MEHMET DOĞAN ERDOĞAN/İNGİLTERE
Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki iş birliği, geleneksel ikili ilişkilerin ötesine geçerek üçüncü ülkelerde stratejik ortaklıklara dönüşüyor.
İki ülke birlikte Balkanlar, Orta Asya ve Afrika’da “yeni nesil altyapıyı” birlikte şekillendirmek istiyor.
Türkiye-Birleşik Krallık Altyapı ve Bölgesel İş birliği Forumu’nda dile getirilen mesajlar, iki ülkenin yalnızca kendi sınırlarında değil, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada ortak projeler üstlenmeye hazırlandığını gösterdi.
İki ülke firmalarını Birleşik Krallık İhracat Kredi Ajansının (UKEF) katılımıyla bir araya getiren forumda Kazakistan, Özbekistan ve Sırbistan'da iş birliği fırsatları masaya yatırıldı.
Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo’nun ifadesiyle, “Finansman, mühendislik ve proje hazırlama alanlarında dünya standartlarındaki güçlü yönler, Türkiye’nin müteahhitlik uzmanlığıyla birleştiğinde, gerçek etkiye sahip bir ortaklık” ortaya çıkıyor.
Üçüncü ülkelerde ortaklık devri başladı
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Tarık Sönmez de bu ortaklığın yalnızca Türkiye veya İngiltere’deki projelerle sınırlı kalmayacağını vurguluyor.
Ocak 2024’te imzalanan Mutabakat Zaptı’nın ardından, “üçüncü ülkelerde iş birliği” resmen gündeme alındı. Kazakistan, Özbekistan ve Sırbistan gibi pazarlar masada; yakında Uganda, Kenya, Tanzanya ve Nijerya’nın da bu çerçeveye dahil edilmesi tartışılıyor.
Bu yaklaşım, yalnızca ticari bir hamle değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmaya da katkı sunabilecek bir model. Hem Türk hem de İngiliz firmaları için yeni fırsatlar yaratırken, ev sahibi ülkeler için bilgi transferi ve sürdürülebilir kalkınma anlamına geliyor.
Balkanlar ve Orta Asya’da müteahhitlik talebi artıyor
Birleşik Krallık Hükümeti Ticaret Altyapısı İhracatı Kuruluşu’nun (IE:UK) Eş Başkanı Stuart Senior, İngiltere ve Türkiye arasındaki iş birliğinin “proje yapmaktan fazlası” olduğunu hatırlatıyor. Senior’ın altını çizdiği nokta önemli: “Balkanlar ve Orta Asya’da dönüşüm süreci hızla ilerliyor ve dayanıklı altyapıya olan ihtiyaç artıyor. İşte bu noktada Türk müteahhitlerin sahadaki esnekliği ile İngiliz mühendisliğinin birikimi birleştiğinde, bölgede yeni bir kalkınma hikayesi yazılabilir.”
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkan Vekili Başar Arıoğlu’na göre Uganda, Ruanda ve Kenya gibi ülkeler, genç nüfusları ve hızla artan altyapı ihtiyaçlarıyla iş birliği için doğal birer aday. Suriye’nin yeniden imarında da Türk ve İngiliz şirketler öncü bir rol üstlenebilir.
Şurası bir gerçek ki önümüzdeki yıllarda bu vizyon hayata geçirilirse, Türk ve İngiliz şirketleri yalnızca bina inşa eden, beton döken değil bölgelerin geleceğini şekillendiren aktörler olarak anılacak.