YENER KARADENİZ
Antep fıstığında yıllardır çözülemeyen kayıt dışılık, hem fiyatları uçurdu hem de baklava başta olmak üzere gıda sektöründe zincirleme zamların önünü açtı. Üstelik son bir yılda kayıt dışılık nedeniyle fiyatlar 780 TL’den 2 bin TL sınırına dayandı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Baklava, Pasta ve Şekerli Mamüller Meslek Komite Başkanı Mehmet Yıldırım, Antep fıstığında 15 yıldır çözülemeyen kayıt dışılık sorununun hem sektöre hem de ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini söyledi. İTO’nun ağustos ayı meclis toplantısında konuşan Yıldırım, “Bu problem 15 yıldır devam ediyor. Kayıt dışılıktan dolayı ülke milyarlarca TL gelir kaybı yaşadı. Maliye Bakanı kaynak arıyor ama geliyor bizim gibi firmaların kasasına maliye memurunu koyuyor. Son zamanlarda birçok arkadaşımızın kasalarında günlerce maliye memurları bekliyor. Oysa kayıt dışı nedeniyle milyarlarca TL kayıp söz konusu.” dedi.
Yıldırım, Antep fıstığında yaşanan fiyat dalgalanmasının yalnızca baklava üreticilerini değil, çikolata, helva ve dondurma gibi pek çok gıda sektörünü de olumsuz etkilediğini belirtti. Kuruyemiş piyasasındaki zincirleme fiyat artışının enflasyonu da körüklediğini vurgulayan Yıldırım, “Geçen yıl 780 TL’ye aldığımız fıstık, 2 bin TL’ye dayandı. Oysa geçen yıl Cumhuriyet tarihinin en yüksek rekoltesi gerçekleşti. Hiç fıstık üretilmese bile depolardaki stok üç yıl yetecek durumda. Ancak depolar tüccar, stokçu ve karaborsacıların elinde. Fiyatlar bu nedenle sürekli yükseliyor. Sonra da deniyor ki baklava fiyatları neden arttı. Baklava fiyatları fıstıktan dolayı artıyor.” diye konuştu.
“Müşteri artık tepsi değil, küçük paket alıyor”
Artan fiyatların tüketici alışkanlıklarını da değiştirdiğini dile getiren Yıldırım, “Önceden zam yapardık, kimse sesini çıkarmazdı. Son yapılan zamla fiyatı bin 600 TL’ye çıkardık. Önceden müşteriler tepsi tepsi alır, hediye götürürdü. Şimdi binlerce TL vermek gücüne gidiyor, küçük paket ya da 1 kilo alıyor. Bu da satışlarımızı düşürüyor. Biz pahalı satmak istemeyiz.” dedi.
“Sağlıksız depolama kanserojen riski taşıyor”
Stoklanan fıstığın sağlıksız koşullarda bekletilmesi halinde kanserojen maddeler oluşabileceği uyarısında bulunan Yıldırım, “Bu sorunları sürekli dile getirmemize rağmen çözüm bulunamadı. Bu yıl rekolte düşük, gelecek yılın da düşük olacağı şimdiden belli. Fıstık ağacı öyle bir şey ki bu yılki hasatta gelecek yılın ürününü de görürsünüz.” ifadelerini kullandı.
“Çözüm: İthalat serbest bırakılmalı”
Yıldırım, yıllardır çözüm olarak fıstık ithalatının serbest bırakılması gerektiğini söylediklerini hatırlatarak, “Madem kayıt dışını engelleyemiyorsunuz, bari ithalatı serbest bırakın. İthalat serbest olursa stokçular ve karaborsacılar engellenir” dedi. Ayrıca Ticaret, Maliye ve Tarım Bakanlıklarının koordinasyon içinde çalışarak sıkı denetimlerle piyasayı manipüle edenlere karşı caydırıcı adımlar atması gerektiğini vurguladı.
■ “Lisanslı depoculuk da manipülasyon aracı oldu”
Yıldırım, lisanslı depoculuğun yanlış kullanımına da dikkat çekti. Yıldırım, “Yıllarca lisanslı depoculuk yoktu ve sonunda hayata geçti. Fakat ne oldu biliyor musunuz? Devletimiz çiftçiye lisanslı depoculukta gösterdiği ürün karşılığının yüzde 70’ini faizsiz kredi olarak veriyor. yani ben çiftçiyim 10 ton fıstık topladım, götürdüm lisanslı depoculuğa teslim ettim bunun devlet bana yüzde 70’ini beni desteklemek amacı ile faizsiz kredi olarak veriyor. çiftçi ne yapıyor biliyor musunuz ya da Antep’teki fıstık tüccarları, çünkü çoğunun çiftçi kayıt belgesi var. yani bu tüccarların köylerde fıstıkları var. topladıkları fıstığı götürüp lisanslı depoculuğa yatırıyorlar yüzde 70’ini faizsiz kredi olarak alıyorlar ve o aldıkları para ile de gidip yeniden fıstık alıyorlar yeniden stokluyorlar. Piyasayı manipüle ediyorlar. Piyasa böyle yükseliyor. Buna da bir önlem alınması lazım.” şeklinde konuştu.