından geçiyor. Tüm markalar için öncelik taklidin önlenmesi. Bu nedenle TMd, gerek perakendecilerin problemlerinin dile getirilmesi gerekse AVM’ler konusundaki çalışmalardan çok taklit ile ilgili çalışmalar yapmak üzere planlanıyor. Biz yeniden bu adımları aktif hale getirmek istiyoruz ama bunu yaparken kazandığımız hakları bir tarafa koyup yeni haklar elde etmemiz gerekiyor. Yeni dönemde özellikle yerli markaların taklitle savaşı konusunda da çalışma yapacağız” ifadelerini kullandı.
Türk markalarına ağırlık verilecek
Yönetim Kurulu Muhasip Simge Telman, TMd olarak Türk markalarına da ağırlık vermek istediklerini söyledi. Türk markalarının gerek yurt içi gerekse yurtdışında büyümesi gerektiğini dile getiren Telman, “Bu markaların neler yaptıklarını tek çatı altında bir birleri ile konuşması gerekiyor. Markalaşmanın bir yönü tek başınıza tabii ki bir yerlere gelebiliyorsunuz ama birlikten de güç doğar. Biz Türk markalarının da büyümesine yardımcı olmak misyonunu yeni yönetim ile birlikte almak istiyoruz. Sadece tekstil ve hazır giyim değil kozmetikte, sağlık alanında markaları büyütmemiz, yurtdışına tanıtmamız gerekiyor. Türk markalarını çatımız altında toplayıp hem tecrübelerimiz hem bilgimiz hem de ulaşılabilirliğimiz ile destek olmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. TMd Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Füsun Kuran ise, “Bir sürü yeni oluşum var bunların hepsine kucak açmak içimizde barındırarak daha büyük topluluk ile ilerlemek istiyoruz. Tescili olan bir markayız perakendenin içinde olmak istiyoruz diyen küçük büyük tüm markaları bekliyoruz. Onları yurtdışına yaşıma şansımız da var” diye konuştu.
Taklitle mücadelede yaşanan sıkıntılar
● İzin alıp arama yapana kadar taklit ürünler yerinden kaçırılmış oluyor. Araya siyasi, politik ilişkiler giriyor.
● Mahkeme izin için 50 bin TL teminat istiyor. Yakalanacak sahte ürünün değeri o kadar değil. Bu uygulamayı imkânsız hale getiriyor.
● Kanunda değil, uygulamada sorun yaşanıyor.
● Mahmutpaşa, Kapalıçarşı, Merter, Gedikpaşa taklit ürün ile doldu.
● Ünlü markaların sitesi de taklit edilerek taklit ürün orijinal fi yatı ile satılıyor.
● Dünya ticaretinin yüzde 17’si sahte ürünlerden oluşuyor.
● Silahta da sahtecilik çıktı.
● Parfümde sahtecilik çok yüksek ancak yüzde 5’i yakalanabiliyor.
● Deterjanın içine mermer tozu konuluyor. Yakalanan ürünler marka bilgileri silinerek yeniden pazara sürülmesine müsaade ediliyor.