YENER KARADENİZ/İSTANBUL
Konfeksiyon sektöründe ihracat kaybı gündemdeki yerini korurken, ithalattaki sert yükseliş dengeleri daha da zorluyor. Türkiye’nin hazır giyim ithalatı, baskılanan döviz kuru ve yurt dışına kayan üretimin etkisiyle son yıllarda hızlı bir artış trendine girdi. 2024’ü 3 milyar 957 milyon dolar ile kapatan ithalatın, 2025 yılı sonunda 5 milyar dolar bandına ulaşarak tarihi bir rekora imza atması öngörülüyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin TÜİK ve TİM verilerinden derlediği bilgilere göre Türkiye’nin hazır giyim ithalatı son 15 yılda dalgalı ancak yukarı yönlü bir seyir izledi. 2010 yılında yaklaşık 2,8 milyar dolar seviyesinde bulunan ithalat, 2011’de 3,27 milyar dolara yükseldi. 2014 yılında 3,23 milyar dolar ile zirveye yaklaşan ithalat, 2018–2020 döneminde gerileyerek 2020’de 1,47 milyar dolara kadar düştü. Ancak 2021 sonrası tablo tersine döndü. 2021’de 2 milyar dolar seviyesine çıkan ithalat, 2022’de 2,76 milyar dolar, 2023’te 3,27 milyar dolar ve 2024’te 3 milyar 957 milyon dolar ile son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye istatistik Kurumu verilerine göre 2025 yılının 10 aylık döneminde ise hazır giyim ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 3 milyar 228 milyon dolardan 4 milyar 160 milyon dolar seviyesine yükseldi. Mevcut eğilim korunması ve yıl sonunda 5 milyar dolarlık bir ithalat hacmi öngörülüyor.
Mısır’dan ithalat yüzde 71 arttı
İthalattaki bu hızlı artışta, üretimin Mısır başta olmak üzere yurt dışına taşınmasının belirleyici olduğu görülüyor. Ocak–ekim döneminde Mısır’ın Türkiye’ye hazır giyim ihracatı yüzde 71 artarak 321 milyon dolara yükseldi. Bu rakamla Mısır, ABD’nin ardından Türkiye’nin en büyük hazır giyim tedarikçilerinden biri konumuna geldi. Öte yandan yine Türkiye ile arasında Serbest Ticaret Anlaşması olan Mısır’ın yıl sonunda Türkiye’nin en fazla hazır giyim ithalatı yaptığı ülkeler sıralamasında İtalya’yı geride bırakarak Bangladeş ve Çin’in ardından üçüncü sıraya yükselmesi bekleniyor. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin verilerine göre bu yılın ilk yarısında Türkiye’nin hazır giyim ithalatında Bangladeş 410 milyon dolar ile ilk sırada yer alırken onu 337 milyon dolar ile Çin, 209 milyon dolar le Mısır, 150 milyon dolar ile İtalya ve 126 milyon dolar ile de Kamboçya izlemişti. Bu dönemde ilk 20 ülke arasında yüzde 99 oran ile Türkiye’ye ihracatını en fazla artıran ülke Mısır olmuştu. Bu yılın Ocak-Ekim döneminde ise ihracat hızı azalsa da oranda Mısır ilk sırada yer alamaya devam etti.
Dış ticaret fazlası 3 yılda 6,5 milyar dolar eridi
Öte yandan ithalattaki yükseliş, ihracattaki gerilemeyle birleşince sektörün dış ticaret dengesini de olumsuz etkiledi. Zira bu yılın ocak-kasım dönemini kapsayan 11 aylık dönemde Türkiye’nin konfeksiyon sektörü ihracatı yüzde 6,9 düşüşle 15 milyar 507 milyon dolara geriledi. İthalatta ise yüzde 20’nin üzerinde artış yaşandı. Sektör temsilcileri, rekabet gücünün yeniden kazanılmasının iç üretimi artırarak ithalat baskısını azaltacağına dikkat çekiyor.
“İTHALAT CAZİBESİNİ KORUMAYA DEVAM EDECEK”
Konuyla ilgili görüştüğümüz TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, hazır giyim sektöründe yaşanan sıkıntıların iki ana başlıkta toplandığını söyledi. Bu sorunları ihracattaki düşüş ve ithalattaki artış olarak sıralayan Fayat, sektörün son üç yılda ciddi bir kayıp yaşadığını vurguladı. Fayat, “İhracatta son üç yılda 4-5 milyar dolar kaybettik. İthalatta ise yabancı markaları bir kenara bırakın, kendi markalarımıza bile pahalı gelmeye başladık. Bu nedenle ithalat cephesinde de ciddi bir artış yaşandı. Toplamda üç yılda yaklaşık 7,5 milyar dolar kaybettik. Değerli Türk lirası ithalatı daha ucuz, üretimi ise daha pahalı hale getirdi ve bu durum artarak devam edecek” dedi. Bu tablonun temel nedeninin maliyet yapısı olduğuna dikkat çeken Fayat, “Türk Lirası bazlı maliyetler toplam maliyetin yüzde 60’ını oluşturuyor. Bu nedenle yakın rakiplerimize göre yüzde 40, uzak rakiplerimize göre ise yüzde 60 daha pahalı hale geldik. Rakip ülkelerde iş gücünün toplam maliyetler içindeki payı yüzde 30’ları geçmezken, bizde bu oran yüzde 60’lara kadar çıkıyor” ifadelerini kullandı. Önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Fayat, yılın ilk yarısının sektör açısından oldukça zorlu geçeceğini belirtti. “İlk yarıda finansman maliyetleri yüksek kalmaya devam edecek, kur baskılanacak ve sıkı para politikası yıkıcı etkileriyle sürecek” diyen Fayat, ikinci yarıdan itibaren ise ihracat cephesinde daha farklı bir tablo öngördüğünü söyledi. Fayat, “Enflasyonun kontrol altına alınmasının ardından Merkez Bankası’nın net faiz indirimlerine gideceğini ve bunun sonucunda döviz kurunda devalüasyona izin verileceği bir sürece girileceğini düşünüyoruz. İlk yarının zor geçeceğini, 2025 yılına benzer bir tabloyla karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorum. Bu süreçte ihracat, bu yıla benzer rakamlarla kapanacak. Ancak ithalat bağlantılarının daha uzun vadeli olması nedeniyle ithalat, cazibesini daha uzun süre korumaya devam edecek” diye konuştu.